EDEBİYAT VE ADALET

DOSYA

Penelope dokur, hayat söker

Hiçbir kurgu, hukukî kurgudan daha kurgusal olamaz, zira doğruluk ve hatta evrensellik iddiasındadır. Hukuk, adalet anlayışı, toplumsal mutabakat, hepsi de Penelope’nin dokuduğu kumaş gibidir, durmaksızın dokunur, beri taraftan sökülür...

DOSYA

Tecelliden ziyade arayış: Adalet

Sokrates der: “Adalet bir toplumda herkesin üzerine düşeni yapmasıdır.” Edebiyatçı üzerine düşeni yaptıktan sonra adalet tecelli eder mi etmez mi onu ilgilendirmez. Tecelli sadece politikacıları ilgilendiriyor...

DOSYA

Adaletsizliği edebiyat eserlerinde görmek...

Adaletin yabancıları vardır, dokunmadıkları. Edebiyat onlara dokunarak, adaletsizlikleri görmemizi sağlar. Bu anlamda edebiyat, tam da adaletsizliği görebileceğimiz yerdir...

DOSYA

“Quid rides? De te fabula narratur”

Yoksa siz hâlâ gerçeğin ve adaletin edebiyatta değil de, hukukta aranacağını mı sanıyorsunuz...

DOSYA

Edebiyatta adalet yok, affetmek var

Adalete inancımızı kaybedemeyiz elbet, adalet mükemmel olamasa da. Adaletsizliğe karşı çıkarak adalete olan inancımızı yenilemek, edebiyatın belki de en önemli varlık nedenidir

DOSYA

Adaleti zehirli kuyudan edebiyat çıkarabilir

“Şimdi bütün hukukçular ve hukuk eğitimi almakta olan öğrenciler kendilerine şu soruyu sorsunlar: 'Sait Faik’in hangi eserlerini okudum?' Aramızda Sait Faik’in bir eserini okuyan sadece bir kişi bile varsa bu ülke için hâlâ umut var demektir.’’