“Baştan çıkartmayı seven bir şiir”
“Lale Müldür’ün şiiri baştan çıkarmayı seviyor ama bunun peşinden terk etmeyi de, yeni bir dönemece girmeyi de. Şarkı gibi okunan şiirler bazen, bildik ama hep yeniden keşfedilmek istenen şarkılar, ve kendi sürecinde dönüşen, şarkı içinde şarkılar.”
Lale Müldür. Fotoğraf: David Konecny
Lale Müldür’ün şiirinde bir özgürlük edimi öne çıkmakta. Şiiri yazan sesin arkasında bir “ben” ve o benin de ardında, onun öncülleri olarak dünyanın konumları, renkleri, ritimleri var. İşte bu özgürlüktür, onun şiirlerine “emprovizasyon” izlenimini veren. Şaşırtmayı, ton ve ölçü değiştirmeyi seven bir şiirsel tutumla karşı karşıyayız. Lale Müldür’ün şiiri baştan çıkarmayı seviyor ama bunun peşinden terk etmeyi de, yeni bir dönemece girmeyi de. Şarkı gibi okunan şiirler bazen, bildik ama hep yeniden keşfedilmek istenen şarkılar, ve kendi sürecinde dönüşen, şarkı içinde şarkılar.
Lale Müldür’ün şiiri göndermeli bir şiir. Özel adlar, kavramsal kesitler, “egzotik” adlandırmalar: şairin ifade yelpazesi geniş. Ama hep göndermeler, öznel akışta yansıyor, şairin adeta sıvısal olan öznel süresindeki salınımları belirtiyor. Akışkan ve kıvrımlı bir şiir Lale Müldür’ünki. Sanki hep (ya da hiç) bitmemiş şiirler, bir akışın bir kesiti yalnızca.
Şairin zar atışının geri planındaki “ya hep ya hiç” formülünü sezinler gibi oluyoruz. Lale Müldür’ün şiirlerinin akışkan kıvrımlarının yanı başında sürekli olarak bir uçurum var; oyun, ama ciddi, daima yaşamsal bir kararın, varoluşla ilgili bir kararın söz konusu olduğu. Lale Müldür, yumuşaklık ve şarkı ahenginin altından şiir ediminin açıldığı uçurumları da işaret ediyor.
Çiçek ismi taşımak nedir? Çiçek hep “bir anlık” güzelliktir, bir dünya ânında bütün gözler ve nefsler için parıldayış. Lale her şiirinde bu “bir ânı” sarıyor. Ya da sözcükleri, okura, dünya içinden sarılışları. Şiirler, narsist (ya da daha doğru olarak “narsistik”) sunumlar: kendini sevmenin koşulu olarak başkasını baştan çıkarmak. Lale Müldür şiirlerinden önce kendisini imge kılmış bir sanatçı. Doğal sofistikasyon: nereden geldiği, nasıl oluştuğu belirsiz. Maskeli bir oyuncu. Oyunu karşısındakini yarıp geçiyor aslında. Gizini bir tek kendisinin bildiği şiirine gidiyor. Hep şiirini kendine yansıtarak.
Önceki Yazı
Portre: Lâle Müldür
“Bazı Lâle Müldür dizeleri insanı kahkahalarla güldürür. Bazı Lâle Müldür dizeleri insanı ömrü boyunca süründürür.”
Sonraki Yazı
Yer bir modernlik midir?
“Lâle Müldür moderni eleştirir mi yahut bu kavramı bir yer olarak mı ele almaktadır? 'Modernliğin yeri' var mıdır onun düşüncesinde? Her gün yeniden yaşayanlar modern olabilirler mi? Evet, neden olmasın? Bir yandan temel olarak kalmak, diğer yandan her gün bile değil, her an değişmek.”