Bilge Karasu'nun kendi sesinden: Gece'den bir parça
Bilge Karasu'nun ses ve görüntü kaydı neredeyse yok denecek kadar azdır. İnternet öncesi dünyada, bugünkünün aksine ses ve görüntü kaydı nadirattandı. Aynı zamanda dijitallik öncesi dünyadan söz ediyoruz, yapılan amatör kayıtlar da uzun ömürlü olamıyordu. (Örneğin kendisiyle 1990'ların başında yaptığım ve kaydettiğim –yarım kalmış haliyle ölümünden sonra yayımlanan– uzun söyleşi, manyetik ortamın azizliğine uğrayıp kısa süre zarfında, ses teknisyenleri tarafından bile kurtarılamayacak ölçüde hışırtılı ve anlaşılmaz bir hale dönüşmüştü...)
Bu nadir ses kayıtlarından birini Yuşa Kılıç internette bulmuş, kendisine çok teşekkür ederiz. Gece'ye Pegasus ödülünün verilmesinden sonra Mobil Corporation ile New York Üniversitesi tarafından düzenlenen bir etkinliğe ait olan kayıtta Karasu'nun yanı sıra Gece'nin -yazarın kendisiyle birlikte- çevirmeni Güneli Gün, Talat Sait Halman, Mary Lee Settle ve Mona Simpson yer alıyor. Karasu'nun Gece'den kısa iki bölüm okuduğu etkinlikte, romanın yanı sıra Türk Edebiyatı ve çeviri sorunları da tartışılıyor.
5 Nisan 1994 tarihli etkinlik kaydının tamamına Pen America'nın arşivinden erişebilirsiniz.
Bir buçuk saat süren bu kaydın sadece Bilge Karasu'nun sesini içeren küçük bir kısmı da şuradan dinleyebilirsiniz: Gece'nin 56. ve 57. bölümlerini (Metis Yayınları, 8. baskı, Mart 2013, s. 123-126) kendisi seslendiriyor.
Bu arada, Metis Yayınları ile Sanat Kritik tarafından düzenlenen Bilge Karasu Günleri 17-18 ve 24 Kasım 2023 arasında yapılıyor. Etkinliklere paralel olarak düzenlenen sempozyum sergisi ise 15 Kasım-15 Aralık tarihleri arasında açık...
Önceki Yazı

Haftanın kitapları – 46
K24'te haftanın vitrini... Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar:
Bilge Karasu Sözlüğü / Bu bir söyleşi kitabıdır / Ebedi Ev / Fatma Nudiye Yalçı / İktidar ve Teknoloji / Kanun ve Nizam Dairesinde / Sınır Bölgeleri / Sosyal Isınma / Yabancı / Zesto Psomi
Sonraki Yazı

Yüzyıllık Apartheid (mı?)
“Akçam, T.C.nin tarihi üzerine 'yeni bir anlatı inşa etmeyi' öneriyor. Bu önerisi de, bizzat Kurtuluş Savaşı sürecinden başlayarak, tüm bir Cumhuriyet dönemini karakterize eden sistemin bir Apartheid rejimi olduğu tespitine dayanıyor... Bir soykırım okuması ardından bir de Apartheid okuması fena bir deneme sayılmaz. Lakin ikinci denemenin birincisi kadar konuya ışık tutup tutamayacağı tartışmalıdır.”