İTALİK ÖNERİLER – 1:
Doğru kitabı bulmak
Mesleğimiz Yayıncılık / Editör Ne İş yapar? / Yayıncının El Kitabı / An Insider's Guide to Publishing / İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor / Manifold / Genius
Genius (Michael Grandage, 2016)
“Yayıncılığın temeli, yani yayıncılığın ateşleyici unsuru, doğru kitabı bulup çıkarmaktır.”
– Peter Ginna, “Her Şeyin Başladığı Yer”
Uzun zamandır sürdürdüğüm editörlük eğitimlerinde başlangıçta yaşadığım en belirgin sorun, alandaki Türkçe kaynak eksikliğiydi. Editörlük hakkında önemli birkaç yazı ve dergilerin yaptıkları dosyalar dışında kaynak neredeyse yoktu. (Editörlük üzerinde disiplinli bir düşünme kapısı aralayan ilk önemli dosya Kitaplık dergisinin Kasım-Aralık 2001 tarihli 50. sayısındaydı. Tanıl Bora’nın 2004’te Virgül’ün 72-74. sayılarında yayımlanan “Editör Kimdir, Eserleri Nelerdir?” yazısı da üzerinde çok konuştuğumuz önemli bir kaynak oldu. Tanıl Bora, Notos’un Nisan-Mayıs 2011 tarihli 27. sayısında yayımlanan “Editör: Tadilatçı Terzi” yazısıyla bizi düşündürmeye devam etti. Hepsini okumanızı öneriyorum. İtalik Öneriler’de dergi yazılarına yer vermeye devam edeceğim.)
Yayıncılığın (özellikle editörlüğün) bir meslek olarak daha çok ilgi görmeye başlamasıyla bu işi öğrenmek isteyenlerin sayısı da arttı. Bu artışa paralel olarak –artık usta-çırak ilişkisi içinde öğrenme imkânı pek olmadığından– başta meslek birliklerinin düzenledikleri olmak üzere pek çok atölye açıldı. Halen pek çoğu da yoğun katılımlarla devam ediyor. Son yıllarda üniversitelerin filoloji ve çevirmenlik bölümlerinde de editörlük dersleri verilmeye başlandı, yüksek lisans programları açıldı. Bu gelişmeyi sevindirici bulmakla beraber eğitim müfredatının ortaklaşmasının, farklı ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilmesinin ve sonrasında da üniversitelerin sektör paydaşlarıyla ortak programlar geliştirmesi gerekliliğinin altını çizmeliyim.
Eğitimlerin, atölyelerin artması, belirginleşen eğitim materyali ve mesleki bilgilerin aktarılması ihtiyacını ortaya çıkararak hem telif olarak yazılan hem de çeviri yoluyla Türkçeye kazandırılan kaynakların çoğalmasını sağladı. Sadece yazılı kaynaklar değil, dijital dünyada üretilen çok sayıda içerik de bu alandaki eksikleri gidermeye başladı.
Ben de yaptığım farklı atölyelerde eğitim içeriklerimi oluştururken başta farklı dillerde yazılmış kitap ve yazılar olmak üzere çok sayıda kaynağa ulaşmaya, bunları çeşitlendirmeye çalışıyorum. Filmler, diziler ve podcast’lerin de dahil olduğu geniş bir kaynak listesi oluşuyor ve bunlara her geçen gün yenileri de ekleniyor.
Bu süreçte en sık karşılaştığım, “Editör olmak, yayıncılık alanında çalışmak istiyorum, bana kaynak önerir misiniz?” sorusunu K-24’te “İtalik Öneriler” başlığı altında kısa yazılarla yanıtlamak istedim. Bu yazılarda alana girmek ve kendilerini geliştirmek isteyenlere çeşitli önerilerde bulunacağım.
Mesleğimiz Yayıncılık
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin 2016’da Türkiye’de yayıncılık meslek standartlarının belirlenmesi için yürüttüğü Mesleğimiz Yayıncılık projesinin web sitesi ve yayınlar sekmesinde yer alan Meslek Tanımları ve Görevler kitapçığı mesleğe başlamak isteyenlerin olduğu kadar bir yayınevi kurmak isteyenlerin de başvuru kaynağı. Kitapçıkta bir yayınevinin ana birimleri sayılan Editorya, Üretim, Pazarlama-Satış-Kurumsal İletişim, Depo-Lojistik-Sipariş bölümleri ve tasarım ekibi hakkında detaylı açıklamalar yapılıyor. Kitapçıkta ayrıca Avrupa’daki yayıncılık eğitimlerine dair bilgiler verilirken, Almanya’nın önemli yayıncılık okulu mediacampus Frankfurt’ta yayın yönetmeni olmak için hazırlanan bir eğitim programının örneği de yer almakta. Sitedeki “Yayıncılık Meslekleri Sözlüğü” de kim kimdir, ne iş yapar sorularını hızla yanıtlıyor
Editör Ne İş Yapar?
Türkçeye çevrildiği için çok sevindiğim, hemen her derste ve konuşmada mutlaka elinizin altında olmalı dediğim Editör Ne İş Yapar? NYU’nun yayıncılık programında “Editörlük Nedir?” dersini hazırlayan ve Bloomsbury Press’in kurucusu Peter Ginna’nın sektörün duayen isimlerinin kaleme aldığı yazıları bir araya getirerek hazırladığı kapsamlı bir kılavuz kitap. Bir kitabın/dosyanın seçiminden başlayarak yayımlanma aşamalarında editörün rolü ve katkısını türler açısından da çok detaylı anlatan kitabı Türkçeye çeviren Berna Akkıyal ve editoryal ekibin katkısı ise çok önemli. “Türkçe Baskı İçin Yayıncının Notu”nda belirtildiği üzere sözlük, dizin, vb. Türkiye’deki kullanımlar esas alınarak hazırlanmış. Kitabın ana metni dışında, kaynakçası, sözlüğü ve dizini de bir cankurtaran. Bu kitapta da yayıncılık eğitimlerini toplu olarak görebileceğiniz bir liste de var.
Kitapta türlere özgü editörlüklere de genişçe yer veriliyor. Edebi kurmaca editörlüğü, tür kurmacası editörlüğü, genel okura hitap eden kurmaca dışı kitapların editörlüğü, çocuk kitapları editörlüğü, biyografi, otobiyografi ve anı kitabı editörlüğü, akademik kitap editörlüğü, başvuru kitapları editörlüğü alt başlıkları bu tür kitapların yayına hazırlanması sürecinde yaşanan zorluklara çözüm önerilerinde bulunduğu gibi, kimi pratik önerilerle de ufkumuzu genişletiyor. Ayrıca bu alt başlıklar, dünyada editörlükte uzmanlaşmanın önemine dair de çok şey söylüyor.
Yayıncının El Kitabı
1994’te Türkçeye çevrildiğinde alandaki büyük boşluğu dolduran Datus C. Smith, Jr’nin Yayıncının El Kitabı, bugün için biraz eski kalsa da, özellikle “Fikirden Kitaba” bölümüyle hâlâ önemli bir kaynak olmayı sürdürüyor. “Editörün İşleri” başlığı altında metnin yayımlanması sürecinde editörün neler yaptığı adım adım anlatılıyor. Kitapta ayrıca editörlerin kitapların tanıtılmasına, pazarlanmasına ve satışına nasıl katkı sağlayabilecekleri de örneklerle anlatılıyor. Dünyanın farklı ülkelerindeki önemli editörlerin yayınevlerine katkılarına da değinen kitapta benim en çok dikkatimi çeken ise kitap kulüplerinin ve abonelik sisteminin yayıncılığa katkısının anlatıldığı bölüm oldu.
Amerika ve İngiltere’deki yayıncılar kitap/okuma kulüplerinin katkısını çoktan keşfettikleri için olsa gerek, hem kendi bünyelerinde kulüpler kuruyorlar hem de ülke genelindeki kulüplerle işbirliği yaparak çok sayıda proje geliştiriyorlar. Almanya’da ise abonelik sistemi oldukça yaygın; bu sistemde alacağınız kitapların bedelini belirli bir düzenle ödeyerek henüz yayınlanmadan yayıncıya destek oluyor ve özellikle özel tasarımlarla piyasaya sunulan az sayıda kitaba erkenden ulaşabiliyorsunuz. Almanya’nın en özgün yayınevlerinden Büchergilde abonelik sistemini hem okurları için hem de kitapçılar için geliştirerek şahane kitaplar yayımlıyor. Sitelerine buradan göz atabilirsiniz...
An Insider’s Guide to Publishing
Yayıncılığa “içerden” bakan An Insider’s Guide to Publishing, yazarlara (yazar adaylarına) yayın endüstrisinin nasıl işlediğini anlatan, oldukça eğlenceli bir kitap. Kısa zamanda ya da henüz ilk kitabı yayımlanmışken ünlü olan ve çok satan yazarlar olsa da, yayıncılığın aşırı rekabetçi dünyasında –dijital dünya da dahil– aslolanın işlerin nasıl yürüdüğünü bilmek olduğunu belirten David Comfort şunları da ekliyor: “Yayınlanmak hâlâ azim, hazırlık ve zekânın yanı sıra işin nasıl yürüdüğüne, geçmişten ve nereye gittiğine dair bir anlayış gerektiriyor.”
“Edebi Doping”, “Dijital Sinderellalar”, “Nobel Kavanozu”, “Dante’nin Balayı” gibi hayli eğlenceli bölüm başlıklarında eser adlarına, kimi yayıncılık olaylarına yapılan göndermeler de merak uyandırıyor. Kitap ayrıca Hemingway’in ünlü kan davalarını, Poe’nun çılgınlığını, Capote’nin kinci zekâsını kitaplarını yayımlamak için nasıl avantaja çevirdiklerini anlatırken gelecek vaat eden yazarlara bu sektörün perdelerini aralıyor.
Çok sayıda yazarın yayımlan(ama)ma anısına yer verilen kitapta David Comfort zekice tespitleri ve kara mizahıyla yazar adaylarına ne yapmaları gerektiğini anlatırken, yazar ve editörlerin başarılarını ve kusurlarını da gösteriyor.
İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor
Uzun yıllardır Kitap-lık dergisinin ve pek çok kitabın editörlüğünü yapan, aynı zamanda kıymetli bir öykü yazarı olan Murat Yalçın’ın İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor kitabı, bir editörün “başına gelebilecekleri” anlatırken yazar ve yazar adaylarının tez canlılığını hatırlatıyor: Bir dergi editörüne ne gibi mektuplar gelir? Dergiye gönderilen metnin yayımlanmaması ne gibi artçı sarsıntılara neden olur? Editör olmaya niyetliyseniz neleri göze almanız gerekir? Yalçın, “tamamen kurgusal” yazılarında bu sorulara yanıt niteliği taşıyacak e-postalar sunuyor okuruna. Editöre daha çok kitap okuması gerektiğini önerenlerden sen benim kim olduğumu biliyor musunculara, sponsor arayışı içindeki profesyonel okurdan kırgın şaire, içini editöre dökenler...
Okurken hem gülümsüyorsunuz hem de kitabın arka kapağında söylendiği gibi, masanın iki yanındaki yaşanan “yazar-yayıncı gerilimi”ne tanık oluyorsunuz. Çok iyi kurgulanmış bu mektuplar gibi mektuplar okumaya ve yanıtlamaya sabrınız varsa, editör olma yolunda bir önemli bir basamağı geçebilirsiniz.
Bunlar da var...
- Türkiye’nin en yetkin kitap tasarımcısı Esen Karol’un yıllar içinde genişleyen bir yazı ekibiyle sürdürdüğü şahane bir web sitesi var: Manifold.Yayıncılığın farklı alanlarında çok sayıda yazının bulunduğu sitede, “kitap yapmak” üzerine pek çok konuşmayı da izlemeniz ve dinlemeniz mümkün.
- Uzun yıllar IPA başkanlığı yapmış, şahane yayıncı Richard Charkin’in “Mesleğimiz Yayıncılık” projesinin çalıştayında deneyimlerini paylaştığı “Öğrenmeye Devam Edin” konuşmasının metni de sitenin yayınlar sekmesi altındaki kitapçığında yer alıyor...
- Bir de film önerim var, orijinal adı Genius olup Türkçeye Fırtınalı Hayatlar olarak çevrilen bu filmde 1929’da ünlü editör Maxwell Perkins ile yazar Thomas Wolfe’un ilişkisi, bir dosyanın yayımlanma süreci anlatılıyor. Editör olarak benimsediği tavır ve işini tutkuyla yapmasıyla Perkins’in “gizli kahraman”lığına da tanık oluyoruz.
- Yayıncılığın güçlü olduğu ülkelerde okuma kültürünün yaygınlığı da açıkça görülüyor. Türkiye’deki yayıncıların da okuma kültürünün yaygınlaşması için düşünmeye, çalışmaya ve işbirlikleri kurmaya devam etmeleri gerekiyor. Bu nedenle kitap/okuma kulüplerinin okuma kültürüne ve dolayısıyla yayıncılığa katkısı, üzerinde düşünülmesi gereken ve geliştirilmesi gereken bir konu. OKUYAY Platformu’nun hazırladığı Okuma Kulüpleri kitapçığı da ilginizi çekebilir.
- Ayrıca OKUYAY Platformu’nun web sitesindeki “İyi Örnekler” sekmesinden de kitaplara ve okumaya dair pek çok projeye ulaşabilirsiniz.
- Nilay Örnek “Nasıl Olunur?” podcastlerinin 65. bölümünde Tanıl Bora’yla sohbet ediyor. Bu sohbet bir editörün neler yaptığına, yapabileceğine dair önemli ipuçları taşıyor. Yazıları okuduktan sonra dinlemenizi öneririm.
Önceki Yazı
Melike Koçak ile Hiçkuşu’na dair:
“Hareketli ve akışkan ara alanlara bakmayı denedim…”
“Kendi akıl, kalp, beden sesimizin, insana dayalı tüm dış seslerin beraberinde bazen bunları kısarak yeryüzünün o değişken sesine, sıçramaları, zıplamaları, patlamaları, durmaları, uyumaları ve susmalarının sesine kulağı ve dili açmayı ve dili buradan kurmayı denemek. Tıpkı ses kundağı gibi, dilin de kendi ses kundağını merak ettim, ediyorum. Yeryüzünün de.”
Sonraki Yazı
Alain Badiou ve Yeni Bir Siyaset İçin Felsefe:
“İnsanın kulağına gece vakti çalınan bir ses”
“Badiou Yeni Bir Siyaset için Felsefe'de Hegel’in baykuşunu felsefenin geleceği bahsinde önemli bir yere koyacaktır. Ona göre 'felsefe, bilginin hâkim olduğu günün ardından, gerçek yaşama özgü deneylerin gününden sonra, gece çöktüğünde çıkagelen disiplindir.' Badiou’nun kitabı hem gece'de kalmanın hem de gündüz'ü düşlemenin alacakaranlık bölgesi olarak karşımızda duruyor. Konan, duralayan ve her an yeniden uçmaya hazır bir gece kuşu ya da bir baykuş olarak.”