
RONİ MARGULİES'İN ARDINDAN
Şair, denemeci, yazar, çevirmen ve eylemci Roni Margulies 19 Temmuz 2023'te aramızdan ayrıldı. Anısına yazılan ve Margulies'in farklı yönlerini ele alan yazı ve denemeler bu dosyada bir araya geliyor.
Şair, denemeci, yazar, çevirmen ve eylemci Roni Margulies 19 Temmuz 2023'te aramızdan ayrıldı. Anısına yazılan ve Margulies'in farklı yönlerini ele alan yazı ve denemeler bu dosyada bir araya geliyor.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün oyunlaştırılması, romana da yeni gözlerle bakılmasına yol açtı. Romanın tiyatroya uyarlanışına ilişkin görüş ve eleştirilerin yer aldığı bu yazılarda, ayrıca romanın kendisi de sahne ışığı altında inceleniyor...
Deniz Gündoğan İbrişim, Bihter Sabanoğlu, Ahmet Ergenç, Cihat Duman, Fatih Özgüven, Ahmet Soysal, Ali Akay ve Haydar Ergülen Lâle Müldür'e ve Lâle Müldür şiirine dair yazdılar...
“Bu yıl da bir 'en'ler listesi hazırlamıyoruz, listelere karşı olduğumuzdan değil. İtirazımız, tamamen piyasa rakamlarına göre hazırlanan listelerin nesnelmiş gibi sunulmasına… K24'ün dosyasında 42 yazarın her biri kendine göre 2022'de çıkmış en önemli kitabı ele aldı.”
59. Antalya Altın Portakal Film Festivali‘nde En İyi Yönetmen dahil olmak üzere dokuz ödül kazanan, Emin Alper’in yönettiği, 2022 yapımı Kurak Günler'e beş farklı açıdan bakış...
Özgün Özçer, İştar Gözaydın, Vivet Kanetti, Sırma Köksal, Fatih Özgüven, Neyran Günüçer, Fatih Altuğ, Armağan Ekici... Ayrıca Bilge Karasu'nun ilk kez yayımlanan bir Gilles Deleuze çevirisi. Ölümünün 100. yılında Proust'a dair pek çok şey...
Beyaz yakalılar açısından Yapay zekâ: YZ uygulamaları entelektüel emeği nasıl dönüştürecek? Algoritmaların gazeteciliği otomatikleştirmesinin sonuçları ne olacak? Yapay zekâ eser sahipliğini belirlemede nasıl bir rol oynayabilir?
25 Eylül 2022'de kaybettiğimiz Komet'le son sergisine ve resim anlayışına dair bir söyleşi ve ölümünün ardından yazılmış üç portre yazısı: Orhan Koçak, Hasan Bülent Kahraman, Ahmet Ergenç.
Bu dosyada Aydın Uğur'un anısına yazılan bu yazıların kimisi entelektüel mirasını ele alıyor, kimisi de akademisyen ve hoca olarak onun farklı yönlerini: Göksel Aymaz, Hasan Bülent Kahraman, Sezai Ozan Zeybek, Mesut Varlık, Halil Nalçaoğlu.
Edebiyatımızda gerektiği kadar ilgi görmemiş, unutulmuş, görmezden gelinmiş, hak ettiği değeri bulmamış, ama şimdi mutlaka hatırlanması ve okunması, kanona eklenmesi gereken kitaplar, yazarlar... 28 yazılık geniş bir dosya.
K24'ün gelenekselleşen soruşturması: 2021 yılında okuduklarınız arasında, sizi en çok etkileyen kitap hangisi oldu? Kitap 2021’den önce basılmış olabilir, yepyeni olabilir, kurgu ya da kurgu dışı olabilir, Türkçe ya da başka bir dilde olabilir… Bizi ilgilendiren, hangi kitabın sizi nasıl ve ne ölçüde değiştirdiği, etkilediği. Bu soruları çevremizdeki okuyanlara, yazanlara sorduk. 99 yazar 183 kitaba dair yazdı. İşte 2021’in kitaplı bir panoraması...
Uzun zaman bilinmeyen, görülmeyen, görmezden gelinen Zaven Biberyan ve eserlerine farklı yönlerden bakışlar... Zamana yayılmış bu dosyada Rober Koptaş, Behçet Çelik, Feza Kürkçüoğlu, Melike Koçak, Vivet Kanetti ve Orhan Koçak'ın yazıları yer alıyor.
Hikâyeci, romancı ve çevirmen olarak Pınar Kür: Aynı zamanda ünlü yazar için bir saygı duruşu olan bu dosyada Fatih Özgüven, Sırma Köksal, Behçet Çelik, Fatih Altuğ ve Adalet Çavdar, Pınar Kür'ün kitaplarına ve çevirilerine bakıyorlar.
Faşizmin Türkiye'deki ve dünyadaki örneklerine dair 10 yazı: "Faşizme karşı çıkmak her birimizin içinde taşıdığı faşizmini görmesiyle başlar. Sürekli 'öteki'nin faşizmine odaklanmak faşizmi besler."
2021 Kıraathane Kitap Şenliğinin dijital bölümüne katılan bağımsız yayınevlerinin yöneticileriyle görüştük: Barbara Epler/New Directions, Fiona McCrae/Graywolf, Naveen Kishore/Seagull, Diego Rabasa/Sexto Piso, Julia Tsiakiris/To Rodakio, Sandro Ferri/Europa Editions, Jacques Testard/Fitzcarraldo.
"Hak mücadeleleri için daha önce yürütülen hukuk savaşı toplumsal bir bellek oluşturdu. Ancak insanların cinsiyeti, derisinin rengi, etnik kimliği yüzünden ayrımcılığa uğraması, şiddet görmesi yeryüzünden silinemedi, bilakis ırkçılık bugün de endişe verici şekilde insanlığın gündeminde olmaya devam ediyor."
Eski harflerden Latin harflerine geçiş, Türkiye'de yayın hayatını nasıl etkiledi? 1920'lerin sonundaki anketler, tartışmalar ve gazete haberleriyle... Fatih Altuğ, Mesut Varlık, Serdar Soydan, Feza Kürkçüoğlu.
"Türkiye’de kadın, toplumsal cinsiyet ve cinsellik çalışmalarına bilimsel ve kurumsal anlamda bütünlüklü bir düşünsel zemin hazırlamak, bu sayede alanın ilerlemesine ufak da olsa bir katkıda bulunmak..."
"Orhan Pamuk son romanı Veba Geceleri’nde Minger Adası’yla W. Faulkner’ın Yoknapatawpha’sı ya da T. More’un Ütopya’sı, R. L. Stevenson’ın Define Adası, T. Hardy’nin Wessex’i, Proust’un Balbec’i, Defoe’nun Crouse’sunun adasına bir yenisini ekleyerek dünya edebiyatının kurmaca coğrafyasının sınırlarını genişletti."
"Orhan Koçak yazısı da Maelström üslûbuna meyilli değil midir? Dünyanın ve tabii kendisinin gün be gün gözüne giren 'bura'nın, memleketin girdapları karşısında, felâketzede bir yazı. Kırımların, yıkımların, kayıpların, darbenin, zulmün… tanığı."
Behçet Çelik dört bölüm halinde tefrika edeceğimiz çalışmasında, Suat Derviş’in uzun yıllar boyunca gazetelerde kaldıktan sonra geçtiğimiz yıllarda kitaplaşan romanlarında tema, olay örgüsü ya da karakterler arasındaki benzeşen ve ayrılan noktaları araştırıyor, Suat Derviş’in edebiyatına dair genel bir resmin ortaya çıkmasını sağlıyor.
"Türk Edebiyatı mı denir, Türkçe Edebiyat mı denir? Hangisi doğrusudur? Bu soru edebiyatın/metnin kendisiyle değil, onun okurunun politik tavrıyla ilişkili bir konudur. Politik olduğu kadar da, elbette, tarihsel bir okuma/anlayış farklılığına işaret ediyor."
"Şairliği kadar şiir düşünürlüğüyle de büyük değerler yaratan Behçet Necatigil’e göre her şair, üç burçtan geçer: Gurbet, Hasret ve Hikmet burcu. Başlangıç Gurbet Burcu’dur. Kendi sesini bulmak için çıkılan gurbettir şiir yaşamı."
Dijital kapitalizm nedir? Kapitalizmden ne farkı var? Dijital feodalizm mümkün müdür? İnternet neoliberal bir modele oturabilir mi? Her şeyin teknolojik bir çözümü olabilir mi? Dijital kapitalizmin yapısı ve işleyişi...
Üç ayrı kuşağın ve altı şairin gözünden kalıp kırıcı bir şiir yolculuğu: Afro-Amerikalı şairlerin ırkçı toplum düzenine karşı geliştirdikleri kalıp kırıcı ve özgürleştirici şiir geleneği, dize dize verilen bir mücadele…
"Siyaha yakın kahverengiydi, ufacıktı, sesi inceydi. Her yere işiyor, onunla da kalmayıp bir de sürünüyordu marifetini icra ettiği zeminin üzerine. Fark edip de hamle ettiğimizde kara gözlerini şaşkın şaşkın gözlerimize dikiyor, o sırada da vücudundan efil efil idrara bulanmış tüy kokusu geliyordu. Bilenler bilir, tonka fasulyesinin tatlı, vanilya ile acıbadem arası bir kokusu vardır. Bizim Tonka ama, tam bir tezat teşkil ediyordu ismine referans olan malzemeyle."
Pandemiden en çok zarar gören sanat dallarından biri tiyatro oldu. Oyuncu, yönetmen, yazar... tiyatro emekçileriyle görüşerek bu süreci anlamaya, neler yaşandığını öğrenmeye çalıştık. Farklı illerden 16 tiyatro insanıyla yapılmış söyleşiler...
Pandemi döneminde yayıncılığın sorunları için 65 yayınevine 7 soru gönderdik, 19 yayınevinden cevap aldık: Kitap yayıncılığı, dergicilik, kitapçılar, sahaflar, dağıtımcılar; kriz ve krize karşı çözüm önerileri...
"Pandeminin yüzleşme aynasını yüzümüze tuttuğu bu günler –evde kalabilenler için– kendimizle, korkularımızla baş etmeye çalıştığımız, sınırlarımızı gördüğümüz zamanlar. Ya dışarıda kalanlar?"
"Belli ki kadınlar birbirlerinden cesaret alabildikçe, birbirlerine el uzatabildikçe, daha kolay, daha güzel, daha cesur yazıyorlar. Yazdıkça öğreniyorlar, güçleniyorlar, çiçekleniyorlar."
Artık varlığını pek az kimsenin sorguladığı bir iklim krizinin içinde yaşadığımız günlerde yayınlanan bu dosya, krize dair kitapların kuşbakışı bir derlemesini içeriyor. Ayrıca iklimkurgu adındaki yeni bir edebi türe dair örneklerin de...
"Kendi adıyla yazdığı dokuzuncu, takma adlarını hesaba katacak olursa kırk yedinci romanıdır söz konusu olan. Ve Peyami Safa, Noraliya'dan evvel roman adına layık hiçbir kitap yazmadığını söylemektedir!"
"Margaret Atwood salt feminist, sosyalist veya distopik bir edebiyat yapmıyor, ayakları yere çok sağlam basan edebiyatında transhuman hâllerin, spekülatif ya da bilimkurgunun tuttuğu yer çok geniş..."
"Türkiye’de yönetim krizi, demokrasi krizi, bürokrasi krizi, liyakat krizi, adalet krizi ve eninde sonunda ekoloji krizi var. Ekonomik kriz, demokrasi krizi ve ekolojik kriz ayrı ayrı meselelermiş gibi görünse de bunların hepsi aynı bütünün parçaları."
"Kadın yazarların çoğunun her gün düzenli olarak sadece yazmaya ayırılabilecekleri bir zaman dilimi yok. Olanı da sınırlı, her an işgale, müdahaleye açık..."
“Bir 'siyasî iktidar'ın bir 'kültür' yaratması kolay değil ama varolan kültüre müdahale etmesi, bir şeyleri durdurması, yasaklaması buna kıyasla çok daha kolay. AKP’nin de 'kültürel hegemonya' arayışında dönüp dolaşıp geleceği yer burasıdır.”
"Sınırlarla çevrili ve sınırların ardında kaldıkça ayrışıp farklılaşan dünyada, göç kaçınılmaz bir olgudur..."
"Karanlık, yeşillikten de doğabilir. Bitkinin bir korku figürüne dönüşmesine, gotik ve botaniğin iç içe geçmesine şaşmamak gerekir. İnsan ölünce bitkinin besini olur. Doğa, insan türü için ölüm demektir."
"İyi okurluk tek bir toplumla özdeşleştirilemez, bir dünya kardeşliğidir. Zamanla ve mekânla sınırlanamaz..."
"Belki de, yerleşmenin tekinsizliğidir, yani dünyaya yeniden çocukluk evimizdeki gibi yerleşebilmenin imkânsızlığıdır, o özlemdir, şiiri ve edebiyatı asıl yaratan dürtü..."
Dokunaklı karakterleriyle, şiirsel diliyle, ironisi ve mizahıyla, Steinbeck okumak bir şölen gibidir... Öte yandan, Fareler ve İnsanlar'ın açıkça bir öjenizm propagandası olduğu aklınıza gelir miydi hiç?
Sadece Türkiye'de değil dünyada da kültür, siyasî ve sosyal değişimlerin silahı haline gelmişken, kültür-sanat gazetecileri, mesleklerinin durumunu, kültürel iktidar tartışmasını, ve varsa eğer çıkış yolunu tartışıyorlar.
"Ölümsüzlük bir seçenek olarak yalnızca kurmacada var ve belki de bu yüzden, insan yaşlandıkça, vampir hikâyeleri gücünü toplayıp korkutma kudretini yeniden kazanıyor..."
Türkiye dışındaki Türkoloji çalışmaları ne durumda? Dünyanın değişik üniversitelerindeki Türkologlar, bölümlerinin karşı karşıya olduğu sorunları anlatıyor: Polonya'da ya da ABD'de Türkçe okumanın ve okutmanın ne anlamı var?
"Vegan beslenme tarzını benimsemek ve sürdürmek için üç temel sebebimiz var: Sağlık ve mutluluğumuz için, gezegenimizin bekası için, vicdan ve iç huzurumuz için..."
“Me too ve benzeri hareketlerin bize kazandırdığı en önemli şey bu: anlatma cesareti. Hem kendimize, hem başkalarına...”
"Queer kuram sürekli LGBTİ+’larla özdeşleştirilir, fakat direkt bu konuya atıf yapmaz. Tüm ayrımcılıkları kapsayıp, sanıldığından çok daha büyük bir kitleyi kucaklar."
"Yoksulluk utanılmaması gereken, gururla taşınabilen bir kimlik olageldi yıllarca. Ne yani, zenginin parası varsa yoksulun da 'gurur'u vardır, üstelik gurur paradan daha kıymetlidir, alttan alta, parası olanın gururu yoktur iması da taşır bu cümle..."
"Kurmaca metinlerinde kendine has bir cesaret, bir meydan okuma, ironi; hatta kimi vakit biraz sinik, biraz bıkkın bir gülümseme mevcuttur. Çağının tüm ikilemleri ile yüzleşme gayretinde bir yazardır..."
Melodilerle sözcüklerin, müzik ile edebiyatın iç içe geçişine dair yazılar: Seda Ersavcı, Çağlayan Çevik, T. Onur Çimen, Nilüfer Kuyaş, Seçil Epik, Sanem Sirer, Özgün Özçer, Mehmet Nemutlu, Ahmet Ergenç, Begüm Kovulmaz, Hilmi Tezgör, Elif Okan Gezmiş, Murat Beşer, Armağan Ekici, Doğu Yücel, Asuman Kafaoğlu-Büke, Gülçin Özkişi, Adnan Arduman, Özkan Manav.
Bizden olanları belirleyip bu tanımı genişletmek yerine, “biz” tanımını mümkün olduğu kadar daraltıp birtakım sınırlar çizmek için kullanılan Yerlilik ve millîlik üzerine...
“Şiddete meyilleri 'dert' sahibi olma üzerinden romantize edilerek okunamayacak erkeklikler neden ve nasıl edebiyatta tekrar tekrar üretildi?”
Yemek sadece yemek değildir! / Lezzetin tarihi / Bir kimlik ayıracı olarak mutfak / Edebiyatın sofraları / İstanbul'un yemek kültürü / Refik Halid Karay'ın, Orhan Pamuk'un ve Ferzan Özpetek'in sofraları / Mutfak ve hafıza / Yemek yayıncılığı
"Cinnet veya cinayetle de bitebilen çok katmanlı bir öykü; bütün aşk ve bağlılık öyküleri gibi biraz sakil, biraz da acıklı belki: kardeş..."
Başlangıçlar ve bitişler / Yaratılış anlatıları / Yeni bir edebiyatın başlangıcı / Ölüm-oluşta başlangıç / Yazmaya başlamak / Yeni bir dergi yayımlamaya başlamak / Namık Kemal'in başlangıç figürleri
Faşizmden kaçıp Belçika’nın küçük sahil kenti Oostende’de yolları kesişenler arasında özellikle iki isim öne çıkar: Stefan Zweig ve Joseph Roth. Bu iki yazarın hayatları boyunca süren, kardeşten öte dostluklarının öyküsüne farklı açılardan bakışlar...
Edebiyatta görünürlük, otokurmacayla hayatını yazmaktan çekinmeyen ya da görünürlükten kaçınan yazarlar, edebiyatın tanıtımında sosyal medya, dergiler ve edebiyat çevreleri, kitap tanıtımlarının önemi, ödüllü yazar/şair olmak...
SSCB döneminde ve sonrasında, 20. ve 21. yüzyılda Rusça edebiyat: Sosyalist gerçekçilik, sosyalizm sonrası Rus postmodernizmi, Sovyet bilimkurgusu ve iki portre: Mihail Şişkin ile Svetlana Aleksiyeviç...
“Coğrafya kaderdir sözünü sahipleniyoruz ve bunu önemli buluyoruz, ama aslında demek istediğimiz tam olarak 'kader' değil. Çünkü modern insan hiçbir kuvvetin hayatını bu denli kesin belirlemesine (öyle olsa bile) inanmak istemiyor.”
Doğada bulunmayan bir renk olarak mavi, insanlığın daima ilgisini çekmiş ve asırlar içinde, birbirine zıt olarak nitelenebilecek anlamlar içeren sembolizm öbeklerinde yer almıştır: Mavi üzerine çeşitlemeler...
“Nasılsın sorusu hep başkasına sorduğumuz bir soru mudur? Yoksa, kime sorarsak soralım bu soru sadece ve sadece kendimize sorduğumuz bir soru mudur? Ötekinin cevabını gerçekten dinleyip dikkate aldığımız bir zamanda mıyız? Yoksa bu soruyu kendimize sorduğumuzu düşünüp hep cevapsız mı bırakıyoruz?”
"Türkiye’nin ne Batılılaşmış ne de köylü kalmış kitlelerini temsil eden Zebercet, Türkiye’yi temsil eden Anayurt Oteli’nin içine kendisini kapatır ve yalnızlaşır..."
Yusuf Atılgan, Aylak Adam ve Anayurt Oteli üzerine yazılar...
Yükselen bir politik söylem üzerine analizler ve denemeler: Sanem Sirer, Sabine Adatepe, Zeynep Koçak, Hakkı Özdal, Barış Büyükokutan, Berk Esen, Kansu Yıldırım, Boğa Erdağı, Sezin Öney, Murat Şevki Çoban.
"Klişeler edebiyat açısından pek çok noktada sanıldığının aksine işlevsel, yararlı, estetik, tarihî, semptomatik ya da yapısal önemde olabilir. Ne var ki, başka klişeler önyargılı, ufuk kapayıcı, eleştirelliği engelleyen, yanlış, taraflı hatta oldukça zararlıdır da. Hangisinin ağır basacağını belirlemek içinse klişenin neyi, neden vazettiğini sorgulamak gerekir."
"Sevim Burak, Leylâ Erbil, Sevgi Soysal ve Tezer Özlü'nün 1950- 1970 arasında zamanın ruhunu sezgisel olarak yakalayarak dünyadaki feminist edebiyat ile eşzamanlı çok güçlü yapıtlar kaleme aldığını görüyoruz."
"Çocukluk, bugünün anomalilerinin, arazlarının ya da muammalarının kökenlerinin keşfedilebileceği bir uzak ülkedir; bu mecranın yeniden keşfi söz konusu olmadan, bugünün yaralarını sarmak pek kolay değildir..."
“Halk anlatılarında, masallarda, dengbêj geleneğinde, batıl inançlarda, mitolojide 'başı, ortası ve sonu olan' ilk 'gerçek sayı'nın, "üç"ün yeri...”
"Oscar Wilde'dan Ahmet Hamdi Tanpınar'a, Tomris Uyar'dan Orhan Pamuk'a ve Umberto Eco'ya kadar edebiyatta güzelliğin peşine düşüyoruz..."
Şiirlerde, romanlarda, öykülerde kış. Kurmacada ve gerçekte kış. Ama en çok da hoşnutsuzluğumuzun kışı... Dosyamız, William Shakespeare’in "the winter of our discontent/ hoşnutsuzluğumuzun kışı" dizesinden alıyor adını.
Sezin Öney, Servan Güney, Seval Şahin, Funda Soysal, Bora Abdo, Can Gürses, Eren Aysan, Esmahan Aykol, Figen Şakacı, Hakan Bıçakcı, Mahir Ünsal Eriş, Menekşe Toprak, Oylum Yılmaz, Pelin Buzluk ve Suzan Samancı Sevgi Soysal'ı anlatıyorlar...
"Yazım kuralları hem olmazsa olmazımız hem de en tartışmalı konulardan biri. Peki yazarlar, editörler ve eleştirmenlerin yazım kuralları ile ilişkisi nasıl?"
Edebiyat ve tarih, tarihyazımı ile kurmaca: Mehmet Anıl, Yalçın Armağan, Didem Ardalı Büyükarman, Çimen Günay Erkol, Nüket Esen, Erkan Irmak, Gürsel Korat, Ali Serdar, Sevengül Sönmez, Seval Şahin, Elif Tanrıyar, Nuri Adıyeke, Bülent Bilmez, Ahmet Ersoy, Abdulhamit Kırmızı, Ahmet Kuyaş, Nazan Maksudyan, Oktay Özel, İrvin Cemil Schick.
"Mektubun edebiyat dünyasındaki yolculuğu"yla Emel Kefeli, "Yazının yurdundan mektuplar"la Ferit Edgü ve Tezer Özlü mektupları eşliğiyle Elif Türker, "Edebiyat tarihi ve biyografi yazımı"yla Sevengül Sönmez, "Posta kutusundaki edebiyat"la Murat Yalçın, "Elektronik postaya inanıyorum" başlığıyla Eray Ak, Albert Camus'nün mektuplarıyla Ali Bulunmaz dosyaya katkı sundu. Enis Batur ise Osman Çakmakçı'ya bir mektup yazdı...
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül romanları, Bilge Karasu'nun Gece'si, Sevgi Soysal'ın Şafak'ı, Melih Cevdet'in Gizli Emir'i, Şebnem İşigüzel'in Resmigeçit'i, Latin Amerika edebiyatında şiddetin ve darbelerin izi...
Şavkar Altınel / "Başlamayan rüya", Özcan Yüksek / "Mars'a seyahat ve Evliyâ Çelebi", Hayati Roman / "Modern gezi yazılarının tarihine kısa bir bakış", Serhat Öztürk / "Seyahatimiz yol alıyor mu?", Nilüfer Kuyaş / "İçimizdeki ülke: Seyahatin yolculuğu", Armağan Ekici / "Enis Batur'un Dört Şehir'i", Yasemin Çongar / "Bir yeri yazmak ve Jan Morris".
“K24’ün Temmuz ayı dosya konusunu '80 ve sonrası doğan edebiyatçılar' olarak belirledik. Dosya, hem –zaten şimdiye dek yapmaya özen gösterdiğimiz gibi– genç edebiyatçılara K24 sayfalarını açarak seslerini duyurmaları için bir platform sunsun, hem de 80 ve sonrası doğumlu edebiyatçılar bir kuşak teşkil ediyor mu, belirli temaları, dertleri var mı gibi sorulara yanıt arasın, hatta ve hatta yeni sorular sordursun istedik.”
İslamiyet’in en kutlu köpeği Kıtmir’den edebiyatta kedilerin şahı Behemot’a, Faruk Duman’ın öykülerindeki hayvanların dönüştürücülüğünden Kemal Varol’un Haw romanının kahramanı Mikasa’ya dair üzerine belki çok da düşünmediğimiz meselelere odaklanıyor bu dosyanın yazıları. Dosyamızın belkemiğini oluşturan yazı, Başak Bingöl'e ait: “İnsan olmayanı yeniden düşünürken edebiyatın imkânları”.
Bu ayki dosyamız, hem tür olarak erotika yazımını hem de edebî eserlerde yer alan erotik anlatımı kapsamına alsın istedik. Kafamızda çok fazla başlık vardı... Mesela içinde erotizm barındıran bir edebiyat ürünü genel ahlaka aykırı suçlar kapsamına nasıl giriyordu? Müstehcen kime ve neye göre müstehcendi? Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu bu meselelerin neresinde duruyordu?
Tiyatro bugün neyi mesele ediniyor? Tiyatro bugün ne yapıyor? Genç oun yazarları ne yazıyorlar, nasıl yazıyorlar? 2000’lerin sonunda mesela neden herkes absürd oyun yazıyordu? Neyin göstergesi bu?
Başak Bingöl Yüce, Sibel Oral, Bülent Erkmen, Utku Lomlu, Geray Gençer, Füsun Turcan Elmasoğlu, Suat Aysu, Gürkan Mıhçı, Burcu Dündar, Matt Dorfman, Janet Hansen, Prof. Dr. Ned Brew, Doç. Dr. Paul Sternberger...
Deneme sanatına dair: Uğur Kökden, Sibel Oral, Süha Oğuzertem, Tuncay Birkan, Hülya Soyşekerci, Nilüfer Kuyaş, Ahmet Ergenç, Mehmet Serdar, Armağan Ekici, Mahmut Temizyürek, Haydar Ergülen, Şavkar Altınel.
LGBTİ bireyler ve yazarlar Türkiye ve dünya yazınında nasıl yer buldu, zamanla neler değişti? Halit Erdem Oksaçan, Seçil Epik, Levent Pişkin, İlker Cihan Biner, Hande Öğüt,
Özkan Ali Bozdemir, Ali Bulunmaz, Mehmet Erkurt...
İshak Reyna, Yaçın Armağan, Mesut Varlık, Behçet Çelik, Yasemin Çongar, Başak Bingöl Yüce, Cevat Çapan, Güven Turan, Lale Müldür, Enis Batur, Şükrü Erbaş, Hüseyin Ferhad, Mahmut Temizyürek, Akif Kurtuluş, Vural Bahadır Bayrıl, Şeref Bilsel, Devrim Dirlikyapan, Ömer Erdem, Asuman Susam, Betül Dünder, Gonca Özmen, Cihat Duman, Ömer Şişman, Mehmet Said Aydın, Handan İnci, Nuri Sağlam, Murat Yalçın, Mehmet Can Doğan, Olcay Akyıldız, Sevengül Sönmez, Hayriye Ünal, Erhan Altan, Emrah Pelvanoğlu, Erkan Irmak, Mehmet Sümer, Orhan Kahyaoğlu.
“Bugün, zor zamanlara sanatla nasıl yanıt vermeli? Zor zamanlar derken bombaları, işgali, katliamları, soykırımı, iç savaşı, diktatörlüğü ve tüm benzer büyük çöküşleri yazıyla, edebiyatla, öyküyle, şiirle, romanla nasıl karşılamalı?”
Polisiye edebiyat bugüne nerelerden geldi? / Bir Osmanlı polisiyesi: Sansar Mustafa Hikâyesi / "Hakiki suç gibisi yok" / Polisiye yazarları cevaplıyor: Polisiye nedir? / Dedektif, neden modern bir kahramandır? / Osmanlı-Türk polisiyesinin özellikleri
Armağan Ekici, Ersan Üldes, Canser Kardaş, Oylum Yılmaz, Arzu Öztürkmen, Muharrem Kaya. / Pertev Naili Boratav'ın masalları / Lewis Carroll'a dair / Kürt masalları / Masallar ve çağdaş edebiyatımız...
Editörler gerçekte ne iş yapıyorlar? Mesleklerinin getirip götürdükleri hakkında ne düşünüyorlar? Türkiye’de editörlük ve redaktörlük nasıl birbirine karıştırılıyor? Ayda kaç kitap hazırlamak zorundalar? Yazara ne kadar müdahale ediyorlar?
Harf Devriminin nasıl bir kültürel etkisi oldu? Osmanlıca bir ders olmalı mı? Osmanlıca öğrenmek bu kadar kolay mı? Öğrendikten sonra bu dili günlük hayatta nerede kullanacağız? Şimdiye dek Osmanlıca öğrenmediğimiz/ bilmediğimiz için edebiyatta neler kaçırdık? Bu sorularla birlikte İrvin Cemil Schick, David Selim Sayers, Efe Murat Balıkçıoğlu ve Emin Nedret İşli’nin kapısını çaldık...
Koordinasyonunu Kerem Eksen'in yaptığı dosyaya yazıları ve deneyimleriyle Gaye Çankaya, Alber Nahum (Türkiye’de Spinoza çevirileri üzerine), Savaş Kılıç (“Pîrimiz olsa revâdır”: İlk Descartes çevirisi), Emine Sarıkartal, Ferhat Taylan (Türkiye’de felsefe çevirisi: Canlılık ve sefalet) katkıda bulundu. Kerem Eksen’in Tuncay Birkan ve Prof. Dr. Kaan Ökten’le yapmış olduğu söyleşiler felsefe çevirilerinin hem niteliksel hem de niceliksel durumunu ortaya koyuyor...
"Yazarlar hiçbir zaman bütünüyle başkalarıyla birlikte değildir çünkü asıl hayatları yazı masasının başında yalnız kaldıklarında kafalarının içinde başlayan hayattır. Dolayısıyla onlardan sevgili, eş, kardeş, oğul, baba, arkadaş olmaz..."
“Şiir çıkmazdadır. Bütün şiir yazanlara, edebiyat yazanlara hatırlatmak gerekir: Şiir çıkmazdadır. Çünkü insan çıkmazdadır, sorunlar çıkmazdadır. Toplum değişiyor, insan değişiyor, insanın yeri değişiyor, insanın ilişkileri ve sorunları değişiyor. Ülkemizde en azından birtakım kavramlarla yeni yeni karşılaşıyoruz. Şiirin en azından artık bir avunma, oyalanma değil, bir saptama, belki bir önerme olduğu anlaşılıyor.” – Turgut Uyar
"Hiçbir kurgu, hukukî kurgudan daha kurgusal olamaz, zira doğruluk ve hatta evrensellik iddiasındadır. Hukuk, adalet anlayışı, toplumsal mutabakat, hepsi de Penelope’nin dokuduğu kumaş gibidir, durmaksızın dokunur, beri taraftan sökülür..."