FAŞİZM, TOTALİTERLİK VE EDEBİYAT

DOSYA

Faşizmi görememek

"Faşizme karşı çıkmak her birimizin içinde taşıdığı faşizmini görmesiyle başlar. Sürekli 'öteki'nin faşizmine odaklanmak faşizmi besler."

DOSYA

Türkiye’de hayalî kurguyu korumak: ‘faşizmlerin’ güncelliği

“Türkiye’nin özgüllüğü farklı zamanlarda ve liderlerde, siyasi akımlarda, farklı pratiklerde kendini gösteren ‘faşizm pratikleri’dir. Bir başka ifadeyle, tek bir tanıma sığamayacak kadar belirsizleşmiş, farklı biçimlere girebilen ama tam da bu yüzden etkili bir “faşizmler” serisi söz konusudur. Bu faşizmler devlet ve toplum arasındaki ilişkilerde, cemaatleşmiş toplumsal aktörlerin performanslarıyla şekillenir.”

DOSYA

Hitler-Stalin Paktının edebiyattaki yansımaları

"23 Ağustos 1939 günü, bütün dünyanın şaşkın bakışları altında Hitler-Stalin Paktı imzalandı. Doğal olarak, Nazilerin paktın imzalanmasından bir hafta sonra Polonya’ya saldırmasıyla II. Dünya Savaşı patlak verdi. Dünyada sonuçları bu kadar büyük ve ölümcül olan bir olayın edebiyata, sanata, her şeye ama her şeye yansıması gerekirdi, öyle değil mi? Fakat böyle olmamıştır."

DOSYA

Yoksulluğun ve faşizmin dişleri arasında: Savaş pilotu Antoine de Saint-Exupéry

"Yazmak bazen günah çıkarmanın bir yoludur. Bunu antisemit ve ateşli bir Nazi üyesi olan Martin Heidegger’de de görürüz. Savaşa karşı sözler ederken bile savaşın dinamiklerini canlandıran her yazar gibi Exupéry de bir biçimde kamufle olmuştur."

DOSYA

“Yok” zamanı: Balinanın Karnında

"Bugün Türkiye’de yaşanan onca adaletsizlik ve hukuksuzlukta, böylesi korkunç bir savaşa gösterilen kayıtsızlıkta, savaşın korkunç yüzünü tüm çıplaklığıyla ortaya koymayan yazarların, gazetecilerin, bu yazıları yayınlamayan medya kuruluşlarının, bu korkunç savaşa ilişkin eserleri basmayan yayınevlerinin büyük günahı var."

DOSYA

Açık kahverengi ciltli küçük defter

"Uwe Timm, – ’68 kuşağına mensup solcu bir yazar olarak ailesiyle yüzleşmeye karar vermiş. Kardeşimin Gölgesinde, abisini gördüğü o tek andan hatırında kalanlarla başlıyor. Uwe o günlerde üç yaşında. Karl-Heinz kardeşini kucaklayıp havada süzerken birlikte tek anılarının bu olacağından, birkaç ay sonra Ukrayna’da öleceğinden habersiz..."

DOSYA

Tereddütten karara: Peyami Safa’nın Bir Tereddüdün Romanı’nı konumlandırmak

"Muharrir 1932’de dünyanın halini bir ağaç mecazı üzerinden tahayyül etmektedir. Söz konusu olan, Sevgi Soysal’ın Yenişehir’de Bir Öğle Vakti’nde olduğu gibi bir ağacın yıkılışıyla bir düzenin çöküşü ve yeni imkânların filizlenişi değildir; 1918’den 1932’ye kadar olan süreçte dünya bir ağaç gibi silkelenmektedir ve kalıcı olan yıkım ve yaratımın birlikteliği değil, ağacın kendisi olacaktır." 

DOSYA

Reşat Nuri’den bana kalan birkaç not

"Reşat Nuri’den bana kalan birkaç düşünce var. Bunlardan birincisi toplumun içine gömülü olan ve her an hortlamaya hazır olan cellatlık kültürü. Ki bu kültür siyasal kırılma anlarında aniden ortaya çıkıyor ve hayatın aslında ta kendisi olan gri zeminleri öldürüyor..."

DOSYA

Sabahattin Ali’nin kaybolan başı: Türkiye’de anti-entelektüalizmin kökenleri

"Tam entelektüel otonomi ve bunun sonucu olarak gerçeğin devletten farklı kurgulanması Ali’nin devlet düşmanı haline gelmesini sağlayan temel dinamiktir. Çünkü tarihsel Türk devlet geleneği, sınırlı bir otonomi içinde, düşünürlerin ideolojik bir aparat olarak devletin istediği ölçüde bir “gerçek” resmedilmesini istemekteydi. Tam bir otonomi talep etmek kişinin ideolojik tercihlerinden ayrı olarak devlet katında bir sorundu."

DOSYA

Karanlıktan bir kesit

"Hamsun yabancılaşmanın yazarıydı. Dostoyevski ile Kafka arasındaki köprüydü. 1920 Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş ve fakat ödül madalyasını Nazi hareketinin propaganda görevlisi Joseph Goebbels’e armağan etmişti Hamsun."