OLMAK YA DA KÜLTÜREL İKTİDAR OLAMAMAK

DOSYA

Türkiye’nin kültür savaşı

Bir “siyasî iktidar”ın bir “kültür” yaratması kolay değil ama varolan kültüre müdahale etmesi, bir şeyleri durdurması, yasaklaması buna kıyasla çok daha kolay. AKP’nin de “kültürel hegemonya” arayışında dönüp dolaşıp geleceği yer burasıdır

DOSYA

İslamcı yazarlar ne diyor?

Kültür savaşları ya da daha çok kullanılan tabirle kültürel iktidar, İslamcılarla sekülerler arasındaki tartışmaların başat konularından biri...

DOSYA

Kültürlü camlara devrik iktidarlar

Kültürel iktidar benim ve benim gibi çalışarak hayatını devam ettiren yayın emekçilerinin hayatında neye tekabül ediyor?

DOSYA

İslamî kahraman yaratmaktan aileyi kurtarmaya: Hidayet Romanları’nda romantik iktidar

Siyasî iktidarın değişmesiyle bir yandan Hidayet Romanları'nın popülaritesi düşerken, diğer yandan hidayet olgusu da dönüşüme uğrar. Yeni anlatıda iktidarın tesis edilmesi gereken mekân devlet kurumları yerine evdir...

DOSYA

“Mimarî yapılar, ideolojilerin kamusal alandaki en güçlü göstergeleridir”

Sevim Burulday: Okulu olmayan köylerin camileri var. Belki de devlet denen şeyin, işte tam bu noktada müdâhil olması gerektiğini düşünüyorlar. Öğretmeni olmayan köyün imamı olabiliyor...

DOSYA

İdeallerden ihtiraslara: Kurulamayan kültürel iktidar

AKP’nin, Cumhuriyet dönemi kültür ve sanatının sembolü hâline gelmiş Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkmaktan, “Senin de bir sanatın var” sloganıyla bienal düzenlemeye vardırdığı çizgide aldığı sonuç; kültürel bir ağırlık kuramamaktan sürekli yakınmak oldu

DOSYA

Türkiye’de kültürel iktidar sağda mı?

Kültürel iktidar ancak kendi bahçenden çıkabilecek gücü bulduğunda etkisini göstermeye başlar; başka bahçelerdeki birikime kucak açarak, bundan mutluluk ve gurur duyarak…

DOSYA

İktidarların oyun bahçesi: Çocuk kitapları

On yedi yıllık iktidar, eğitim sistemindeki türlü değişikliklerle “İdeal Türk Çocuğu”na bambaşka bir anlayış kazandırdı: dindar nesil...

DOSYA

AKP’nin “kültür” sayfasındaki soluk resim: Sanatçılar

Bugün AKP’nin sanatçılarla ve sanat çevreleriyle ilişkisi, aslında, kamuya oldukça soluk bir resmin verilebildiği bir ilişkidir. Sarayda yapılan gösterişli davetlerde de bu resim “kültür” alanındaki gücün değil adeta güçsüzlüğün dışa vurulduğu bir resim...

DOSYA

Belki şurada yerli ve millî bir kültür vardır

En çok kazanan yazarlar listesine İskender Pala, Sinan Yağmur, Mustafa Armağan’ın girmiş olması, ünlülerin Saray’ın hiçbir yemeğini kaçırmaması bu mücadelenin “kazanım”larıdır. Ancak yine de bunlar kültürel iktidar olmaya yetmiyor...

DOSYA

Safiye Erol'u kim sahiplensin?

Nasılsa Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar ve büyük, derin Doğu’nun yazarı Necip Fazıl var. Safiye Erol, yerli ve millî olan dâhil, hiçbir çevreye uygun bulunmuyor...

DOSYA

Prospero ile Tâlibân

“Niçin kültür alanında iktidar olamıyoruz” sorusunu, Tanpınar’dan ilhamla, şu şekilde değiştirmeyi öneriyorum: Kültür alanında muktedir olsaydık bunu fark edebilir miydik?

DOSYA

Kurtlarla Koşan Kadınlar’dan kurtlar sofrasına: Güzel Süreyya!

"Batı’nın tekniğine evet, medeniyetine hayır" cümlesinde hayat bulan İslamcı, sağ-muhafazakâr düşün insanlarının ve oraya yaslanan iktidarların sahiplendiği bakış, dizilerdeki kadınlar arasındaki çatışmanın fonunu oluşturuyor

DOSYA

Kültürel iktidar arzusu ya da sivillik kaybıyla yüzleşememek

Basbayağı sağcı bir kültür devinimini; özerk, bağımsız, kayıtsız, eyvallahsızmış gibi sunmak, sadece okuma yazma tecrübesinin ilk basamaklarındaki romantik gençlerin aklını çelebilir bir poz olarak kalıyor...