ÇAVLANIN İÇİNDE SESSİZCE: NEZİHE MERİÇ

DOSYA

“Kimsenin kimseyi anlamadığı doğru Nezo”

Bilge Karasu: Yazmak Nezo. Pazar yahut Pazartesi günü söylediklerini hatırlıyorum. Yazmak bir ihtiyaç değil. Hava, su cinsinden bir şey? Onlar bulunmadıkça ihtiyaç oluyor gene.

DOSYA

Çavlanın ortasında bir yerde…

Çok zaman hep aynı sükût! İnsan şüpheleniyor, yoksa Nezihe Meriç'i unuttuk mu? Eh “okurları” değilse bile birilerinin unuttuğu, hatta aslında hiç bilmediği ortada…

DOSYA

Nezihe Meriç'le…

Sonunda arıyorum. İki üç çalıştan sonra açılıyor telefon; bir ses, efendim diyor. O olacağını düşünmüyorum. Hem umduğumdan, tasarladığımdan genç bir ses, hem de koskoca yazarın hemen telefona çıkmasını beklemiyorum galiba...

DOSYA

"O kadar çok gülerdik ki gözlerimizden yaş gelirdi"

2008 yılında gerçekleştirilen "Edebiyattan Hayata Nezihe Meriç" etkinliğinde, Aslı Şengil Buico annesini anlatır ve Meriç'in torunu Rita'nın kaleminden anneannesi için bir öyküyü de konuklarla paylaşır...

DOSYA

Nezihe Meriç'in öyküleri: Yeni hamura yeni tekne

Nezihe Meriç'in içleri daralan kadınlarının sorunları köye, taşraya dönmekle sınırlı değildir. Onların sıkıntıları, sorunları şehirdeyken de kendilerini “eski teknede” hissetmeye başlamalarıyla artmıştır.

DOSYA

Alacaceren'den yola çıkarak: Bir Nezihe Meriç evreni

“Ben kendim için, güzel balkonlar biriktiririm. Sevilen balkonlardır bunlar. Kendi kendime ‘Ben bir ustayım' diyorum. ‘Güzel balkon seçme, güzel balkon biriktirme ustası!'”

DOSYA

Bozbulanık'tan Korsan Çıkmaz'ına Nezihe Meriç

Kurmaca metinlerinde kendine has bir cesaret, bir meydan okuma, ironi; hatta kimi vakit biraz sinik, biraz bıkkın bir gülümseme mevcuttur. Çağının tüm ikilemleri ile yüzleşme gayretinde bir yazardır...

DOSYA

Nezihe Meriç'i aramak

Edebiyat eleştirmenlerimiz ve edebiyat tarihimiz Nezihe Meriç'i gerçekten unutmuşlar mıdır? Ya da “hangi” edebiyat tarihinden mi bahsediyoruz? Nezihe Meriç'i arayalım ki bulalım...

DOSYA

Nezihe Meriç için ne dediler?

Oktay Akbal 1951 yılında Varlık'ın Eylül sayısında ve Ünal Boduroğlu aynı derginin 1954 yılı kasım sayısında Meriç için iki yazı kaleme almıştı. Bakın neler yazmışlar...

DOSYA

"Annemi ya daktilonun başında yazarken ya kitap okurken ya da yemek yaparken hatırlıyorum"

Aslı Şengil Buico annesi Nezihe Meriç'i anlatıyor...