Daldaki Kuş'tan:
“Kalan Söz”
Edebiyatımıza 60 yıldır emek veren usta yazar Necati Tosuner'in yeni öykü kitabı Daldaki Kuş, önümüzdeki günlerde Axis Yayınları tarafından basılıyor. Kitaptan “Kalan Söz” adlı öyküyü Tadımlık olarak sunuyoruz...

Necati Tosuner
İçinden içine yol vardır insanın. Gurbete gidilen yerdir sıla. Kendi gurbetine. Kendi içine özlem duyulur kendi içinden titreşimli. Sevgiyi çoğaltır özlem. Özlem, yarına özlem. Dokunmaya kıyamadan sevilir düşündükçe. Düşündükçe artar titreşimi. Titreştikçe titreşerek kendini uzak tutar özlem. Kendini uzak tutmak için özen gösterir. Umutsuzluğa dönüşmesine engel olur hiç değilse; özlemin duyumsanan derinliği, arttıkça artan varlığı. En azından bir sevinçtir hiç değilse varlığı. Sevincin olduğu yerdir. Güzel bir esinti olur o yandan.
Dökülmüş saçılmış, birbirinden koparak koparak dağılmış, birbirinden dağılmış düşüncelerle uzaklaşmış. Uzaklaşmış, yazık olmuş düşüncelerle. Yazık yazık olmuş.
Yazık yazık olmuş, –olmadan!
Israrla. Umutla. Umutlanmakta titizlenerek. Taparcasına. Taparcasına biçimlenmiş o umutla. Aman, geldim geliyorum olan sanki.
Şaşırdım burkuldum acı çektim
Ağrıdım sancıdım ölmedim
Ağladım ağladım ağıt oldum
Gülmedim Gülmedim.
Sakinlik gerekiyor şimdi. Sakinlik…
Elma sirkesi içsen de ruhun arınmaz senin. İçinin kara katranını özemek için, içinin kara katranını usulca ve yılmadan özeye özeye gevşetmek, yumuşatmak, hafifletmek için bir yeni sevinç gerek sana. Bir yeni sevinç küçük de olsa, katran çözücü ve çözdükçe katrandan azala azala sevince geçen, bir küçük sevinç ama çabalaya çabalaya büyüyen, büyüdükçe çoğalan bir yorgunlukla, öyle tatlı bir yorgunlukla arınan ruhunda sevinçten kıvanca ulaşan. Erişen. Öyle bağıra bağıra önemini söylüyor olmayan ve küçükten küçüğe yayılarak içinde yer tutan bir dinginlik olan. Katrandan ağarmış bir dinginlik.
Gelir mi o günler, gelir mi?..
Birazdan kendi saçlarının arasından usulcacık geçmeyi aklından geçirmeye çalışan bir bebek soluğu gibi. Sonunda işte! Bir tutam pembe şeker ve yeni ılıtılmış süt kokulu bebek soluğu gibi, işte sonunda tam da beklendiğince, gerçeğe, tam da gerçeğe işte sonunda dönüşen, gerçek-le-şen, birazdan işte artık gerçekleşmiş bir düş gibi somutlaşmış olacak olan: Kokusu vanilya. Pürtüklü tarçın. Damlası bal. Tadı tanıdık. Işıltısı göz ışıltısı. Işıyan sevgi. Pırıl pırıl pırıltısı. Çok uzun yılların geleceği, -sevgi. Anlı şanlı. Gelip gelip de göreceği. Gelip gelip de seni bulacağı -sevgi- bir gün.
Hep beklenmiş bir gün.
Kıskanılmış olan. Kendisinden de kıskanılmış olan. Esirgemek için. Korumak için kıskanılan. Kendine kötülük etmenin sırasını beklemeyen. Atılgan. Hemen kendine kötülük etmek için atılan. Kendine kötülük etmeye can atan. Gücü kendine yeten. Gücü, kötülüğü ancak kendine etmeye yeten. Kendini kendi kötülüğünden hiç sakınmayan. Hiç de sakınmayan.
Buna da sanki hiç şaşılmayan.
Pamukçukları avcunun sevinç.
Saçmalığıyla da güzel bulunan. Yalancıktan. Oyunlardan saçmalık oyunu. Plastikten değil, tahta oyması. Kandırdığın çocuk olan kendin. Kendi saçmalığın. Kanmak isteyen çocuk olan kendin. Uysal çocuk olmak isteyen kendin. Uysal olamayan. Kanmayan. Kendini kandırmaktan nefret etmeyi erkenden öğrenen. Öğrenmek zorunda kalan. Saçmalığı beğenen ama oyuna uzak duran. Oynamak da istemeyen. Bağırmak isteyen. Kendi kendinin önüne geçmiş, öylece duran. Bağıramayan.
Söndürülmüş yangın yeri çamuru: Başarılmış sayılan ve zavallı. Yitirilmişlerin kazanılmış yanılsaması. Çekici ve aldatıcı ve ürkünç bir eski yangın anısı. Kalıcı iz bırakan derin yara. Yok edilir, yok sayılır, unutulmaz.
Kurak. Çorak. Bozkır kabuklu.
Geçmiş yangın yeri bir ömür.
Dörtlüleri yak da şurda bir dur bakalım...
Kendimin ardından söyleyeceğim tek söz kalmıştır ve o da şudur: Kendi kulağını çekmeye bile boyu yetişmeyen adam, hep en üst katlardaki düşlere uzanmaya çalışıyor.
Sen ne söyleyeceksin?..
(s. 13-15)

Daldaki Kuş
Axis Yayınları
Ekim 2023
159 s.
Önceki Yazı

Başka dünyalı Lazzaro
“Lazzaro’yu iyi kılan, pazar yerinde verilen var olma mücadelesinin yükünden azade olması. Öksüz ve yetim Lazzaro’nun vereceği ikinci bir sınavı, 'ben' olma yükü sırtında pençeleri ve keskin dişleriyle mücadele edeceği bir muharebe yok.”
Sonraki Yazı

Haftanın kitapları – 40
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar:
995 km / Acaip / Başrolde Mimarlık / Bir Rus Piyanistin Otoportresi / Edebiyat Yazıları / İşte İnsan / Psikanalizin Kurtuluşuna Doğru / Sanat Dünyamız / Sanatın Erkeksiz Tarihi / Sentetik Çağ