LGBTİ EDEBİYATI

DOSYA

Türkiye edebiyatında gökkuşağı renkleri

Verili eserlerden yola çıktığımızda, Türkiye edebiyatında ayrımcılığı, ötekileştiriciliği yadsıyan dilin bir süreklilik kazandığı, göreli de olsa, toplumsal farklılıklara yönelik bir farkındalık düzeyine erişilmeye başlandığı görülmektedir

DOSYA

Romantik dostluklardan lezbiyen aşka

Özyaşamsal deneyimlerini kurmacalara yansıtarak, kendilerini kahramanlarına aktaran lezbiyen yazarlar, koşullar nedeniyle aşklarını açıkça ifade edemediler, kendilerini sakladılar belki ama böylelikle modernizmin en yaratıcı metinlerini oluşturdular

DOSYA

İktidar, edebiyat ve LGBTİ

Siyasetin yalanlarla kuşatıldığı yerde, bizi özgürleştirecek yegâne alan yine hakkı verilen edebiyat olacaktır

DOSYA

Eşcinsel edebiyatta tür ve tema ayrımı

Eşcinsel kitapları yoktur, eşcinsel temalı kitaplar vardır diyebiliriz. Bu noktada, eşcinselliği konu edindiği halde ‘nitelikli’ olmayan eserlerin, eşcinsel yaşamın toplum tarafından kabul görmesine bir katkı sağlayıp sağlamadığı sorusu ortaya çıkıyor

DOSYA

Bedenlerin “sakıncalı” bulunan dostluğu

Onur Yürüyüşü’nün polis tarafından gazlandığı, yürüyenlerin coplandığı ve gökkuşağı renklerinin kimi yetkililerce yasaklanmaya uğraşıldığı günümüzde, Hemcinsine Tutkun Bedenler ısrarlı reddedişler için edebî bir şifa kaynağı

DOSYA

Cihangir kedileri: Organsız bedenlerin duygudaşlığı

Bedenin faşist temsillerin tahakkümü altında yaşadığı bir çağda Cihangir Kedileri şiiri, organize edilmiş bedenlere konulan her türlü sınırı aşıyor ve yaşamı olumluyor. Bu açıdan LGBTİ mücadelesine ilham verecek nitelikte

DOSYA

Neden hiç heteroseksüel yazar yok?*

LGBT edebiyatının hiçbir zaman kolektif bir gelişme göstermemesi sadece farklı dönemlerde ve farklı türlerde eserler veren eşcinsel yazarlar ya da eşcinsel karakterlere yer veren eserlerle sınırlı kalması mıdır?

DOSYA

Gençlik edebiyatında LGBTİ temalar

Gençliğe ulaşmak kârlı ve yayıncılar bunun farkına gitgide daha çok varıyor. Anlaşılan o ki, gökkuşağının renkleri sermaye sahiplerine hiç şu son beş yılki kadar “parlak” görünmemişti…