• HAKKINDA
  • YAZARLAR
  • YAZILAR
  • İLETİŞİM
  • DENEME
  • DOSYALAR
  • EDİTÖRDEN
  • ENGLISH
  • GASTRONOMİ
  • EVVEL ZAMAN
  • HABERLER
  • HER ŞEY
  • KİTAPLAR
  • KRİTİK
  • PORTRE
  • SANAT
  • SİNEMA-TİYATRO-TV
  • SÖYLEŞİ
  • SORUŞTURMA
  • SPOR
  • TADIMLIK
  • TARTIŞMA
  • VİDEOLAR
  • VİTRİNDEKİLER

Şenlikten sonra…

7. Kıraathane Kitap Şenliği'ne katılan yayıncıların izlenimleri.

MESUT VARLIK

@e-posta

HER ŞEY

5 Haziran 2025

PAYLAŞ

Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nin bu yıl 7’ncisini düzenlediği Kitap Şenliği 16-25 Mayıs haftasında yine Kıraathane’nin Asmalımescid’deki binasında gerçekleşti. Her yıl olduğu gibi aylar öncesinden yayıncılarla yazışmalar, haftalar öncesinden etkinlik hazırlıkları, son hafta koşturmacası içerisinde ofislerin üst katlara taşınması gibi hummalı bir sürecin sonunda 30 yayınevi Kıraathane’nin 9 gün boyunca misafiri oldular. Yayıncıların yeni kitapları odağında hafta boyunca onlarca etkinlik gerçekleştirildi. Bütün etkinlikler profesyonel olarak kaydedildi ve yakın zamanda sırayla Kıraathane’nin Youtube kanalına yüklenerek katılamayanların da kalıcı olarak istifadesine sunulacak. Bütün bu hizmetler, her zaman olduğu gibi Kıraathane tarafından yayıncılara ücretsiz olarak sunuldu. Tek fark: Her yıl Eylül-Ekim döneminde yapılan Şenlik, bu yıl nedense Mayıs ayına çekilmişti.

Kıraathane Kitapları'nın standı.

Ayrıca, yayınevi yetkililerinin, emekçilerinin, okurların ve meraklılarının katıldığı bir de Forum düzenledik. “Yapay Zekâ ve Entelektüel Emeğin Otomatizasyonu” başlıklı bu forumda yapay zekâ uygulamalarının özelde yayıncılığa ve genelde kültürel hayatımıza nasıl etkileri olduğunu, yurtdışındaki tartışmaları, yeni oluşumları birlikte tartışmak, konuşmak fırsatı yakaladık. Görsel medyada çevirmenlerin yapay zekâ kullanımı sözde-tartışmalarıyla sulandırılan bu geniş ve ciddi konunun farklı katmanlarına dikkat kesildik.

Fuarlarda, kitabevlerinde, dağıtımcıların gündeminde yer bulmakta zorluklar yaşayan, kendi işini kendi gören, butik-niş seçkin yayınevleri İstanbul’un kalbinde okurlarıyla ve yayıncı dostlarıyla bir araya geldiler. Bizler de katılımcı yayınevlerinden, Şenlik sonrası izlenimlerini bizlerle paylaşmalarını rica ettik; soruşturmamıza katılan yayınevlerinin yorum ve izlenimlerini okuyabilirsiniz…

 
 
 

KAYA TANIŞ
Tetes Kitap 

Tetes Kitap olarak Şenliğin sanıyorum en genç yayıneviydik. Öncelikle henüz dört kitap yayımlamış –davet edildiğimizde ikiydi– bir yayınevine bu imkânı tanıdıkları için Kıraathane’ye bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Bu şenlik bizim gibi ufak ve bağımsız yayınevleri için neden bu kadar önemli sorusuna tam da buradan yanıt vermek gerekiyor: Herhangi bir maddi karşılığı olmadan önümüze açılan bir masa, bağımsız yayıncılar için aslında açılamadıkları birçok yeri işaret ediyor: dahil olamadığımız fuarlar, kitabevi rafları, okurla birebir iletişime geçme şansı.

Şimdi de bu şans üzerinden alırsak, Tetes için bu Şenliğin en büyük kazanımı henüz birkaç ay önce ortaya çıksa da “ben buradayım” diyen okurunun varlığını görmekti. Yayımladığımız kitaplara dair okur gözünü görüp sözünü duymak/dinlemek, ne yapıyoruz ve nasıl yapmalıyız sorusunu zenginleştiren bir zemini de berberinde sundu. Bunu bu denli yakından gözlemlemek bağımsız bir yayınevi olarak bu kadar kısa zamanda başka türlü mümkün olamazdı. Bütün bunların yanı sıra Şenlik boyunca düzenlediğimiz iki etkinlik de bizim için ayrı ve özel bir deneyimdi.

Temennimiz bu tür şenliklerin ve imkânların çoğalarak devam etmesi. Elbette bu imkânın karşılığındaki inceliği ve kapladıkları alanın sorumluluğunu taşıyan, bu alana şimdilik sahip olmanın aynı zamanda bir başka bağımsız ve ufak yayınevinin alanına da sahip olmak anlamına geldiğinin farkında olan yayınevlerinin de çoğalması temennisiyle birlikte.


DEVRİM HORLU
Muhtelif Kitap 

Yeni bir yayınevi kurmanın en zorlayıcı yanlarından biri, hayal ettiğiniz yayınevi kimliğini, yayımladığınız kitapları ve yola çıkış nedenlerinizi okura tam anlamıyla aktarabilmenin güçlüğü. İşte bu yüzden, Kıraathane Kitap Şenliği, Muhtelif Kitap için her zaman özel bir yerde duracak. Çünkü bu, katıldığımız ilk etkinlikti.

İki editör olarak kurduğumuz ve nitelikli metinlerin peşine düştüğümüz Muhtelif Kitap, bu şenlikte yalnızca kitaplarını değil, yayıncılık anlayışını da tanıtma imkânı buldu. Benzer hedeflerle yola çıkmış diğer yayınevleriyle tanışmak, onların deneyimlerini dinlemek, farklı bakış açılarının kıymetini bir kez daha gösterdi bize.

Odamızı paylaşan yayıncı dostlarımızla yaptığımız sohbetler hem verimliydi hem de ilham vericiydi. Matbaalardan çeviri süreçlerine, okura ulaşmanın yollarından kolektif hareket etmenin gücüne dek birçok konuya değindik. Bu bilgi alışverişi, yayıncılığın yalnız yürünecek bir yol olmadığını hatırlattı.

Elbette sadece kitaplardan konuşmadık. Odamızda erbani ve darbuka çalan arkadaşlarımızla müziğin birleştirici enerjisini de paylaştık. Ben de cura getirecektim, ama fırsat olmadı. Belki bir dahaki sefere… Her günümüz hem mesleki hem insani açıdan kıymetli paylaşımlarla, unutulmayacak anılarla doldu.

Bütün bunlara vesile olan, bize kapılarını açan ve yayınevimize yer veren Kıraathane’ye içtenlikle teşekkür ederiz.


BUĞRA GİRİTLİOĞLU
Obiçim Yayınları

Bu yıl yanımda obuamı getirdim. Yayıncı arkadaşlarıma ve sokaktaki masalarda oturanlara, yoldan geçenlere obua çalmaktan büyük keyif aldım. Aynı odayı paylaştığım yayınevi sahipleri/çalışanları ile arkadaşlık etmek çok güzeldi. Onlara bir arya bile söyledim. Onlar da bendir ve darbuka çaldılar.

Arada kitap satışı da oldu. :) Özellikle iş çıkışı saatlerinde ve hafta sonları. (Potansiyel) müşterilerle sohbet etmek degüzeldi. Sosyal açıdan doyurucu bir deneyimdi.

En kötü yanı, Şenlik sonrasında boşluğa düşmem, yoksunluk sendromu yaşamam oldu...


MAZLUM SUBAŞI
Aras Yayıncılık

7.⁠ ⁠Kıraathane Kitap Şenliği, vesile olduğu buluşmalara ve sunduğu imkânlara rağmen, öncelikle bağımsız yayınevlerinin karşılaştığı finansal zorlukları gözler önüne serdi. Katılımcı sayısı önceki yıllara yakın seyretmesine rağmen kitap satışlarının geçtiğimiz yıla kıyasla azaldığını gördük. Şenlik boyunca ziyaretçilerle yaptığımız sohbetlerde okur bütçesinin giderek daraldığını bir kez daha duymuş olduk. Okurların büyük bölümü, yalnızca öncelikli gördüğü kitapları tercih etmek durumunda kaldığını dile getirdi.

Kıraathane Kitap Şenliği, bağımsız yayıncılığın sürdürülebilirliğinin her geçen gün daha da zorlaştığını bize tekrar hatırlatmış oldu. Öte yandan, Şenliğin hem butik hem de çift dilli yayıncılık yapan Aras Yayıncılık’ın farklı çevreden okurlarla buluşmasına bu sene yine vesile olması çok sevindiriciydi elbette. Butik yayınevlerinin kitapları kitabevlerinin vitrininde –şanslıysa– en fazla 2-3 gün durur, ardından rafa kalkar. Ekonomik ve politik zorluklar sebebiyle kitabevlerinde yeni okurlarla karşılaşmak, Aras Yayıncılık gibi yayınevleri için pek kolay olmuyor.

Okurla temasın zor olduğu bir dönemde, Kıraathane Şenliği gibi buluşmalarda okurla doğrudan kurulan her temas, Aras Yayıncılık’ın misyonu açısından son derece önemli ve anlamlı hale geliyor. Dolayısıyla, Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi ekibi başta olmak üzere katılımcı yayınevlerine ve ziyaretçilere çok teşekkür ederiz. 8. Kıraathane Şenliği’nde buluşmak dileğiyle!


SABRİ GÜRSES
Çeviribilim

Kıraathane Kitap Şenliği orta ve küçük ölçekli yayınevlerinin bir araya gelmesi için çok verimli bir fuar ortamı sağlıyor. Büyük, her alanda piyasaya hâkim olmaya çalışan yayınevleri yerine seçtikleri alanlara yönelik çalışan yayınevlerinin buluşması yayıncılar ve okurlar için olduğu gibi yazarlar, sanatçılar için de yararlı oluyor. Kitap satışları yüksek olmayabilir, çünkü maliyetler yüzünden fiyatlar da yüksek ve bu alanlara ilgi duyan okurların bütçeleri dar. Yoksa Şenliği ziyaret edenlerin hemen her yayınevinden en az iki üç kitap almak istediği belli. Diğer yandan şenliğin asıl işlevi bu yayıncılar için profesyonel bir zemin sunmak; hem birbirlerinin yayınlarını, yazarlarını daha yakından tanımalarını, hem de yabancı ziyaretçilerin de katılımıyla uluslararası olanakları paylaşmalarını sağlıyor.

Bu yıl beni en çok yayıncı arkadaşların yayıncılık maceralarını öğrenmek, birçok derdin ortak olduğunu, ne çözümler bulunabildiğini görmek etkiledi. Çeviribilim okurlarının çokluğunu gördüm. Burada buluşan yayınevlerini gerçekten kitapla yatıp kalkan, sadece okudukları değil yayınladıkları kitapları da hayatlarının, evlerinin merkezine koymuş olan, kitabı seven insanlar yaşatıyor. Yaşadığımız çağda, ortamda buna tanık olabilmek güzel bir deneyim. Teşekkür ediyoruz.


ÖMER ŞİŞMAN
160. Kilometre

Şenliğin ilk iki günü yağmur yağdı. Yağmur yağar ıslanırsın vay aman. Ya da sonradan itirafçı olan bir futbolcu eskisinin bir zamanlar pek gülümseten twitiyle, mealen: “Yağmur yağar şikâyet edersiniz, hava açar şikâyet edersiniz, siz ne istiyorsunuz kuzum?”

Kıraathane’ye yine az ama öz okur geldi. Maddeciler. Maddeyi bilip iz sürenler. Tüyap kaotikliğinden uzak saatler. Yayıncılar oturduklarında kimi çeviri yapıyor, kimi hazırladığı kitaplardan birini editliyor, iş mailleri yazıyor. Balkona çıkılıyor sık sık. Birinci kat balkonunun hipnotize edici bir manzarası var. İşlek bir nokta. Aşağıda influencerlar, influencer adayları sosyal medya için markalara fotoğraf çektiriyorlar. Siyah bir panelvanla geliyorlar. Arada içine girip kostüm değiştiriyorlar. Fake bir Can Yaman çıkıyor panelvandan. Daha kısa, azıcık daha tombul bir versiyonu. Ertesi gün bir kadın; kolundaki çanta fotoğraflanıyor. Turistik merakla sağı solu fotoğraflayanlar da var. Onlardan birine el ediyoruz, stant arkadaşım Mahir (Taşyurt) ile. Balkondaki bizi çekiyorlar profesyonel makineyle. Gece “Asmalı Mescit” konum işaretli fotoğraflara bakıyoruz, belki instagramdayızdır diye. Yokuz henüz. Kıraathane aslında bu balkona bir kamera koysa, 7/24 caddedeki insan trafiğini canlı yayınlasa (Kızılcık Şerbeti vb. dizilerin 7/24 dönen canlı videosu misali) epey izlenir. Kişilik haklarını ihlal olur mu, olursa o pürüz nasıl aşılır, bakılmalı tabii.

Yayıncılar birbirlerine “Eee nasıl gidiyor?” diyor. Godot’yu bekler gibi okuru bekliyoruz. Bazen şaşırtıcı bir okur geliyor, bütün güne değiyor. Birbirimize know-how aktarıyoruz bazen; farklı dağıtım kanalları, matbaa, şu bu meseleler. Bir kıskaç anlatısını yaşıyoruz, direnmeyi tecrübe ediyoruz ama sektörün farklı taraflarındaki (yayınevi, dağıtımcı, matbaa, kitabevi) seküler aktörleri arasında bir ticari örgütlenme yok halen. Tavsiye üzerine gittiğin büyük dağıtımcının masasında akp’yen düğün fotoğrafı, “Dan Brown bassan çok iyi dağıtırdık” diyor, çıkıyorsun. Seküler dağıtımcı “Ciron kaç?” diyor, “Büyük bir yayınevinin cebine girip gelirsen dağıtırız.” Çürümüş bir şeyler var şu Danimarka Krallığı’nda. Çıkışta otobüste telefonunu açıyorsun, seküler dağıtımcının patronu Cumhuriyet’e konuşmuş: “Yayıncılığımız bu zor günleri aşacaktır.” Şikâyet değil bu anekdotlar. İzciyiz biz, buluruz yeni yolları.

Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi bir nevi sektör dışı (ticaret dışı) dayanışmanın en güzel örneğini sergiliyor yıllardır. Bunu görmeli. Şenlik 2025’ten bize kalan birkaç kare ise: Mehtap (Gürbüz) başta olmak üzere, sürekli eksiğimiz gediğimiz olup olmadığını, halimizi hatırımızı soran Kıraathane ekibi, tam düştüğümüz dakikalarda elinde bir tepsi filtre kahveyle beliren Gülzade (Ok), her boşlukta masa örtümüzle oynayan, oyun isteyen, arada haşin bir manevrayla elimizi ısıran edebiyat evi kedisi Müjgân, “160. Kilometre ismi nereden geliyor?” diye soranlar, üç gün İstanbul dışına çıkmam gerekince stant nöbetini devralan genç tıbbiyeli Doğukan (Türköz), Mahir’le senkronize “Hadi bir balkona çıkalım”larımız, Alef’ten Sinan Abiyle –bu sefer yalnızca bir kez denk getirebilsek de– yol arkadaşlığımız...


HÜSEYİN YILMAZ
Espas Sanat Kuram Yayınları

7. Kıraathane Kitap Şenliğine bu sene yeni çıkan 4 kuramsal ve 3 yeni fotoğraf albümümüzü dahil ederek büyük bir heyecanla katıldık. Yeni çıkan çevirimiz Görsel Sosyoloji, Douglas Harper ile ilgili bir kitap sohbeti etkinliğimiz oldu. Kısa sürede Kıraathane Youtube kanalında 400’e yakın kişi tarafından izlenmesi bizleri heyecanlandırdı ve mutlu etti.

Fotoğraf ve görsel sanatlar odaklı bağımsız bir yayınevi olarak Kıraathane Kitap Şenliğinde bizi mutlu eden en önemli nokta, buraya her sene gelen ve dostluk kurduğumuz okuyucularımızın olması. Şenliğin uzun yıllara dayanan bir gelenek şeklinde devam etmesi bunu mümkün kıldı. Diğer bir gelişme ise her geçen gün artan ekonomik sıkıntıların hem yayınevleri hem de okuyucu üzerinde oluşturduğu baskı. Artan maliyetler yayıncıları baskıladığı gibi okuyucuyu da baskılamakta ve bu da hem fiyatlara hem de satılan ve basılan kitap sayılarına olumsuz şekilde yansımaktadır. Artan kriz ortamında bağımsız yayıncılara dönük bu şenliğin devam ettirilmesi iradesini çok değerli buluyoruz. Nicelerinde buluşmak dileğiyle.


EMRAH YARALI
Habitus Kitap 

İlk ikisi dışında tümüne katıldığımız bir etkinlik alanı bizim için Kıraathane. Ve bir fuardan öte kelimenin gerçek anlamıyla bir şenliği hak eder bir pozisyona yerleşti. Bu anlamıyla satışın geri planda kaldığı, merkezde kitapların tartışıldığı, yayınevlerinin ilişki kurduğu, dertleştiği bir platform oldu. Her sene daha da yerleştiğini, okurların ilgisinin, tanınırlığın daha da arttığını görüyoruz.

Ama her şeyden önce devasa işlerin, büyük büyük ilişkilerin ötesinde yan yana birbirine ilgi gösteren, mütevazı ama kimin ne iş yaptığı, neleri bastığı, belli bir perspektifte yapmak istedikleri belli bir kitlenin içerisinde kendi yönünü de bulmanın, aramanın, dağılmamanın yeri gibi.

Şenlik genelde katılımcı tarafında söylenen bir deyim kitaplar için, ama burada elbette koşulların, mekânın sınırları, dertlerin ortaklığı, sorunların benzerliğiyle bir yayıncı şenliğine de söylem olarak açık bir zemin. Ama artık beklenen, zamanı kollanan ve her geçen yıl ilerleyen ilişkilerin belli yayıncılar arasında daha da derinleşen bir ağ oluştuğunu görüyoruz. Ortak işler, buradaki birlikteliği başka mecralara taşıma, büyük fuar organizasyonlarında dayanışma gösterilerine de meydan veren bir birliktelik.

Elbette eksikleri var, elbette sınırlılıkları var, bunlar biraz daha bütçeyle, piyasa ilişkilerine eklemlenmeden duyuru tanıtım ve pazarlama modelleriyle başka bir evreye taşınabilir ama gene de yan yana ısrarla durulduğunda farklı lisanlarda bile olsa aynı yöne bakmanın da açacağı kapılar olabileceğini düşünüyoruz. Her şey için teşekkür ederiz.


ZÎLAN, NÛJÎN, DAVUT
İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları

Kitap Şenliği! Daha ne olsun?

Genel olarak büyük bir krizle boğuşan yayıncılık sektörü için bu tür fuar ve kitap şenliklerini çok değerli görüyoruz. Özellikle de kaliteli yayıncılık yapan ama maddi koşular nedeniyle pek çok sorunla boğuşan yayınevleri için...

Malum sebeplerden kitaba ve bilgiye ilginin gittikçe azaldığı bir dönemden geçtiğimiz için Kitap Şenliği süresince maalesef ciddi bir satış yaptığımızı söyleyemeyiz. Ancak şenlik vesilesiyle birçok yayıncı arkadaş ve yeni kitaplarla tanışma fırsatı bulduğumuz için mutluyuz.

Kıraathane’nin güzel binası, özellikle de “mola yeri” olarak kullandığımız 1. katın balkonu ve orada tanıştığımız arkadaşlarla keyifli anlar geçirdik. Önümüzdeki yıllarda daha güzel ve bol katılımlı kitap şenliklerinde görüşmek dileğiyle. Emeği geçen herkese çok teşekkürler...

***

Şahiya Pirtûkan! Ma jê xweştir?

Di vê serdema ku sektora weşangeriyê bi giştî bi qeyraneke mezin re rû bi rû ye de, çalakiyên wek fûar û şahiyên pirtûkan bêhtir bi qîmet dibin. Bi taybetî jî bernameyên wiha ku zêdetir cih didin weşanxaneyên bi kalîte lê xwedan derfetên kêm.

Mixabin ji ber qîmeta xwendin û zanînê ji ber sedemên tên zanîn her diçe di nava civakê de kêm dibe me zêde pirtûk nefrotin lê dîsa jî em kêfxweş in. Lewra me gelek weşangerên hêja û pirtûkên wan yên nû nas kir. Wek weşanxaneya Weqfa İsmail Beşikci em par jî beşdarî vê şahiyê bibûn. Berî her tiştî xweşbûn û delaliya mekanê Kirathaneyê, bi taybetî balkona wê ya ku ji bo me weşangeran cihê çayxwarin û hevnasînê bû kêfa me anî.

Ji bo kesên ku di sazkirina şahiyê de cih girtin û ked dan em spasiyên xwe  pêşkêş dikin...

Em hêvî dikin ku salên pêş ev bername cardin bidome û em dîsa hevdu bibînin.


AZİZ TEKİN
Nubihar Yayınları

1992’den beri yayıncılık yapan Nûbihar Yayınları bu yıl ilk defa Kıraathane Kitap Şenliği’ne katıldı. Önceki senelerde değişik sebepler ve kitap alışverişi için şenlikte bulunsak da ilk defa katılımcı olarak orada bulunmamız bizi heyecanlandırdı. Bu heyecanın en büyük sebebi elbette yıllardır katıldığımız kitap fuarlarının büyük ölçekli olması, fuar boyunca düşündüğümüz şeyin fuar kirası ve diğer giderlerin karşılanıp karşılanmayacağıydı.

Kıraathane Kitap Şenliği’nde bütün bunlardan uzak, diğer katılımcılarla, gelen okuyucularla sohbet havasında geçmesi bizi mutlu etti. Mekân sahibi ve düzenleyen kurumun maddi kazanç dışında bir niyetle böyle bir organizasyonu yapması ve Şenlik boyunca bu havanın devam etmesi dikkat edilmesi gereken bir konu.

Tanıyanların gelip bizi ziyaret etmesi, ilk kez orda bizimle karşılaşanlarla ayaküstü sohbet etmemiz, bizim ve diğer yayınevlerinin kitapları hakkında konuşmamız bizim için önemliydi. Şenlik boyunca yayınevi olarak iki adet etkinlik gerçekleştirdik. Rêbîn Ozmen moderatörlüğünde Mem Med’in konuşmacı olduğu “Mem Med'in Eserleri Bağlamında Öykü Yazarlığı ve Mizah” ve Aziz Tekin moderatörlüğünde Şemoyê Memê’nin konuşmacı olduğu “Kürt Halk Edebiyatının Konuları”.


MAHMUT YILDIRIM
Metinlerarası Kitap

Metinlerarası Kitap Ailesi olarak, bu yıl ilk defa 7. Kıraathane Kitap Şenliği’ne katıldık. Davet geldiğinde büyük bir heyecan duyduk. Hangi kitaplarımızı bavulumuza koyacağımıza, hangi yeni yazarlarımızla etkinlik yapacağımıza karar vermek için kolları sıvadık. Kıraathane’nin prestijli bir edebiyat evi olduğunu bildiğimiz için bu fırsatı mutlaka değerlendirmeliydik.

Şenlik boyunca birçok yayıncıyla sohbet etme fırsatı bulduk. Yeni dostluklar kurduk. Yayıncılığın bitmeyen ve bitmeyecek sorunlarını masaya yatırdık. Çözüm yolları aslında belli olan ama bir türlü adım atılamayan meseleler üzerine fikir alışverişinde bulunduk. Birbirimize nasıl destek olabileceğimizi tartıştık ve güzel birliktelikler kurduk. Aynı katta yer aldığımız Kolektif Kitap, Encore ve Kıraathane Kitapları’nın stantlarına da göz attık. Zaman hızla akıp geçti.

Bizim açımızdan, prestijli ve çok verimli bir şenlikti. Orada olmak, markamıza değer kattı. Bize bu fırsatı sunan Kıraathane Ailesi’ne teşekkür ederiz.


Otonom Yayıncılık

Mayıs ayında Kıraathane Edebiyat Evinde gerçekleştirilen Kitap Şenliği, tam da adına yaraşır bir şenlik havasında geçti. Bizce bunun en önemli nedeni piyasa ilişkilerine bel bağlamayan, başka türlü birliktelikler örgütlemeye meyilli bir ilişkiselliği hayata geçirme arzusundan kaynaklanıyordu. Dokuz gün süren Şenlik boyunca türlü çeşit karşılaşmaları, yakınlaşmaları ve duygulanımları açığa çıkaran da bu arzu oldu.

Her türlü metni ve sözcüğü, söyleyenden ve yazandan koparıp meta olarak sunan ticari fuarların aksine, bunları yaşamla buluşturan, dolayımlı ilişkileri bertaraf edip doğrudan ilişkilerin canlılığıyla bir araya getiren bir Şenliğin içinden geçtik hep beraber. Sözümüzle, şarkılarımızla, sohbetlerimizle ve türlü çeşit kudretimizle kendimizi ifade etme imkânı oluşturduk birlikte. Bu anlamıyla Şenlik, neşenin üretildiği bir zemindi. Bulaşıcı neşenin gücüyle kurulan yakınlıkların şimdi ve buradaki alternatifini deneyimledik.

Son olarak bu Şenliği düzenleyen, kendi gücüyle, ifadesiyle ve coşkusuyla Şenliğe omuz veren herkesin arzusuna ve emeğine müteşekkir olduğumuzu söyleyelim ve başka buluşmalarda tekrar karşılaşmayı umut edelim.


HÜSEYİN YILDIZ
Siren Yayınları

Kıraathane Kitap Şenliği’nden son derece keyifli anılarla ayrılıyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da stantta okurlarımızla buluştuk. Yeni çıkan ve tekrar baskı yaptığımız kitapları okurların beğenisine sunduk. Miras kitabının yazarı Vigdis Hjorth'ün yeni kitabı Annem Öldü mü büyük bir ilgi ile karşılandı.

Yine bizi takip eden okurlarla edebiyat ve kitaplar üzerine güzel sohbetler gerçekleştirdik. Gelecek yayın programımızla ilgili bilgileri aktararak meraklarını giderdik. Bunun dışında yayıncı dostlarımızla yayıncılığın sorunları üzerine sohbetler ederek dayanışma adına neler yapılabileceğini değerlendirdik. 


HASAN CEM ÇAL
Manifold

Manifold, Kıraathane Kitap Şenliği’ne başladığı yıldan bu yana katılıyor. Bu süreçte pek çok etkinlik düzenleme, yayımladığımız kitapları daha geniş bir kitleye duyurma ve kıymetli dostluklar edinme şansı bulduk. Şenlik bizim için mühim bir deneyim alanı. Hâlâ da öyle.

Bu yıl ise kitaplarımızla, standımızla değil etkinliklerimizle katılım gösterdik şenliğe. Manifold, matbu yayınları bulunsa da, daha ziyade ve başat bir biçimde çevrimiçi bir yayın olarak varlık gösteriyor. Dolayısıyla, bu yıl bu yönünü ön plana çıkarmak makul gözüktü bize.

Bu minvalde iki etkinlik planladık ve gerçekleştirdik. Her ikisi de iştirakçilerin Manifold’da bir süredir devam eden yazı dizileri etrafında gelişti. Birincisi Serdar Kökçeoğlu’nun “Kayıp Filmler” adlı yazı dizisi üzerineydi. İkincisi ise Waseem Ahmad Siddiqui’nin “Evinizde Kalabilir miyim?” adlı yazı dizisi hakkında.

Serdar’la gerçekleştirilen etkinlik, adı geçen yazı dizisi bağlamında film, arşiv ve yazıyı ilgilendiren pek çok konuyu yönetmen perspektifinden düşünmeye olanak tanıdı. Yönetmenlerin kendi film yapım süreçlerine dair yazmayı türlü nedenle tercih etmediği bir ortamda, Serdar’ın girişimi bizce bilhassa önemli. Katılımcıların da aynı fikirde olduğunu düşündük. Soru-cevap kısmı da konuşma bağlamını genişletmeyi mümkün kıldı.

Waseem’le gerçekleştirilen etkinlik ise 2022 yılından beri devam eden ve kendine has bir okuyucu kitlesine sahip olan “Evinizde Kalabilir miyim?” adlı yazı dizisini türlü perspektiften ele almaya imkân tanıdı. Waseem’in metinlerinin editörleri (Melis Cankara, Nihal Boztekin ve Hasan Cem Çal) Waseem’le birlikte etkinlikteydi. Bu etkinlikte de yazı dizisinin yazım saiklerinden içinden geçtiği editöryel süreçlere dek, yazı dizisini var eden pek çok konuyu irdeleme şansı edindik.

Her iki etkinlik de bizim için özeldi. Kayıtları alınmış olduğu için de memnunuz. Her yıl büyük bir heyecanla bizi şenliğe davet eden şenlik ekibine de bu vesileyle tekrar teşekkür ediyoruz. Nice şenlikler olsun!


SEÇİL EPİK
Umami Kitap

Umami Kitap olarak neredeyse üç yıl aradan sonra yeni kitabımızı çıkardığımız hafta başladı bu yılki Kıraathane Kitap Şenliği. Bir yanda hükümetin "Aile Yılı" söylemleri bir yanda LGBTİ+'ların varoluşunu yasaklamaya ve cezalandırmaya yönelik anayasa değişikliği önerileri derken, Torrey Peters’ın aile, ebeveynlik ve ilişkiler üzerine tabuları yerinden oynatan romanı Dön, Bebeğim’in Türkçedeki ilk haftasına denk gelmesi, bizim için şenliği daha da anlamlı kıldı. İki yıl sonra şenliğe yeniden katılmak ve okurlarımızla yeniden yüz yüze buluşmak çok heyecan vericiydi. Kurumsal ve ticarileşmiş kitap fuarlarından farklı olarak, Kıraathane Kitap Şenliği, bağımsız yayınevlerinin ve okurlarının gerçekten buluşabildiği, sohbet edebildiği, nefes alabildiği nadir alanlardan biri. Şenlik aynı zamanda yayıncıların birbirinden haberdar olması için de bir alan açıyor.

Bununla birlikte, bu yılki şenlikte içinde bulunduğumuz ekonomik krizin etkileri çok daha belirgindi. Kitap üretim maliyetlerinin artması, satış fiyatlarının yükselmesi ve alım gücünün düşmesi, yayınevleri kadar okurları da doğrudan etkileyen, hissedilen bir gerçekliğe dönüştü. Tüm bu zorluklara rağmen standımıza uğrayan, kitaplarımızı inceleyen, sohbet eden, destek olan herkesle birlikte olmak bize yalnızca moral değil, aynı zamanda direnç de verdi. Böyle bir dönemde, queer bir yayınevi olarak kamusal alanda görünür olmak hem daha politik hem de daha kırılgan bir hâl alıyor. Bu nedenle, şenlik boyunca yaşadığımız her karşılaşma Umami olarak neden bu kadar ısrarla yayıncılık yaptığımızı bize bir kez daha hatırlattı. Tüm Şenlik ekibine teşekkürler!"


İSMAİL DEMİR
Kolektif Kitap

16-25 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen 7. Kıraathane Kitap Şenliği kapsamında Kolektif Kitap standında saha satış sorumlusu olarak görev almak benim için çok kıymetli ve öğretici bir deneyim oldu. Kitaplarla iç içe geçen bu yoğun ama keyifli süreçte hem yayınevimizi en iyi şekilde temsil etmeye hem de okurların ilgisine içtenlikle karşılık vermeye özen gösterdim.

Standımızı ziyaret eden kitapseverlerle birebir iletişim kurma imkânı bulmak, onların beklentilerini, meraklarını ve okuma alışkanlıklarını doğrudan gözlemlemek benim açımdan çok değerliydi. Kolektif Kitap’ın yayın çizgisine dair pek çok olumlu geri dönüş aldık; özellikle edebiyat, düşünce ve güncel meseleler etrafında dönen sohbetler, şenliğin sadece bir satış alanı değil, aynı zamanda canlı bir kültürel buluşma ortamı sunduğunu gösterdi.

Şenlik boyunca gerek organizasyonun akışı gerekse katılımcılarla kurulan ilişkiler açısından çok iyi bir atmosfer hakimdi. Bu anlamda, emeği geçen herkese ve Kıraathane ekibine teşekkür ederim. Kitapla, okurla ve yayıneviyle kurduğum bu bağın gelecekteki çalışmalarım için de ilham verici olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

 
Yazarın Tüm Yazıları
  • 7. Kitap Şenliği
  • kıraathane kitap şenliği
  • Kıraathane Kitap Şenliği 2025

Önceki Yazı

KRİTİK

Michel Houellebecq ya da batsın bu dünya

“Houellebecq, romanlarının post-hümanist perspektifi aracılığıyla kendimizi yeni bir ışıkta görmemizi, sorunlarımızı daha net bir şekilde teşhis etmemizi ve onları daha yoğun hissetmemizi sağlar.”

UMUT DAĞISTAN

Sonraki Yazı

HER ŞEY

Hay: Mağduriyet üretmeyen öyküler

“70. Sait Faik Hikâye Ödülü’ne değer görülen Hay, yaşadıklarından da okuduklarından da çok şey öğrenmiş, entelektüel yalnızlık içinde yaşayan, iddialı ve söyleyecekleri olan karakterlerin öykülerini kapsıyor.”

FİGEN ALKAÇ
  • P24 Logo
  • Hakkında
  • İletişim
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

© Tüm hakları saklıdır.
Designed by Katalist