• HAKKINDA
  • YAZARLAR
  • YAZILAR
  • İLETİŞİM
  • DENEME
  • DOSYALAR
  • EDİTÖRDEN
  • ENGLISH
  • GASTRONOMİ
  • EVVEL ZAMAN
  • HABERLER
  • HER ŞEY
  • KİTAPLAR
  • KRİTİK
  • PORTRE
  • SANAT
  • SİNEMA-TİYATRO-TV
  • SÖYLEŞİ
  • SORUŞTURMA
  • SPOR
  • TADIMLIK
  • TARTIŞMA
  • VİDEOLAR
  • VİTRİNDEKİLER

Haftanın kitapları – 20

K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...

K24

@e-posta

VİTRİNDEKİLER

16 Mayıs 2023

PAYLAŞ

Nicholas Shaxson
Define Adaları
Vergi Cennetleri ve Dünyayı çalan Adamlar
çev. Parla Nemutlu
Mayıs 2023
504 s.

Vergi cennetleri nasıl bir cehennem yarattı?
Define adalarında hangi kanlı hazineler yatıyor?
 
Araştırmacı gazeteci Nicholas Shaxson karanlık sistemi ve bunun bizim için ne anlama geldiğini ifşa ediyor. Uzun yıllar boyunca bizi soyan, dünyayı çalan adamların trilyonlarca doları nereye sakladıkları ifşa oluyor.

"Shaxson, titiz araştırmaları eğlenceli anekdotlarla birleştirerek açık denizin karanlık dünyasına dair önemli mesajlar içeren bir kitaba imza atmış. Odaktaki mesaj ise net: Sistem değişmeli!" –Financial Times
 
"Büyüleyici, bir o kadar da tüyler ürpertici." –Paul Krugman
 
"Sadece küresel ekonominin yozlaşmış sistemlerinin can alıcı bir teşhiri değil, aynı zamanda harekete geçmemiz için heyecan verici bir çağrı." –Sunday Telegraph

Hazırlayan: Hakan Güngör
Anlatılan Senin Hikâyendir:
Evrensel'in İnadı ve Direnci
Ginko Kitap
Nisan 2023
272 s.

“6 aya kapanırsınız” denildi. Muhabiri öldürüldü, kapatma cezaları aldı, çalışanları yargılandı, ekonomik kısıtlamalara maruz kaldı, resmî ilan hakkı elinden alındı. Ama Evrensel susmadı.

Evrensel 30 yıla yakın süredir inatla, dirençle işçi sınıfının hikâyesini yazdı. Hak ve barış taleplerinin, mücadelenin gazetesi oldu. Haliyle Evrensel’in tarihi, sadece Evrensel’in tarihi de değildi; Türkiye’nin yaklaşık 30 yılının berrak, sansürsüz tarihiydi.

Hakan Güngör’ün yayıma hazırladığı Anlatılan Senin Hikâyendir: Evrensel’in İnadı ve Direnci’nde, uzun yıllar Evrensel’e emek vermiş 32 yazar, gazetenin tarihini, haberciliğini, deneyimini anlattı.

“1994 yılının sonbaharında bir gün İhsan Çaralan, Gerçek dergisinin işlevinin bittiğini, artık yepyeni bir sürece girdiğimizi, bu süreci de ancak bir günlük gazeteyle karşılayabileceğimizi söyledi.” – Nuray Sancar

“Nihayet gazetemizin ilk sayısı elimize doğdu. Şurası açıktı ki, Evrensel yalnızca bir günlük gazete değil, bir bilinç taşıma ve örgütlenme aracı olarak tasarlanmıştı. Elbette habercilik de yapacaktı.” – Aydın Çubukçu

“Her gün binlerce haber örneğiyle karşınıza dikilen verili statükoyu yeniden üretmeyi esas alan gazeteciliğe karşı sömürüsüz ve özgür yeni dünyanın inşası amacına bağlanan bir gazetecilik…” – Fatih Polat

“Başardıklarıyla, başaramadıklarıyla ve gelecekte başarma ihtimali olanlarla devasa bir deneyim ve külliyat Evrensel’in birikimi. Ama unutmamak
lazım, aynı zamanda bir insan birikimidir Evrensel.” – Şenay Aydemir

Gareth B. Matthews
Felsefe ve Çocuk
– Çocukların Felsefi Sorularına Cevap Vermek
çev. Meryem Bülbül
Say Yayınları
Mayıs 2023
144 s.

Felsefe tarihinin ve kurumsallaşmış felsefenin sırtımıza yüklediği katı sorumluluklardan bir anlığına kurtulup gerçek bir felsefi duyarlılık geliştirmek, çocukların felsefi sorularına kulak vermek ve hayret duygusu ile zihnimizin çeperinin genişlemesine izin vermek belki de kaybedilen bu inancı yeniden kazanmayı sağlayabilir.

Matthews, Çocukluk Felsefesi alanındaki kilometre taşlarından birisi ve Felsefe ve Çocuk filozofun bu alanda kaleme aldığı en önemli eserlerden. Otantik bir varoluş olarak çocukluğa duyulan ilgi, aynı zamanda felsefenin diri kalmasını sağlayan hayret duygusuna bir övgüdür. Yalnızca çocuklar ve çocuklarla çalışanlar için değil, felsefeyi yeniden çocuksu hayret ile buluşturmak isteyen herkes için cüretkâr bir kitap.

"İdeal olarak, belirli bir soruya ilişkin literatürü iyice kavramak, kişinin kendi cevabına veya çözümüne ulaşabileceği besleyici bir bağlam sağlar. Ama bu her zaman bu şekilde olmaz. Bazen filozoflar başkalarının görüşlerini açıklamaya o kadar dalar ki başlangıçta o sorunun kendilerinde uyandırdığı merakı zaman içinde kaybederler."

Robert Walser
Gezinti ve Diğer Öyküler
çev. Cemal Ener
Can Yayınları
Mart 2023
2. baskı
216 s.

İsviçreli yazar Robert Walser’in Gezinti’de yer alan öyküleri, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya ve İsviçre’de az sayıda basılan derlemelerde yer aldı. Bu kitap, Robert Walser’in 1917 yılında, savaş bütün hızıyla sürerken, bir otel odasında yazdığı aynı adlı anlatı ile “küçük düzyazı” adını verdiği öykülerinden kitaplaştırdığı kimi çalışmalarını bir araya getiriyor.

Düzyazının ustası Robert Walser’in öyküleri, farklı bir havayla nefes alıyor. Dünyayı bir çocuğun gözlerinden görürcesine saf, aynı zamanda şaşırtıcı derecede gerçekçi bir atmosferi var bu öykülerin. Naif bir anlatımı, günlük yaşama dair güçlü gözlemlerle besliyor Walser.

Dünya onu geç fark etmiş olsa da bugün hiç tartışmasız 20. yüzyılın ve modern dünya edebiyatının en önemli yazarlarından sayılan Robert Walser’den bahsederken Hesse, “Yüz bin okuru olsaydı, dünya daha güzel bir yer olurdu,” demişti.

Gezinti, sadece bu sözler için bile okunması gereken bir kitap.

Amy Blackstone
Gönüllü Çocuksuzluk
–Aileyi Baştan Tanımlayan ve Yeni Bir Bağımsızlık Çağı Yaratan Hareket
çev. Hilal Dikmen
Nisan 2023
278 s.

Gönüllü Çocuksuzluk–Aileyi Baştan Tanımlayan ve Yeni Bir Bağımsızlık Çağı Yaratan Hareket, çocuksuz aile ve birey kavramlarını odağına alıyor. Hayatın akışında çocuk sahibi olmanın “normal”, olmamanınsa bir şekilde “uygunsuz” olarak algılandığı toplumlarda, kendi iradeleriyle çocuksuz bir hayat sürdüren ailelerin karşılaştıkları tepkileri, haklarındaki önyargıları, bu önyargıların arkasındaki motivasyonları ve aslında çoğunun ne denli yanlış ve yersiz olduğunu ortaya koyuyor. Amy Blackstone, çocuk sahibi olmama kararının da tıpkı olma kararı kadar doğal olduğunu, bu kararı alan insanların bencil damgası yemelerinin haksızlık olduğunu ve aslında genel kanının aksine gönüllü çocuksuzların da çocukları sevdiklerini, hatta onlara çocuklu ailelerden daha fazla zaman ve imkân tanıyabildiklerini hem kendi deneyimlerinden yola çıkarak hem de bulgulara dayanarak anlatıyor. Aynı zamanda aile, kadınlık, cinsiyet, cinsel yönelim, politika, feminizm gibi alanlara da değinerek geniş bir çerçeve çizmeyi amaçlıyor.

“Ebeveynlik herkes için biçilmiş kaftan değildir. Bunda utanacak bir şey yok. Aksini ileri süren kültürel mesajların yaygınlığına rağmen, ebeveynlik herkes için tatmin edici bir yaşamın anahtarı değildir. Ebeveynlerin bile tatmin olmak için ebeveynlikten fazlasına ihtiyacı vardır. Bazılarımız içinse ebeveynlik tatmin denkleminin hepten bir parçası değildir."

William Maxwell
Kırlangıçlar Gibi Geldiler
çev. Çiğdem Erkal
Jaguar Kitap
Mayıs 2023
144 s.

“Annesinin melek çocuğu” küçük Bunny, abisi Robert, babaları James, teyze Irine ve etrafında bir pusula iğnesi gibi dönüp durdukları anne Elizabeth...
 
Adını William Butler Yeats’in bir dizesinden alan Kırlangıçlar Gibi Geldiler, 1918 yılı ABD’sinde geçen bir aile öyküsü.

I. Dünya Savaşı bitmiştir ve sonrasında patlak veren İspanyol gribi her yeri kasıp kavurmaktadır.  Illinois’da yaşayan iki çocuklu Morison ailesinin trajediler ve umutlarla dolu yaşamı bu kez yeni bir sınavdan geçecektir. 

Ailenin bu salgın ve kapanma günlerinde yaşadıklarını tüm gerçekliği ve derinliğiyle ele alan William Maxwell, yaşamın ancak romanlarda keşfedilebilecek yanlarını bu eserinde ustalıkla gösteriyor.
 
Modern Amerikan edebiyatının klasiklerinden Kırlangıçlar Gibi Geldiler, Çiğdem Erkal’ın çevirisiyle...  

"Yaşamayı katlanılabilir kılan şeylerden biri de hâlâ böyle romanlar okuyabiliyor olmamızdır."  –Julian Barnes
 
"Geçerliliğini yitirmiş tek bir cümlesi yok. Dün de yazılmış olabilir, yarın da..".  –Nicholas Lizard

Jacques Derrida
Mimarlık ve Dekonstrüksiyon:
Yazılar, Tartışmalar, Söyleşiler
çev. Aziz Ufuk Kılıç
Arketon Yayınları
Aralık 2022
348 s.

Dekonstrüksiyon düşüncesinin yaratıcısı ve geliştiricisi olan felsefeci Jacques Derrida’nın Mimarlık ve Dekonstrüksiyon başlıklı kitabı Arketon Yayınları’nın son kitabı olarak raflardaki yerini aldı. Aziz Ufuk Kılıç’ın Türkçeye çevirdiği kitabın editörlüğünü Aykut Köksal, redaktörlüğünü ise Amber Niksarlıoğlu Eroyan ve Bihter Sabanoğlu gerçekleştirdi.

Mimarlık ve Dekonstrüksiyon, Derrida’nın söyleşilerinden, girdiği tartışmalardan ve yazılarından oluşuyor. Ünlü felsefecinin yazıştığı, tartıştığı, söyleştiği mimarlar arasında, dekonstrüktif mimarlığın öncülerinden Daniel Libeskind ve Peter Eisenman da yer alıyor. Derrida’nın katkıda bulunduğu Paris La Villette projesinin mimarı Bernard Tschumi ise tüm tartışmaların odak noktasında bulunuyor.

Jacques Derrida, bir söyleşisinde, yöntem olarak mimari dekonstrüksiyon üzerine şunları söylüyor: “Dekonstrüksiyon, inşa edilmiş olanı dekonstrüksiyona uğratmayı bekleyen mimarın yönteminden ibaret değil; daha ziyade tekniğin kendisine, mimari mecazın otoritesine dokunan ve tam da bu sebeple kendi mimari retoriğini dekonstrüksiyona uğratan bir sorgulama.”

Derrida, dekonstrüktif mimarlığın kendisini giderek daha çok ilgilendirdiğini ise şöyle anlatıyor:

“Dekonstrüktif mimarlıkla değil de mimarlık hakkında dekonstrüktif söylemle ilk karşılaştığımda tepkim şaşkınlık ve güvensizlik oldu. İşin içinde bir analojinin, yer değiştirmiş bir söylemin, kesinlik değil analoji içeren bir şeyin olduğunu düşündüm. Daha sonra dekonstrüksiyonu hayata geçirmenin en etkili yolunun sanattan ve mimarlıktan geçmek olduğunu fark ettim. Bildiğiniz gibi dekonstrüksiyon bir söylem sorunundan ya da söylemin anlamsal içeriğinin, kavramsal yapısının yerinin değiştirilmesi sorunundan ibaret değildir. Dekonstrüksiyon, bazı politik ve toplumsal yapıları boydan boya kat eder, yol üstünde dirençle karşılaşır ve kurumları yerinden eder. Tüm bu sanat biçimlerinde ve her türlü mimarlıkta geleneksel -kuramsal, felsefi, kültürel- kabulleri dekonstrüksiyona uğratmak için yerinden edilmesi gereken ‘katı’ yapılardır, yalnızca maddi yapılar oldukları için değil, kültürel, pedagojik, politik ve ekonomik yapılar olmaları anlamında da katı oldukları için. Ve dekonstrüksiyonun (bu terimi kullanmam uygunsa eğer) hedef tahtasında olan tüm o kavramlar, teoloji, duyulur olanın anlaşılır olana tabiyeti ve bunun gibi bütün bu kavramlar ‘dekonstrüktif mimarlık’a dönüşmek amacıyla bilfiil yerinden ediliyorlar. Yani dekonstrüktif mimarlık beni gitgide daha çok ilgilendiriyor, teknik olarak yetkin olmasam da.”

Beliz Güçbilmez
Zaman / Zemin / Zuhur: 
Geçmişin Tiyatral Temsili
– Doğrusal Perspektifli Resimden Minyatüre
Kolektif Kitap
Mayıs 2023
264 s.

Geçmiş’in izleri, şimdi’nin hızla akan zamansallığı ve geleceği tahayyül biçimleri sanatta, özellikle de tiyatro sanatında yapıta nasıl ve ne ölçüde yansıyor? Unutmaya ve hatırlamaya dair pratikler bizde ve Batı’da nasıl farklılaşıyor? “Unutuşun kolay ülkesinde” yaşayan bizler, geçmişi yok saymaya meylettikçe icra ettiğimiz herhangi bir sanat dalında sadece bugüne çağırabildiğimiz geçmiş temsillerine tutunuyor, hafıza kırıntılarımızla ona yepyeni bir beden şekillendiriyoruz. İşte bu yeni bedeni, zaten bir tür temsil yoluyla işleyen tiyatro sahnesine çıkardığımızda, hakikatten fazlasıyla uzak bir geçmiş imgesiyle kendimizi yanıltıyor olabilir miyiz?

Zaman/Zemin/Zuhur’da Beliz Güçbilmez işte tam da böyle bir merakla, Osmanlı’dan köklenen, Tanzimat’la birlikte geçmişinden kopmaya niyetli üstelik Batı tiyatrosuna öykünen gerçekçiliğiyle, yeni kurulan cumhuriyetin gölgesinde filizlenen Türk tiyatrosunun bebek adımlarının peşine düşüyor. Güçbilmez kitabında Antik Yunan’dan beri süregelen Batılı tiyatro geleneğine özenen Türk tiyatrosunun çocukluğunu ve bir nevi ergenlik sancılarını dışarıdan, son derece detaycı ama bir o kadar da anlayışlı bir bakış açısıyla analiz ediyor.

Geçmişinden kaçan toplum, o geçmişi yok saymanın yolunu bulmuş, tiyatrosunda, üstelik de gerçeği temsil etmeyi vaat eden “gerçekçi” tiyatrosunda geçmişle hiç ilgilenmemiş, yekpare bir an’da, dondurulmuş bir zaman’da ve salt bir “satıh”a dönüşmüş zemininde, kendini, ansızın zuhur eden hikâyelere tutturmuştur. Öyleyse gerçekçi Türk tiyatrosu kendini derinliksiz, iki boyutlu bir satıh olarak kurdukça, anlattığı hikâyeyi ona yaklaşmadan, kişilerini canlandırmadan dışardan anlattıkça, sadece görünümü, sathı ya da dışıyla ilgilenen bir zâhirperest’e dönüşmüş; Araba Sevdası’nın züppesi Bihruz’un ruhunu hiç durmadan şâd etmiştir.

Audre Lorde
Zami – Adımın Yeni Bir Söylenişi
çev. Melis İnan
Otonom Yayıncılık
Mayıs 2023
340 s.

“Birlikte kadın olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte gey-kızlar olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte Siyah olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte Siyah kadınlar olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte Siyah dykelar olmak yetmiyordu. Biz farklıydık.”

Audre, bu kitapta kendi öyküsünü bir şiir misali duygulara dokunarak ilmek ilmek işliyor. Kitapta küçük siyah bir kızın savaşçı bir kadına nasıl dönüştüğüne tanıklık etmekle kalmıyor, Audre’nin yolculuğunda adeta ona yoldaşlık ediyoruz. Şair üslubu insanı sarıp sarmalayan yumuşacık bir mitolojik öykü okuduğumuz hissi yaratsa da anlattığı sıradan ama keskin duyguların aslında ne kadar sert bir gerçekliğin ifadesi olduğuyla karşı karşıya bırakıyor bizi. Zami, çocukluk ve gençlikte kristalleşen özgün farkımızı içimize akıtan bir hikâye, büyüme ve mücadelenin, dahası bahisdışı olmanın, her seferinde yeniden ayağa kalkıp yola devam etme gücünün hikâyesi.

Ian Stewart
Zarar Tanrı'yı Oynar mı? Belirsizliğin Matematiği
çev. Alper Hayreter
Alfa Yayınları
Mayıs 2023
312 s.

Yanlış bir inanç vardır: Bir zar attığımızda eğer atış yönü, rüzgâr hızı vs gibi zarı etkileyen bütün fiziksel olguları bilirsek sonucu tahmin edebiliriz. Bu inanç ne klasik fizikte ne de kuantum fiziğinde temellendirilebilir. Ama yine de pek çok kişi tarafından gözü kapalı savunulur, çünkü bazı şeyleri kesin olarak bilebileceğimize inanmak isteriz. Seçimi kimin kazanacağını, borsanın çöküp düşmeyeceğini veya bir şüphelinin kesinlikle suç işleyip işlemediğini öğrenebilmek isteriz. Oysa bir tesadüfi olayın sonucunu tahmin etmemiz istendiğinde, neredeyse her zaman yanılıyoruz. Stewart tarih boyunca olasılık matematiğinin gelişiminin özetini vererek, gerek bilebileceğimiz gerekse asla bilemeyeceğimiz şeylere dair şaşırtıcı ve tatmin edici bir anlatı sunuyor.

“Kaos teorisine ve kuantum evreninin belirsizliklerine büyüleyici bir bakış... Schrödinger'in ünlü kedisinin gerçekten ölü mü yoksa canlı mı olduğu ya da Heisenberg'in belirsizlik ilkesinin gerçekten ne kadar belirsiz olduğuyla ilgilenen okurlar, Stewart'ın araştırmasını tatmin edici bulacaktır. –Publishers Weekly

“Stewart'ın çok ustaca gösterdiği gibi, belirsizlik hayatın ta kendisidir... Burada eğlenecek ve üzerinde kafa yoracak çok şey var.”  –The Telegraph

“Stewart matematik, kumar ve bilim tarihine yaptığı ilginç gezilerle, kuantum dolaşıklığı ile iletişim arasındaki bağlantıyı araştırıyor.”  –Nature

"Hayat belirsizliklerle doludur, ancak Ian Stewart'ın bu büyüleyici yeni kitabında gösterdiği gibi, insanlık geleceği öngörmek için bitmek tükenmek bilmeyen bir çaba içindedir.  –Paul Halpern, The Quantum Labyrinth

 
Yazarın Tüm Yazıları
  • Define Adaları
  • Evrensel'in İnadı ve direnci
  • Felsefe ve Çocuk
  • Gezinti ve Diğer Öyküler
  • Gönüllü Çocuksuzluk
  • Kırlangıçlar Gibi Geldiler
  • Mimarlık ve Dekonstrüksiyon
  • Zaman/Zemin/Zuhur
  • Zami
  • Zarlar Tanrı'yı Oynar mı?

Önceki Yazı

SÖYLEŞİ

Lara Ögel ile söyleşi:

“Üzerimdeki Yıldızlı Gökyüzü ve İçimdeki”

“İşlerle iletişime geçtikçe kendini gösteren, derinleşen imgeler ağı, benim için rüyada olma hali gibi bir şey. Serginin tümü bir rüyada gezinti gibi de okunabilir, ya da benim bilinçaltımda…”

ABDULLAH EZİK

Sonraki Yazı

KRİTİK

Lale Müldür’de özne, duygulanım

ve queer ekopoetika ihtimali

“Müldür 1980 sonrası Türkçe şiirde yapı ve söyleyişi kendine has biçimle yoğururken sadece kutsal ve görkemli olanı değil, gündelik hayatın duyumsal imgeleriyle ve yoğun uzantılarıyla birlikte açılan özneler aracılığıyla poetikasını kurar. Müldür’ün önerdiği sıradan duygulanım alanları okuru haz ve şok fay hatlarında dolaştırır. Öyle ki, okur eşzamanlı olarak aşkın, tekinsiz, melankolik, ironik, coşkun ve komik düzlemlerden geçer.”

DENİZ GÜNDOĞAN İBRİŞİM
  • P24 Logo
  • Hakkında
  • İletişim
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

© Tüm hakları saklıdır.
Designed by Katalist