• HAKKINDA
  • YAZARLAR
  • YAZILAR
  • İLETİŞİM
  • DENEME
  • DOSYALAR
  • EDİTÖRDEN
  • ELEŞTİRİ
  • ENGLISH
  • EVVEL ZAMAN
  • HABERLER
  • HER ŞEY
  • İNCELEME
  • KİTAPLAR
  • PORTRE
  • SANAT
  • SİNEMA-TİYATRO-TV
  • SÖYLEŞİ
  • SORUŞTURMA
  • SPOR
  • TADIMLIK
  • TARTIŞMA
  • VİDEOLAR
  • VİTRİNDEKİLER

Haftanın vitrini – 39

Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevlerince bize gönderilen, okumak ve üzerine yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar: Aşk Elçisi / Başka Bir Dünya Değil / Bekle Beni / Çalkantılı Deniz / Filistin–Yüz Yıllık Savaş / Ludoloji / Melekler Şehri / Savaş Üçlemesi / Tercih / Yedi Ölümcül Gün

K24

@e-posta

VİTRİNDEKİLER

23 Eylül 2025

PAYLAŞ

Aşk Elçisi
(Antoloji)
Başlangıçtan Günümüze kadar
Hazırlayan: İlhan Berk
Studio Yayınları
Ağustos 2025
248 s.

Aşk olmazsa şiir, şiir olmazsa aşk olmazdı...
Ve Aşk Elçisi daima şiirdir.
Bu gerçeği en iyi bilen şairlerden biri İlhan Berk.

İkinci Yeni şiir akımı içinde ‘anlamsız şiir’ kavramını önerecek ölçüde acar, yalçın, öncü ve müthiş aşk şiirlerinin şairi İlhan Berk...

Dağları, ırmakları, nesneleri yazarken de aşkı söyleyen İlhan Berk...

1965'teki basımından bu yana hiç gün yüzüne çıkmamış ve çarpıcı düşüncelerle sunduğu antolojisinde İlhan Berk, Türk şiirinin, en güçlü aşk şiirlerini biriktirmiş…

Berk’in kendi şairliğinin imbiğinden süzülmüş, Berk’in şairliğinin mihenk taşında sınanmış aşk şiirleri...

Herkesin şiir ve aşk olarak kendisini bulacağı bir antoloji, Aşk Elçisi...

Füsun Aymergen
Başka Bir Dünya Değil
Alakarga Yayınları
Eylül 2025
154 s.

Neval “Kuşlar nereden geldi aklına?” diye sordu.
“Bize benziyorlar hem özgürler hem değiller.”
 
Füsun Aymergen, okuru insan ruhunun dar sokaklarında, çocukluk anılarının tozlu bahçelerinde ve sessizlikle örülü evlerin pencerelerinde dolaştırıyor.
Kasaba dedikodularından aile sırlarına, bastırılmış öfkeden küçük ama derin yaralara uzanan bu öyküler, her sayfada tanıdık bir yüzle, duyduğunuz bir sesle ya da hatırladığınız bir kokuyla karşılaştırıyor.

Zülfü Livaneli
Bekle Beni
Can Yayınları
Eylül 2025
192 s.

Polisler Selim’i alıp götürdüler. Gitmeden önce Leyla’ya son bir kez sarıldı, kulağına fısıldadı: “Güçlü ol Leyla. Bu da geçecek.” Ama ikisi de biliyordu ki önlerinde zorlu ve belirsiz günler vardı. Selim’in yokluğu evin her köşesine sinmiş, sessiz bir çığlık gibi Leyla’nın yüreğini dağlıyordu. Her şey bir anda değişmişti, geri dönüşü olmayan bir noktaya gelinmişti, bir uçurumun kenarındaydılar, düşüş başlamıştı.

Zülfü Livaneli’den bir aşk ve direniş hikâyesi: Bekle Beni.

Leyla ile Selim, aşkın coşkusuyla bir hayat kurmak için mücadele ederlerken kendilerini türlü zorluğun, ayrılığın içerisinde bulurlar. Bir yanda birbirine kavuşma telaşı, diğer yanda özgürlük mücadelesi onları roman boyunca farklı yerlere sürükler. Aşkları direnişlerini besleyecek, direnişleri de aşklarını güçlendirecektir.

Aşkı, dostluğu, aile bağını ve özgürlük tutkusunu ince ince ören Bekle Beni; bir ülkenin özgürlük yolunda çektiği zorlukların, baskıya karşı girişilen mücadelenin, direnmenin, yalnız bırakılmanın ve dayanışmanın romanı.

Livaneli’nin eşsiz kaleminden…

Ian Rutledge
Çalkantılı Deniz
çev. Akın Emre Pilgir
Ayrıntı Yayınları
Eylül 2025
496 s.

Çalkantılı Deniz bilindik öyküye, yani Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla birlikte hâkimiyeti altındaki topraklarda yaşanan sarsıntılara daha geniş bir ölçekle bakmamızı sağlıyor. On sekizinci yüzyıldan bu yana zayıflayan İslam uygarlıkları karşısında güçlenen Avrupa emperyalizminin ilk rekabet alanı olarak öne çıkan Akdeniz, kitabın ana sahnesi. Yazarın diliyle bu Çalkantılı Deniz’deki aktörler de çeşitli etnik, dinsel, tarihi ve kültürel bağlamlarıyla Avrupa emperyalizminin yayılmacı politikalarıyla yüzleşecek Doğu Akdeniz, Afrika ve Ortadoğu halkları. Eserin literatüre en büyük katkısı da sadece devletler ve yöneticiler üzerinden değil halklar, kişiler, ekonomik, politik, etnik ve dini bağlar üzerinden de yaşanan gelişmeleri anlamlandırma çabasıdır. Üstelik bir dolu ayrıntıyı ve gelişmeyi Avrupa emperyalizmine dair makro bir çerçeve içinde sunar.

Çalkantılı Deniz büyük ve kuvvetli bir uygarlığın yani Akdeniz İslam’ının ağır ağır Akdeniz’in kuzeyindeki toprakları işgal etmiş kavgacı devletlerin nüfuzu ve hâkimiyeti altına girme öyküsünü anlatır. Bu öyküyle, Avrupa emperyalizmi hakkında meydan okuyan bir görüşü de beraberinde sunmaktadır: On dokuzuncu yüzyılın başlarından yirminci yüzyılın başlarına dek emperyalizmin ve emperyalist güçler arası rekabetin tarihsel ve politik açıdan en önemli alanına tanıklık etmiş yer Sahra-altı Afrika, Asya veya Pasifik değil Akdeniz ve hinterlantıydı. Dolayısıyla sonraki genişleme ve
paylaşma adımlarının ipuçları ve ilk adımları Akdeniz’de atıldı. Bu topraklarda yaşanan ve kitabın ayrıntılarıyla ele aldığı olaylar ve gelişmeler emperyalizmin işleyiş şekline ve uğradığı dönüşümlere de ışık tutar.

Rashid Khalidi
Filistin – Yüz Yıllık Savaş:
Yerleşimci Kolonyalizmin ve Direnişin Tarihi
1917-2017
çev. Utku Özmakas
İletişim Yayınları
Eylül 2025
422 s.

Bugüne kadar kullanılmamış zengin arşiv malzemesinden ve yazarın aile üyelerinin (belediye başkanları, hâkimler, akademisyenler, diplomatlar ve gazeteciler) nesiller boyu tuttukları raporlardan yararlanan Filistin: Yüz Yıllık Savaş, aynı topraklar üzerinde hak iddia eden iki halk arasındaki trajik çatışmayı anlatırken, genel kabul gören yorumların geçersizliğini gözler önüne seriyor. Dünyaca tanınan bir Ortadoğu tarihçisi olan Rashid Khalidi, önce Siyonist hareket, ardından İsrail tarafından yürütülen, İngiltere ve sonrasında ABD tarafından desteklenen, Filistinlilere karşı yürütülen yüz yıllık yerleşimci kolonyalist savaşın izlerini sürüyor.

Bir mağduriyet kroniği olmayan bu kitap, Filistinli liderlerin hatalarını örtbas etmeden, iki tarafta ulusal hareketlerin ortaya çıkışını ele alıyor ve günümüzde son derece trajik bir evreye giren bu çatışmayı aydınlatan yeni bir bakış açısı sunuyor.

“Filistinlilere karşı yürütülen savaşı, onların mücadelesine derinlemesine girerek inceleyen ilk eser olan bu kitap, sağlam akademik araştırmalar, canlı kişisel deneyimler ve bu son derece eşitsiz çatışmanın taraflarının endişe ve özlemlerini keskin bir şekilde kavrayan bir bakış açısıyla zenginleştirilmiş, sürükleyici ve özgün bir çalışmadır.” –Noam Chomsky

Hasan Cem Çal
Ludoloji – Video Oyunları Üzerine Denemeler
Akademim Yayınları
Eylül 2025
176 s.

Oyun, zamanın ruhunu en iyi yansıtan mecra olabilir mi? Hasan Cem Çal, Ludoloji’de video oyunlarını ne salt teknolojik bir ürün ne de yalnızca tüketilen bir eğlence olarak görüyor. Onları, kültürün, estetiğin ve düşüncenin kesişiminde ele alıyor. Fortnite’ın pop kültür mozaiğinden Dark Souls’un ölümle kurduğu haz ilişkisine, GTA: Vice City’nin seksenler nostaljisinden Silent Hill’in sislerinin bilinmezliğine uzanan metinlerde, her oyun kendi atmosferi içinde inceleniyor. Oyun kültürünün tanıdık öğelerini denemeci perspektifle buluşturan, oyun tutkusunun ve yıllara dayanan kişisel deneyimin içtenliğiyle yazılmış bu metinler hem oyun meraklılarına hem de dijital kültür üzerine düşünenlere farklı bir bakış açısı sunuyor. Pikselden felsefeye…

Christa Wolf
Melekler Şehri
ya da Dr. Freud'un Paltosu
çev. İlknur Özdemir
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Eylül 2025
392 s.

Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra, 1990’ların başında Doğu Almanya gizli polisi Stasi’nin binlerce vatandaş hakkında tuttuğu belgeler ortaya çıktı. Aralarında Doğu Alman yazar Christa Wolf’ün de kayıtlarının olması şaşırtıcı değildi. Fakat Wolf hiç beklemediği bir bilgiyle karşılaştı: Dosyasına göre 1959 ile 1961 yılları arasında muhbir olarak çalışmıştı ama buna dair en ufak bir şey anımsamıyordu. Melekler Şehri yazarın Amerika’da, Los Angeles’ta araştırmacı olarak geçirdiği süreyi kapsayan; Almanya’ya, Almanlığa uzaktan bakarken kendi içinde de muhbirlik ithamıyla yüzleşmek için bir tür kişilik arkeolojisine soyunduğu hassas bir roman.

Agustín Fernández Mallo
Savaş Üçlemesi
çev. Ayşe Nihal Akbulut
Livera Yayınevi
Eylül 2025
480 s.

Savaş her zaman cephede başlamaz. Bazen bir anının içinde, bir haritanın kenarında ya da bir sözcüğün sessizliğinde patlak verir.

Agustín Fernández Mallo, bu ödüllü romanında, bizi üç kıta arasında salınan, zamanın yıpratıcılığına direnmeye çalışan anlatıcıların hikayeleriyle buluşturur: Franco rejiminin toplama kampı olan San Simón Adası'nda geçmişle yüzleşen bir edebiyatçı, ABD'de yaşamına zaman zaman uzaktan bakan "eski bir astronot" ve Normandiya'nın soğuk kıyılarında dolaşan bir yazar. Üç ayrı coğrafyada ilerleyen bu anlatılar, yalnızca geçmişin hayaletlerini değil, modern çağın bireysel ve kolektif travmalarını da ele verir. Mallo’nun şiir, bilim, antropoloji, popüler kültür ve tarih arasında kurduğu benzersiz ağ, okuru alıştığı anlatı biçimlerinin ötesine taşır ve tarih, bellek, kimlik üzerine sarsıcı bir yolculuğa çıkarır. Böylece savaşın fiziksel cephesinden çok, duygusal ve zihinsel yankılarını ön plana çıkarır.

Savaş Üçlemesi: Görünmeyen izlerin romanı - zamanla, mekânla ve dille yapılan zarif ve derin bir hesaplaşma.

Ceren Ceran
Tercih
Gidemeyenin ve Gidenin Hikâyesi
Masa Kitap
Eylül 2025
256 s.

Gerçek benliğimi ve gerçek isteklerimi ortaya koyduğum her durumda, kötü olan ben oldum bu hayatta. Bana reva görülene razı gelmediğim her konuda; kızarak, küserek, sessizleşerek pes ettirmeye çalıştılar beni. Herkes bana bir kader çizmişti, herkes kendi hikâyesinde bana bir rol biçmişti ve ‘Ben kendi rolümü seçeceğim’ dediğimde ise benden hayırsızı yoktu. Kendi uygun buldukları cicilerle donattılar hayatımı, ‘Cicilerinizi değil, kırık dökük emeğimi istiyorum’ dediğimde ise nankör oluyorum, öyle mi?

Ceylan’ın ve Asiye’nin hikâyesi işte tam da bu cümlelerde gizli. Gidemeyenin ve gidenin hikâyesine odaklanan roman, kendi yolunu çizen ve çizemeyen iki kadının hayatından tüme vararak güçlü bir Türkiye panoraması çiziyor. Üniversite tercihleri sırasında alınan bir kararla bambaşka deneyimlere uzanan bu iki hayat, hepimize kendimizden bildiğimiz o tanıdık yerden dokunuyor. Peki, gitmek bencillik, kalmak razı olmak mıdır sahi?

Oysa kadın ya da erkek fark etmez, herkesin kendi hatasını yapmaya, kendi acısını yaşamaya hakkı olmalıdır bu hayatta. Çünkü fazla uyum, yok oluşu getirir. Razı olmak, mutlu olmak demek değildir.

Peki sizce, gidebilmek için ne lazımdır?
Umut?
Cesaret?
Bir çift bacak?

Turgut Yüksel
Yedi Ölümcül Gün
Desen Yayınları
Eylül 2025
112 s., büyük boy

Hayatın can sıkıcı rutinine bir başka rutinle cevap vermekten yorulmadınız mı?

Çok yönlü çalışmalarıyla tanınan Turgut Yüksel'in imzasını taşıyan Yedi Ölümcül Gün, dışarıdan ışıltılı bir hayata sahip oldukları düşünülen plaza çalışanlarının gerçekte nasıl bir rutine mahkûm edildiklerini gösteren, etkileyici bir grafik roman.

Her gün aynı şeyleri yaşamaktan bezmiş ve tükenmiş bir grafikerin yedi gününe tanıklık ettiren sanatçı; işçi-işveren arasındaki ilişkiye dürüstlük, gizlilik ve çıkar çatışması özelinde etik bir pencereden bakıyor.

Okurda “İşte tam da benim yaşadıklarım...” hissini uyandırırken kendisinin de diğerleri gibi bir işçi olduğunu unutan beyaz yakalıların bam teline basan bu çarpıcı kitap, sistemin ezdiği ruhların sesine kulak vermeye çağırıyor.  

Büyük bir şirket, bir grafiker, yedi gün.
Kirli işler; her gün aynı şeyler, aynı duygular, aynı ölümler...
Tuhaf bir varlık: Seri katil mi, hayal mi, gerçek mi?

Her sabah aynı güne uyananların, nefret etse bile işe gitmek zorunda olanların, bilgi ve becerileri artmasına rağmen gelirleri devamlı azalanların; kısacası sizin, bizim, hepimizin can sıkıcı hayat rutinine röveşata çeken Yedi Ölümcül Gün, içinde bulunduğumuz sahte gerçekliğe ayna tutuyor.   

Bu kitabı için Antik Mısır dönemindeki duvar resimlerinde kullanılan kadim bir tekniği günümüze uyarlayan Turgut Yüksel, mitolojik motiflerle zenginleştirdiği çizgilerini modern siluetler eşliğinde özgün bir stilde buluşturuyor.

 
Yazarın Tüm Yazıları
  • Aşk Elçisi
  • Başka Bir Dünya Değil
  • Bekle Beni
  • Çalkantılı Deniz
  • Filistin - Yüz Yıllık Savaş
  • Ludoloji
  • Melekler Şehri
  • Savaş Üçlemesi
  • Tercih
  • Yedi Ölümcül Gün

Önceki Yazı

İNCELEME

Deniz, İstanbul ve Zaven Biberyan

“Deniz ne nostaljik bir retorikle öykülerin başkişilerini romantize eder ne de dönemin güncel ve reel-politik didaktizmine teslim olur...”

NEDİM DERTLİ

Sonraki Yazı

ELEŞTİRİ

Tarih –hâlâ– devam ediyor

“La Storia'nın unutulmaz yapıtlardan biri olarak anılmasını sağlayan da, aşırı-gerçekçi denebilecek sahneler ve anlatımlar içeren romanın aynı zamanda masalsı bir yapısı olması ve bunun hiç yadırganmaması...”

BEHÇET ÇELİK
  • P24 Logo
  • Hakkında
  • İletişim
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

© Tüm hakları saklıdır.
Designed by Katalist