“Canım bir okuma hatasıdır, mühim değil” deyip geçmeyin
“Overdose Türkiye kullandığı onca birincil ve ikincil kaynaklara rağmen yazarın bir yabancı arşiv belgesinde yer alan bir ismi yanlış okumasından kaynaklı vahim bir hatayla malul bir kitap.”

Gazeteci F. Cengiz Erdinç’in ilk baskısını 2004, genişletilmiş ve güncellenmiş ikinci baskısını 2024 yılında yayınladığı ve Türkiye’de afyon üretimini ve ticaretini inceleyen Overdose Türkiye kitabı kullandığı birincil ve ikincil kaynaklarla çok da incelenmemiş olan bir konuyu derinliğine incelemekte. İlginç bir şekilde kitabın ikinci baskısı, Cengiz Erdinç’in de faydalandığı Ryan Gingeras’ın 2014 tarihli aynı konudaki kitabının on yıl sonra nihayet Türkçeye çevrildiği bir tarihe denk geldi.[1]
Overdose Türkiye kullandığı onca birincil ve ikincil kaynaklara rağmen yazarın bir yabancı arşiv belgesinde yer alan bir ismi yanlış okumasından kaynaklı vahim bir hatayla malul bir kitap. Söz konusu hata, Erdinç’in bir arşiv belgesinde erken Cumhuriyet döneminde İstanbul’da faal olan afyon işleme şirketi TETKAŞ’ın kurucuları arasında adı “Me.Hazan” olarak geçen şahsın adını “Hasan” olarak okuması, buradan yola çıkarak her nedense bu kişinin TBMM Reisi Hasan Saka (1885-1960) sonucuna varmasıdır. Bu hata 2004 yılında yayınlanan ilk baskıda olduğu gibi,[2] 2024 yılındaki yeni baskıda da yer almakta. Erdinç kitapta Hasan Saka’dan birkaç kere “TETKAŞ’ın ortağı ve yönetim kurulu başkanı” olarak söz etmekte. [3]
Amerikan Milli Arşivleri’ndeki konuyla ilgili belgelerde Hasan Saka’nın TETKAŞ şirketi ile olan ilişkilerinden,[4] Milliyet gazetesi sahibi Mahmut Soydan ve TETKAŞ ortaklarıyla olan bir toplantısından söz edildiği doğrudur. Ancak orijinal belgede sadece “Trabzon Mebusu, TBMM Başkanı Vekili ve yakın tarihte Cenevre Narkotik Konferansı’ndaki Türkiye delegesi” olarak söz edilmekte;[5] TETKAŞ’ın ortağı ve yönetim kurulu başkanı olarak değil. Amerikan Milli Arşiv belgelerinde Hasan Saka’nın TETKAŞ şirketiyle olan ilişkilerinin Ankara’nın siyaset âleminde dedikodu/fısıltı olarak dolaşımda olduğunun zikredildiği doğrudur. Ancak bir yanlış okuma sonucu Hasan Saka’nın TETKAŞ’ın ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu yazmak ve böylece ispatlanmamış söylentilere “delil” sağlamak ise metodolojik bir hatadır.
Kitap başka hatalar da içermektedir. Şöyle ki:

1- Kitapta Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi’nin iş hayatındaki teşebbüslerine değinilen kısımda İstanbul’daki bir diğer afyon işleme şirketi olan ETKİM’in kurucu ortaklarından Leon Taranto’nun fabrikasının başına Yunus Nadi’yi geçirmeye çalıştığı ileri sürülmekte, ancak bunu teyit eden hiçbir belge kaynak olarak gösterilmemekte.[6] Ancak bu bilgi gene arşiv belgesinin yanlış okunmasından ileri gelmekte. Söz konusu şirket Leon Taranto’nun ortağı olduğu ETKİM değil, TETKAŞ’tır.[7]
2- Kitapta Yunus Nadi’nin sahibi olduğu gazeteler sıralanırken, Cumhuriyet gazetesinin Fransızca hali olan La République gazetesinin adı yanlış bir şekilde Republic olarak yazılmıştır.[8]

İstanbul B'nai Brith Cemiyeti üye rehberi 1931
3- Kitapta ETKİM şirketinin kurucularından Nissim Taranto’nun (Leon Taranto’nun babası) “B’nai B’rith’in İstanbul’daki kurucularından” olduğu yazılı. Ancak bu da yanlış. Taranto bu cemiyetin kurucusu değil, üyesiydi.[9] Ayrıca kitapta İstanbul Yahudi Cemaati’nin bir cemiyeti olan B’nai B’rith’in ne olduğu da izah edilmemiştir.[10]
4- Kitapta TETKAŞ’ın hissedarlarından Paul Mechelaere için “Paris’te Noisy Le Sec adıyla bir fabrika işletmişti” denmekte.[11] “Noisy-Le-Sec” fabrika ismi değil, Paris’te bir bölgenin ismidir.
5- Kitapta ETKİM şirketi ortaklarından Nissim Taranto’nun Ankara ile güçlü ilişkileri olduğu yazılmakta. Bunun sebebinin de İstanbul’un işgal yıllarında Anadolu’ya silah ve cephane kaçırması olduğu ileri sürülmekte.[12] Yazar bu görüşünü Hüsnü Himmetoğlu’nun hatıratına dayandırmakta.[13] Ancak söz konusu kaynakta geçen sadece “Taranto” soyadıdır. Ad belirtilmemiştir. Taranto soyadı ise oldukça yaygın bir soyadıdır. Ad belirtilmediği için bu kişinin Nissim Taranto olduğu sonucuna varmak tamamıyla yanlıştır.

6- Kitapta mahreç belirtilmeden kullanılan ve Leon Taranto olduğu ileri sürülen fotoğraftaki kişi[14] İstanbul’daki ETKİM afyon fabrikasının sahibi Leon Taranto değil, aile içinde “Sakallı” unvanıyla anılan, geniş Taranto ailesinin aynı isme sahip, İzmir’de yerleşik bir başka mensubudur. Cengiz Erdinç’e bu fotoğrafın mahrecini sorduğumda, İzmir’de mukim Enko Meyve Orman Ürünleri Ltd. Şti.’nin web sayfasında[15] yer aldığını, ancak sonradan kaldırıldığını bildirecekti.[16] Görüşüne başvurduğum Enko Meyve’nin ortaklarından Avram Aji bu fotoğrafın kayınpederi “Sakallı” Leon Taranto olduğunu teyit edecekti.[17] Yani İstanbul’daki ETKİM’in ortağı olan Leon Taranto değildi.[18]
F. Cengiz Erdinç’in 2004 yılında yayınladığı ilk baskıda yer alan ve 2024 baskısında da tekrarlanan “Hasan Saka” hatası kullanılan kaynakları kontrol etmeyip Erdinç’e güvenerek kitabını kaynak gösteren birçok araştırmacı tarafından bir gerçek olarak kabul edilecek ve bu ciddi hata sürekli tekrarlanacaktı. [19]

Overdose Türkiye bu hatalarla malul iken, Erdinç’in meslektaşları dayanışma hissiyle davranarak bu çalışmasını hararetli bir şekilde öveceklerdir.[20] Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz kitabın arka kapağında yer alan yazısında isim zikretmeden Hasan Saka’ya da göndermede bulunacaktır:
Cengiz Erdinç’in Overdose Türkiye kitabı araştırmacı gazeteciliğin en seçkin örneklerinden biri. 1930’larda İstanbul’da üç eroin fabrikasının bulunduğunu ve bunlardan birinin yönetim kurulu başkanının sonradan başbakanlık yaptığını şaşkınlıkla okuduğumu hatırlıyorum. Overdose Türkiye’nin değeri yıllar önce yazıldığında anlaşılabilseydi, belki bugün ülkemiz baronlar cennetine dönmeyecekti.[21]
Bu kusurlar bir kere daha Türkiye’de akademik ve/veya araştırma eserlerini yayınlayan yayınevlerinin editoryal bölümlerinin zaaflarını göstermekte. Araştırma eserleri yayınlayan yayınevleri (bu özel vakada ilk baskıyı yayınlayan İletişim Yayınları ve ikinci baskıyı yayınlayan Doğan Kitap) kendilerine teklif edilen araştırma kitaplarını değerlendirirken konuya hâkim uzmanlardan ya görüş almamaktalar veya konuya hâkim uzman bulamamaktalar. Böyle davranarak da bu örnekte olduğu gibi ciddi hatalara sahip eserleri yayınlama riskini üstlenmekteler.

Son bir eleştiri. Dipnotlar ve kaynakça hariç 464 sayfalık ve küçük çapta bir telefon rehberi kadar isim ihtiva eden bir araştırma kitabının dizinsiz yayınlanması kabul edilebilir bir durum değil ve ne yazık ki yayıncılık sektöründe son derece yaygınlaşmış ve olağanlaşmış bir durum.
Okura açıklama: Konuyla neden yakından ilgili ve kaynaklara nasıl vâkıf olduğumu merak edenler için açıklayayım. Nissim Taranto ve ailesi hakkında bir yıldan beri süre gelen bir kitabın araştırma ve yazım safhasının sonundayım. Konuya ilgimin ve kaynaklara vukufumun sebebi bu.
NOTLAR
[1] Ryan Gingeras, Mafya, Eroin, Devlet – Türkiye’nin Alacakaranlığı, çev. Reyyan Karakuş, Fol Kitap, Ankara, Ekim 2014. Kitabın özgün başlığı Heroin, Organised Crime, The Making of Modern Turkey’dir. Kitabın Türkçe adının “Eroin, Organize Suç-Modern Türkiye’nin Oluşumu” olması gerekirken, yayınevi okurun dikkatini çekmek için daha cezbedici bir başlık seçmeyi tercih etmiş.
[2] F. Cengiz Erdinç, Overdose Türkiye-Türkiye’de Eroin Kaçakçılığı, Bağımlılığı ve Politikalar, İletişim Yayınları, İstanbul, 2004, s. 56; Ümit Uzmay, “Türkiye’de Eroin Kaçakçılığı ve Politikaları Üzerine Cengiz Erdinç’le Söyleştik”, Kebikeç, Sayı 31, 2011, s. 177-188.
[3] Overdose Türkiye: Narkoelitlerden Mafyaya Uyuşturucunun Yüzyıllık İstilası, genişletilmiş ve güncellenmiş yeni baskı, Doğan Kitap, Haziran 2024, s. 50, 51, 90, 95.
[4] “… because of the reputed connection of Hassan Bey, vice president of the Grand National Assembly with this factory” (“… TBMM Reis Vekili Hasan Bey’in TETKAŞ fabrikası ile bilinen malum ilişkisi nedeniyle”) Amerikan Milli Arşivleri, 29 Aralık 1931 tarihli yazı. Charles E. Allen’den Dışişleri Bakanlığı’na RG 170, Subjects Files of the Bureau of Narcotics and Dangerous Drugs, 1916-1970, RG 170 Records of the Drug Enforcement Administration.
[5] Amerikan Milli Arşivleri, 27 Ekim 1931 tarihli 867.114/Narcotics/342 sayılı belge.
[6] Overdose Türkiye, 2024, s. 101.
[7] Amerikan Milli Arşivleri, 29 Aralık 1931 tarihli yazı. Charles E. Allen’den Dışişleri Bakanlığı’na. RG 170, Subjects Files of the Bureau of Narcotics and Dangerous Drugs, 1916-1970, RG 170 Records of the Drug Enforcement Administration.
[8] Overdose Türkiye, 2024, s. 101.
[9] Loge de Constantinople no. 678 Guide 1931, Imprimerie J. Castro, İstanbul, 1931, s. 193.
[10] İstanbul Yahudi Cemaati’nin bu cemiyeti hakkında bilgi için bkz. Rıfat N. Bali, “Bir Yahudi Dayanışma ve Yardımlaşma Kurumu: B’nai B’rith XI. Bölge Büyük Locası Tarihçesi ve Yayın Organı Hamenora Dergisi”, Müteferrika, Bahar-Yaz 1996, Sayı 8-9, s. 41-58 ve Rıfat N. Bali, s. 27-56, Toplu Makaleler V-Sosyal, Kültürel, Siyasi Yönleriyle Türk Yahudileri, Libra Kitap, İstanbul, 2019 içinde.
[11] Overdose Türkiye, 2024, s. 51.
[12] Overdose Türkiye, 2024, s. 61.
[13] Hüsnü Himmetoğlu, Kurtuluş Savaşı’nda İstanbul ve Yardımları, Ülkü Matbaası, İstanbul, 1975, Cilt 2, s. 431.
[14] Overdose Türkiye, 2024, s. 100.
[15] enkomeyve.com.tr
[16] X platformu üzerinden yazışma, 7 Kasım 2024.
[17] Avram Aji’nin 7 Kasım 2024 tarihli e-postası.
[18] Taranto ailesinin soyağacıyla ilgili olarak, Leon Taranto, Our Sephardi History-The Taranto-Capouya Family, 36th Anniversary Taranto Reunion, July 6-9, 2017, 93 s. yayınlanmamış çalışma.
[19] Bunu tekrarlayan kaynaklar olarak şunlar zikredilebilir:
- Nebil Özgentürk (haz.), İstanbul Sanayi Tarihi, Sanayinin Sonsuz Işığında, İstanbul Sanayi Odası, İstanbul, 2017, s. 66. Bu kaynakta Nissim Taranto ayrıca “levanten” olarak zikredilmekte. Özgür Burçak Gürsoy da Taranto’yu “levanten”, “Hazan”ı da “Hasan Saka” olarak zikretmekte.
- Özgür Burçak Gürsoy, “Losing wealth or restricting the poison? Changing opium policies in early republican Turkey 1923-1945”, Historia Agraria, sayı 61, Aralık 2013, s. 115-143.
- “Tarihimizin en ilginç olaylarından biri: İstanbul’da kurulan 3 Eroin fabrikası”, 7 Eylül 2016;
- Aslı Odman, “Nisyan ve İsyan, Kentte Neo-Osmanlı Modernizmin Unutma ve Gezi Savunmasının Hatıralarına Eğilimleri”, 10 Mart 2014, 3-4 Ekim 2013 tarihinde Yapı ve Endüstri Merkezi’nde düzenlenen Gezi’den Sonra Taksim Paneli’nde sunulan tebliğin makaleleştirilmiş hali.
- Önder Özdemir, “Türkiye’de eroin fabrikaları, Hasan Saka ve uyuşturucu lobisi”, 13 Mayıs 2021.
[20] 25 Ağustos 2024 tarihli mesaj, 12 Temmuz 2014 tarihli mesaj.
[21] Kitabın arka kapak yazısı.
Önceki Yazı

Sibel K. Türker:
“Korku kadınların ruhlarında yer etmiş”
Son romanı Cennette Gibiyim’de erkek şiddeti altında ezilen kadınların sesi olan Sibel K. Türker'le korkuyu, annesizliği, yoksulluğu, "ailenin kutsallığını" konuştuk...
Sonraki Yazı

Haftanın vitrini – 49
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevlerince bize gönderilen, okumak ve üzerine yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar: Bengî Dönüş / Biri ve Diğeri / Geniş Arazide Bir Ben / Haydi, Yola Çıkıyoruz! / Hiç Uğruna Bir Nefes / İnsan Dünyasının Döngüleri / Kadın! Yaşam! Özgürlük! / Nüshu Kadın Yazısı / Sahte Belgeler / Tiraje Sözlüğü