Mahalle’de hangimiz kaybolmadık ki?

Mahalle

ÖZLEN ALPASLAN

Karakarga Yayınları
2023
296 sayfa

28 Eylül 2023

ZEYNEP TÜTÜNCÜ GÜNGÖR

Özlen Alpaslan’ın Mahalle isimli romanı, Kara Karga Yayınları’ndan çıktı. Sıcacık bir hikâyeyle Türkiye’nin yakın tarihindeki birçok toplumsal olayı okurun yüzüne çarpan Mahalle, merak uyandıran olay örgüsüyle soluksuz bir okuma sunuyor.

Şimdilerde unuttuğumuz mahalle kültürünü bize yeniden hatırlatan, sadece komşuluk ve arkadaşlık bağıyla kurulan samimiyetin ne kadar güzel bir tadı olduğunu gösteren roman, İstanbul’un kendine özgü semtlerinden Kuzguncuk’ta geçiyor. Semtin “Mahalle” isimli mekânında birbirinden güzel tarifler ve lezzetlerle müşterilerini ağırlayan Füruzan ana karakterimiz olsa da, aslında biz bu hikâye boyunca Aysel’i arıyoruz. Mahalle’nin daimi müşterilerinden ve sürekli boyunu aşan işlerin peşinden koşan Aysel aniden ortadan kayboluyor. “Öyle ya, hangimiz kaybolmadık ki?” sorusuyla bizi bir iç yolculuğa davet eden yazar sıcak, doğal ve samimi anlatımıyla tüm mahalleliyi bize tek tek tanıtıyor.

Özlen Alpaslan

Kendini bildi bileli soluğu mutfakta alan Füruzan, doğup büyüdüğü Kuzguncuk’ta açtığı Mahalle’de insanların yeni tariflerini tadarkenki yüz ifadelerini görmeyi seviyor en çok. Ressamından anayasa hukuku profesörüne, influencer’ından akademisyenine kadar tüm mahalleli Füruzan’ın dükkânında alıyor soluğu. Boğaz’ın kıyısında, henüz İstanbul’un yıkıntısından nasibini almayan, kendine münhasır yapısıyla özendiren bu semtin müdavimleri Füruzan’ı da, Mahalle’yi de çok seviyor. Kuzguncuk’ta yaşayanlar her nedense orayı terk edemiyor. Böylece yıllara dayanan bağlar güçlendikçe güçleniyor… Lezzetli yemekleriyle her derde ayrı bir deva bulan Füruzan bir Aysel’i bulamıyor, bir de gönlünün yarasına derman… Mahallenin asi kızı Aysel, kayboluşunun ardından aslında tüm insanları ve olayları birbirine bağlıyor. Herkesin Aysel’le ilgili bildikleri ve anıları, Füruzan’ın mekânında yankılanıyor. İyi bir dinleyici olan Füruzan, mahallelinin Aysel’le ilgili anlattıklarını duydukça aslında onu hiç tanımadığını fark ediyor.

Aysel, “sakıncalı” haberlere imza attığında gazetedeki köşesinden kovulunca köşesine çekilmeyi kabul etmeyen, kararlı ve inatçı bir kadın. Çeşitli aylık fikir dergilerinde yazmaya devam eden ve memlekette ne kadar dert varsa üzerine yürüyen Aysel, hiçbir zaman çekinmiyor boyunu aşan işlerin peşinden koşmaktan. Ansızın ortadan kayboluşu kâh bu işlerin başına açtığı bir bela olarak yorumlanıyor mahalleli tarafından, kâh yeni bir işin peşinde olduğuna… Aysel hepimizin unuttuklarını unutmamaya ant içiyor, sesi olmayanların sesi oluyor. Sadece kendisi için değil, herkes için boyunu aşacak işlere kalkışıyor. Onu arayan bulamasa da, o her zaman onu arayanları, ona ihtiyacı olanları bir şekilde buluyor. Herkes Aysel’le ilgili bir şeyler biliyor da, bir onun nereye kaybolduğunu bilmiyor. Cesur, gözü pek ve doğru bildiklerinden asla şaşmayan bu kadını roman boyunca arıyoruz…

Türkiye’nin yakın tarihindeki karanlıklara dair

İnsanın adını seçme şansı olmamasının büyük haksızlık olduğuna inanan Füruzan, kişinin adının anlamını taşıdığını düşünüyor. Bu sebeple hikâye boyunca birçok ismin anlamını öğreniyor ve o karakterle bağlantısını görüyoruz. Yazar her bölüme Füruzan’ın muhteşem tariflerinden birinin ismini veriyor. İçimizi ısıtan ve bir yandan da yüzümüze çarptığı gerçeklerle kanımızı donduran bu hikâye zaman zaman iştahımızı kabartıyor.

Zeytin ağaçlarının kıyımından hayata dönüş operasyonuna, barış akademisyenlerinden Soma’daki maden faciasına, işçi cinayetlerinden Türkiye ekonomisine, Gezi’den İstanbul’daki taksi ve konut problemine, azınlıklardan gecekondulara, Suruç’tan Hrant’a, “Yetmez ama evet”ten kentsel dönüşüme kadar yakın Türkiye tarihinde karanlık bir iz bırakan ne varsa Aysel’in hikâyesiyle birlikte yeniden ortaya çıkıyor. “Unuttuğumuz ne çok şey varmış?” diye sorduran Mahalle çoğumuzun hikâyesi aslında. Yakın tarihin bu felaketleri illaki bir yerde yaktı canımızı, bir yerde dokundu bize ucu…

Aysel bu olayların hepsinde vardı, hepsinde haksızlıkların karşısındaydı. En son tarikatlar, cemaatler ve çocuk istismarı üzerine bir haber hakkında çalışıyordu. Ama şimdi birden nereye kaybolmuştu? Sahi, hangimiz kaybolmamıştık bu hikâyede?