• HAKKINDA
  • YAZARLAR
  • YAZILAR
  • İLETİŞİM
  • DENEME
  • DOSYALAR
  • EDİTÖRDEN
  • ENGLISH
  • GASTRONOMİ
  • EVVEL ZAMAN
  • HABERLER
  • HER ŞEY
  • KİTAPLAR
  • KRİTİK
  • PORTRE
  • SANAT
  • SİNEMA-TİYATRO-TV
  • SÖYLEŞİ
  • SORUŞTURMA
  • SPOR
  • TADIMLIK
  • TARTIŞMA
  • VİDEOLAR
  • VİTRİNDEKİLER

Haftanın vitrini – 16

Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevlerince bize gönderilen, okumak ve üzerine yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar: Annem / Belleğin Anısına / Benlik ve Duygusal Yaşam / Bir Ömrün Emeği / Bu Ne Saçma Sis / Deli ve Öfkeli Şehrimizde / Dört Kapılı Şehir / Gidelim Tatavla’ya / Neşe / Türkiye Tarihi

K24

@e-posta

VİTRİNDEKİLER

16 Nisan 2025

PAYLAŞ

Miray Çakıroğlu
Annem
Metis Yayınları
Nisan 2025
136 s.

İlk yedi gün, başka bir evdeyiz. Evde duramıyoruz artık. Annesi düşmüş bir evden hayatta kalanları görmek için bu eve geliyorlar. Birden yoğunlaşmış bir denizin içinde şimdi başka bir şeyden konuşalım araları. Sohbet, dikkatlice oynanan bir oyunda nereye değdiği hesaplanarak el değiştiren top. Yüzüme dikkatle bakılıyor.

Ev parçalı bir mekanizmaya dönüştü.

Annem kendini dünyadan sıyırarak bizi dünyanın alışık olmadığımız bir halinde yeniden hayata getirdi. Şimdi bu dünyayı baştan öğrenmemiz gerekiyor.

Maria Stepanova
Belleğin Anısına
çev. Eyüp Karakuş
Can Yayınları
Nisan 2025
560 s.

Belleğin Anısına, Maria Stepanova’nın halasının ölümü üzerine aile arşivinden yola çıkarak gerçekleştirdiği Yahudi-Rus aile kökeni araştırmasına dair belgesel niteliğinde felsefi bir anlatı.

Halasının ölümüyle solmuş fotoğraflar, eski kartpostallar, mektuplar, günlükler ve yığınla hatıra eşyasıyla dolu bir daireye adım atan Stepanova, sakin ve kararlı ellerle bu parçaları yeniden bir araya getirir ortaya çıkan, görünüşte sıradan bir ailenin zulüm ve baskısıdan nasıl kurtulduğunun hikâyesidir.

Roland Barthes, W.G. Sebald, Susan Sontag ve Osip Mandelştam gibi yazarlarla diyalog halindeki Belleğin Anısına, ender rastlanan entelektüel bir merak ve şiirsel bir sesle dolu.

Adrian Johnston, Catherine Malabou
Benlik ve Duygusal Yaşam
çev. Hakan Gürvit
Axis Yayınları
Nisan 2025

İnsan duygulanımları üzerine yürütülen çalışmalar, psikanaliz, beşerî bilimler ve afektif nörobilim araştırmalarında önemli bir yer tutuyor. Ancak bu alanlar hâlâ yeterince disiplinlerarası bir etkileşim içinde değil. Lacancı psikanaliz ve Hegel felsefesi üzerine çalışmalar yapmış filozoflar Adrian Johnston ve Catherine Malabou, bu kitapta Descartes'tan günümüze Avrupa felsefesi, Lacancı psikanaliz ve afektif nörobilimi bir araya getiren, benzeri görülmemiş bir çalışmada bir araya geliyorlar. Materyalist bir felsefenin, toplumbilimsel analizlerin ve psikanalizin ancak doğa ve yaşam bilimleriyle etkileşim halinde olduğunda gerçekten materyalist olabileceğini savunuyorlar. Günümüzde, öznellik üzerine yapılan incelemeler, öznelliğin yaşam bilimleriyle ilişkisini ne yazık ki hâlâ ciddi şekilde ihmal ediyor. İşte bu nedenle Adrian Johnston ve Catherine Malabou, beşerî bilimlerin yaşam bilimleriyle ilişki kurmaya karşı bu direncine meydan okuyorlar. Biyolojiyi ve alt dallarını indirgemeci veya politik olarak kuşkulu görmek yerine, nörobiyoloji ve ona komşu bilimsel alanlardaki son gelişmeleri, öznelliğin radikal bir şekilde yeniden düşünülmesi için önemli katalizörler olarak görüyorlar.

"Nörobilimciler felsefe ve psikanalizin ölümünü sevinçle ilan ederken, Benlik ve Duygusal Yaşam gerekli karşı hamleyi gerçekleştiriyor. Katı materyalist bir bakış açısıyla, beyin bilimlerinin Freud tarafından keşfedilen bilinçdışı süreçleri nasıl açıklayamadığını ve kendi felsefi önkabullerinin örümcek ağına nasıl dolandığını kesin bir şekilde ortaya koyuyor. Kitabın alt başlığı 'felsefe, psikanaliz ve nörobilim arasında gelecekte kurulacak herhangi bir ilişkinin prolegomenası' olabilirdi – işte bu yüzden bu alanlardaki herkes tarafından okunmalı."

–Slavoj  Žižek

"Kıta felsefesi ve psikanalizin biyolojiyi görmezden gelmeyi, hatta zaman zaman reddetmeyi nasıl başardığını sıklıkla şaşkınlıkla karşılamışımdır. Bu bana hiçbir zaman mantıklı gelmedi ve açıkça görüldüğü üzere Johnston ve Malabou'ya da mantıklı gelmiyor; onlar nörobiyolojiyi benimseyerek besleniyorlar."

–Antonio Damasio

Rachel Cusk
Bir Ömrün Emeği: Anne Olmaya Dair
çev. Roza Hakmen
YKY
Nisan 2025
144 s.

Romanlarıyla tanıdığımız Rachel Cusk, anı ve deneme türleri arasında salınan üç düzyazı kitabının ilkinde hamilelik sürecini ve anneliğinin birinci yılını eşine zor rastlanır bir dürüstlükle anlatıyor ve buradan başka birçok meseleye açılıyor: Kadın bedeni ve bedensel acı; toplumun kadına, doğuma ve çocuk bakmaya yaklaşımı; aile ve çocuk bakımı emeği; uykunun ve gecenin değişen anlamı… Cusk kendi annelik deneyimini titizlikle kaydederken, bu dönemde okuduğu romanların (Savaş ve Barış, Keyif Evi, Madame Bovary) annelikle ilgili kısımlarını da tartışıyor, doğuma ve anneliğe hazırlanma ve çocuk bakımı konulu devasa literatürün kimi örneklerini sıkı bir eleştirel okumaya tabi tutuyor.

İlk yayımlandığı 2001 yılında tartışmalara yol açan Bir Ömrün Emeği, 2019 yılında The New York Times tarafından hazırlanan son elli yılın en iyi elli anı kitabı listesinde yer aldı ve zaman içinde annelik deneyimini ele alan kitaplar içinde bir kilometre taşı haline geldi.

"Konu hakkında benzeri olmayan bir kitap." –The New Yorker

"Cusk yitirdiği özgürlük için tuttuğu yastan, çaresizlik duygusundan, acı, can sıkıntısı ve suçluluk hissinden açıkça söz etmekten korkmuyor ama tüm bunları annenin bebeği için duyduğu tarif edilmesi imkânsız sevginin bağlamı içinde yapıyor." –The Observer

Enrique Vila-Matas
Bu Ne Saçma Sis
çev. İdil Dündar
İthaki Yayınları
Nisan 2025
192 s.

Enrique Vila-Matas metinlerarasılığı kullanan, kurmacanın tabiatını sorgulayan ve nevi şahsına münhasır eserleriyle öne çıkan, İspanyol edebiyatının en muzip, en üretken yazarlarından birisi. Edebiyat dünyasının her detayını romanlarında kullanmaktan çekinmeyen Vila-Matas, Bu Ne Saçma Sis’te Katalunya’nın bağımsızlığının ilan edildiğinin sanıldığı belirsizliklerle dolu üç günde gerçekleşen aile içi bir edebi karşılaşmayı anlatıyor.

Yirmi yıl önce doğduğu memleketi terk edip New York’a göçmüş, Thomas Pynchon kadar gizemli, hatta bizzat Pynchon olduğunu iddia eden, uzaktaki yazar Reiner Bros, kendisini mütevazı alıntı sanatçısı ama bir ast, bir hokusai olarak gören Simon Schneider’le, efsaneleşmesine yol açan romanlarında kurdukları gizli işbirliğinin yanı sıra, bir başka sırrı da paylaşmaktadır: Aile. Babalarının vefatının hemen akabinde, memleketleri Barselona’nın en hararetli günlerinde, düelloyu andırır bir buluşmada bu iki kardeş, yazar ve edebiyat kahramanı nihayet hesaplaşacaktır.

Enrique Vila-Matas’ın muazzam edebi labirentlerinden biri daha: Kurulurken yapıtaşlarının söküldüğü, yazılırken atıflarla durmadan dönüşen, her köşesinde “küçük varoluşların” parıldadığı, sıkı okurlar için sisin içinden çıkan som bir cevher.

“Vila-Matas’ın kitaplarındaki anlatıcının sesi tüm felaketleri atlatabilir: Çağdaş edebiyatta çok az yazar bu kadar içten ve kişisel bir tonu tutturabilmiştir. Bu nedenle her zaman yazarın yeni kitabını hevesle bekliyoruz, o sesi tekrar duymak için.” –Ricardo Piglia 

“Enrique Vila-Matas’ta, tıpkı Houellebecq ya da Bolaño’da olduğu gibi, bana Philip K. Dick’in bu dünyadaki varoluşunu hatırlatan bir şey var ve bu eşsiz, benzersiz, harikulade bir şey.” –Emmanuel Carrère

Guy Gunaratne
Deli ve Öfkeli Şehrimizde
çev. Fatih Yiğitler
Livera Yayınevi

Londra’nın varoşlarında üç genç adamın ayakta kalma mücadelesi, geçmişin hayaletleriyle ve bugünün yakıcı gerçekleriyle iç içe geçiyor. 2018 yılında Man Booker uzun listeye kalan ve 2019 yılında Dylan Thomas Ödülü’nü kazanan Deli ve Öfkeli Şehrimizde, metropollerin kenar mahallelerinde büyüyenlerin sesini yükselten, sarsıcı, keskin ve nefes kesici bir anlatı.

Sokaklar kaynıyor. Öfke ve korku, dalga dalga yayılan isyanlarla birlikte her kapıyı çalıyor. Bu kasırganın tam ortasında ise üç genç adam var: Selvon, Ardan ve Yusuf. Biri sokakların atletik hayalperesti, diğeri müziğin içinde kendine bir dünya kurmaya çalışan bir şair, öteki ise çocukluk ile yetişkinlik arasındaki ince çizgide yürüyen, köklerine sadık kalmaya çalışırken sokakların sesine kulak vermekten de kendini alamayan bir genç… Onlar için bu şehir harita üzerindeki bir noktadan ibaret değil, onları şekillendiren, ezmeye ve savurmaya hazır devasa bir güç.

Bu hikâyede yalnızca gençlerin sesi yok. Caroline ve Nelson gibi eski kuşaklara mensup insanlar da kendi travmalarını, yaslarını ve umutlarını sırtlarında taşıyor. Fakat şehir, kimseye uzun uzun geçmişi düşünme fırsatı tanımıyor. Günün getirdiği öfke ve umutsuzluk, hem gençlerin hem de yaşlıların omuzlarına çöküyor.

Deli ve Öfkeli Şehrimizde, Guy Gunaratne’nin göz kamaştıran dili ve ritmik anlatımıyla, günümüz Britanyası’nın çok katmanlı kimliklerini, ırksal gerilimlerini ve kaynayan öfkesini derinlemesine işliyor. Bu kitap, yalnızca Londra’nın varoşlarında büyüyenlerin değil, modern dünyanın her köşesinde, kendine bir yer açmaya çalışan herkesin hikâyesi. Gerçekçi, sarsıcı ve bir solukta okunan bu roman, yalnızca sokakların öfkesini değil, insanın içindeki hayatta kalma direncini de anlatıyor.

Şimdi, bu şehirde kimin sesi duyulacak? Kim unutulacak? Ve en önemlisi: Bu deli ve öfkeli şehrin içinde, insan olmak ne anlama geliyor?

Dorris Lessing
Dört Kapılı Şehir
çev. Öyküm Nida Bilgiç
Everest Yayınları
Nisan 2025
752 s.

Dört Kapılı Şehir, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Doris Lessing’in yarı otobiyografik roman serisi “Şiddetin Çocukları”nın beşinci ve son kitabı. Artık orta yaşlı bir kadın olan Martha Quest, savaşın ardından kendine yeni bir hayat kurma umuduyla Londra’ya gitmek için Afrika’dan ayrılır. Colridge Ailesi’nin hizmetçisi olarak bakımını üstlendiği çocukların büyümesini izler. Onlar yeni “şiddetin çocukları” dır. Parçalanan, nükleer felakete doğru sürüklenen bir dünyada büyüyen bu çocukları izlerken kendi bulanık zihnini arındırmaya çalışarak benliğini keşfetmek üzere bir yolculuğa çıkar.

Doris Lessing serinin bu çarpıcı final kitabıyla medeni olduğu kabul edilen toplumların nasıl yozlaşabildiğini, insanın yapabileceklerinin sınırının olmadığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

“Eğer 20. yüzyıl yazarları için bir Rushmore Dağı Anıtı olsaydı üzerine oyulmuş yüzlerden biri kesinlikle Doris Lessing olurdu.” –Margaret Atwood

Hüseyin Irmak
Gidelim Tatavla'ya:
Görkemini Yitirmeyen Semt Kurtuluş
istos yayın
Nisan 2025
656 s.

Hüseyin Irmak yeni kitabında tarihi mirası ve çokkültürlü yapısıyla İstanbul’un birçok semtinden ayrılan Tatavla’nın hafızasını aktarırken bugününü de kayıt altına alıyor.

Yüzyıllardır kendine has karakterini muhafaza etmeyi başaran semtin okullarını, sinemalarını, tiyatrolarını, dini yapılarını, pastanelerini ve yeme içme kültürünü detaylı bir şekilde anlatırken bu münbit malzemeyi tarihi olaylarla birlikte ele alıyor.

Ayrıca Tatavla’nın sosyal yaşamına damga vuran önemli şahsiyetleri,
esnafını, geleneklerini ve eğlence anlayışını canlı bir şekilde betimliyor. Semtin tanık olduğu göç hareketlerine, Tatavla’dan Kurtuluş’a geçirdiği dönüşümlere ve günümüzdeki durumuna değinerek çok katmanlı hikâyesini sunuyor.

Semtin vakanüvisi Hüseyin Irmak, Gidelim Tatavla’ya! Görkemini Yitirmeyen Semt:
Kurtuluş’ta mahallesinin mirasının ışığında bugününü, sokaklarını ve komşularını,
şahsi arşivinden ve farklı kaynaklardan fotoğraflarla zenginleştirerek tarihe not ediyor.

Ömer Türkoğlu
Levhi Beyin Akıl Defterine Göre Türkiye Tarihi (1909-1938)
Berdelacuz Kitaplığı
Nisan 2025
487 s.

Bu kitap, Osmanlı'nın son dönemi ile Cumhuriyet'in 1938 yılı arasındaki süreçte İstanbul ve Anadolu'daki sosyal, toplumsal ve siyasi olaylara ışık tutan değerli bir belge koleksiyonudur.

Levhi Bey'in defterlerindeki yazışmalar, II. Meşrutiyet'te İstanbul'daki suçlarla mücadeleyi, Milli Mücadele'de ise Zonguldak çevresindeki casusluk faaliyetleri, işgal güçleri ve azınlıklarla ilgili az bilinen olayları belgeler.

Cumhuriyet'in erken döneminde Osmaniye ve Maraş'taki yazışmalar, devletin resmi politikaları doğrultusunda şekillenmiştir. Ermeniler, Gayrimüslimler, Çerkesler, Arap aşiretleri, saltanat yanlıları, Kürt örgütleri, komünistler, Yüzellilikler ve rejim muhalifleri hakkındaki incelemeler, fişleme işlemleri, casusluk olayları, Hatay'daki siyasi faaliyetler, eşkıyalık, kaçakçılık, Arap harfli eğitim verenler ve Alevi Kürtlerin dini ayinleri gibi konular ele alınmaktadır.

Manuel Vilas
Neşe
çev. İdil Dündar
Bilgi 

Kapitalizmden sürekli çalmak gerek, zira ne kadar çalarsanız çalın onun sizden çaldığı miktara asla ulaşamayacaksınız, o sizden neşeyi çalıyor ve neşenin fiyatına paha biçilemez.

Son romanıyla büyük bir başarı yakalayan bir yazar, dünya çapında bir kitap turnesine çıkar. Bu yolculuk aynı zamanda onun için yeni bir dünyanın doğuşunu müjdelemektedir: Bir yandan okurlarıyla buluşurken diğer yandan da yalnızlığının her ânını değerlendirerek kendi gerçeğini arar. Ebeveyninin ölümünün, boşanmasının ve yeni bir aşkın ardından gün yüzüne çıkan bir gerçek onu neşe için umutlu bir arayışa sürükleyecektir.

Manuel Vilas, 2019 Premio Planeta finalisti olan Neşe’de geçmişten güç alıp henüz gerçekleşmemiş olana uzanan lirik bir hikâye anlatıyor.

“Benzersiz, zeki ve önyargısız; kendi bildiğini yapan ve risk almaktan çekinmeyen bir yazar.”  –Sara Mesa

“Manuel Vilas üzücü klişelerin ötesine nasıl bakacağını biliyor. Kitapları bilgelik ve sevgiden oluşuyor.” –Elvira Navarro

 
Yazarın Tüm Yazıları
  • Annem
  • Belleğin Anısına
  • Benlik ve Duygusal Yaşam
  • Bir Ömrün Emeği
  • Bu Ne Saçma Sis
  • Deli ve Öfkeli Şehrimizde
  • Dört Kapılı Şehir
  • Gidelim Tatavla’ya
  • neşe
  • Türkiye Tarihi

Önceki Yazı

SÖYLEŞİ

Margit Schreiner ile söyleşi:

“Kendini tanımak, yazmanın gereğidir.”

“Hayatım ve ben aynı değiliz. Anlatılan hayatım hafızayla karakterize edilir. Ve bu nedenle ‘gerçeklikte’ olduğundan da farklıdır. Gelişimimin aşamasına bağlı olarak her zaman şeyleri farklı şekilde hatırlarım.”

AYNUR KULAK

Sonraki Yazı

EDİTÖRDEN

[Editörün Notu]

2024

K24'ten haberler, yayın dünyasına dair değiniler, tartışmalar, yorumlar, okur mektuplarına cevaplar, Kıraathane İstanbul sergileri, K24 yazıları için notlar, editöryal gevezelikler ve çeşitli mutfak işleri... 

MUSTAFA ARSLANTUNALI
  • P24 Logo
  • Hakkında
  • İletişim
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

© Tüm hakları saklıdır.
Designed by Katalist