“Senin hiç kalbin yok mu?”

Kalpsizler

KERILYNN WILSON

Timaş Yayınları
Haziran 2023
304 sayfa

24 Ağustos 2023

ÖYKÜM DENİZ

Canlılar doğası gereği olaylara içgüdüsel olarak bir cevap verir. Yalnızca insanlar bu içgüdüyü kontrol etme ihtiyacı hissederler. Köpekler tanıdığı biriyle karşılaştıklarında sevinir, kediler sürtünür, fakat insan sevindiği yeri, sevgisinin şiddetini veya sevdiği kişinin kim olduğunu kontrol etmek, hatta seçmek ister. Nedir bu insanların kalpleriyle kavgaları, diye sorup dururdum ama hiç bu kavgayı böylesine hayal ettiğim an olmamıştı.

Kerilynn Wilson’ın eşsiz hikâyesi olan Kalpsizler, Genç Timaş’ın üçüncü çizgi romanı. Çevirisini Barış Purut’un üstlenmiş olduğu bu çizgi roman yalnızca gençlere değil, hayatın yoğunluğuna kapılıp giden ya da bir durup kalbinden geçenleri hissedecek zamanı bulamayan bütün yetişkinler başta olmak üzere herkese hitap eden muazzam bir hikâye. Somut ve gerçek olan her şeyin soyutlukla ve hayal gücüyle yeniden ele alınmasını –tıpkı bir gencin zihni gibi– önemseyen çizimleriyle Hanin Dajani, Kalpsizler’i çizgi roman olmasına rağmen bir roman gibi yavaş yavaş, her detayını inceleyerek ilerleyebileceğimiz bir eser haline getirmiş.

Kalpsizler başlığını ilk gördüğümde kurgunun dehlizlerinde kaybolup giden aklım elbette önce mecaz anlamlar taşıyan onlarca düşünce çıkarttı bu başlıktan. Fakat siyah-beyaz renklerin arasında sarı renkli kapüşonlusu ile beliren June asıl gerçekliği anlatıverdi. Bu hikâyede yaşayan insanlar sahiden de kalpsiz! Hal böyle olunca June’un üzerindeki kıyafetin sarı olmasının bendeki sarı sevgisinin anlamıyla özdeşleştiğini de fark etmiş oldum. Edebiyatın bir köşesinde kelimelerin anlamıyla oynayarak bir nevi kendi evini kendi yapan Borges’in 50 yaşından sonra genetik bir rahatsızlıktan ötürü görme yetisini kaybettiğini belki bilenleriniz vardır. Borges’e bir röportajında onlarca soru arasından “En sevdiğiniz renk nedir?” sorusu sorulur. Borges “Sarı” diye cevap verir. Sebebini sorduklarında “Çünkü yalnızca sarıyı görebiliyorum” cevabını verir. Sarı işte böyle sihirli bir renk. Tıpkı görmeyenlerin arasında olduğu gibi, kalpsizlerin arasında da kalbinin varlığıyla görülebilen tek renk o.

June haricinde bu bölgede yaşayan herkes ameliyat olarak kalplerini aldırıyor ve cam fanusa özel bir sıvıyla birlikte saklanmasına onay veriyor. Bunun sebebi ise duyguların, dolayısıyla kalbin dikkati ve sorumluluk bilincini azalttığı düşüncesi. İşlerini vaktinde yapabilsinler, geç kalmasınlar ve gençler de derslerinde yüksek notlar alabilsinler diye kalplerini o dönemde bu açıklamaları yapan Doktor Bilgin’e aldırıyorlar. Kalpler cam fanusta ve özel bir binada kişiye özel kodlarla birlikte saklanıyor. Fakat bir gün haberlerde o fanusların birileri tarafından çalındığı ve Doktor Bilgin’in ise ortalıkta görülmediği söylenmeye başlıyor. Yetkililer ortadan kaybolma gibi bir durumun olmadığını söylese de, gerçekten durumla alakalı herhangi bir açıklama yapmamış olan doktorun bu sessizliği “Acaba bu haberler gerçek mi?” sorusunu ortaya çıkarıyor.

June, ablası Maya ile vakit geçirmekten çok keyif alan bir genç kız. Maya kalbini aldırmadan önce evin yakınlarında bulunan bir serada bitki yetiştirir ve yetiştirdiği bu bitkileri çizimleriyle birlikte kataloglarmış. Fakat duygularını da kalbiyle birlikte aldırdıktan sonra bu gibi eylemlerin artık yeterince sıkıcı olduğunu düşünmeye başlamış olmalı ki, bir daha seranın kapısından dahi girmemiş. Halbuki June’a çizim yapmayı sevdiren ve June’un çizdiği her bir eseri inceleyerek kendisine yol gösteren de ablası Maya’dır. June bu değişimden sonra haliyle yolunu kaybeder. Kendisini yalnız hisseder. Evde tek kalbi olan kendisi kalmıştır. Arkadaşları tarafından budala olmakla suçlanır. Fakat bunların hepsinden çok ablası Maya’yı ruhsuz ve sıkılgan bir genç elinden almış olduğu için üzgündür. Bu durum sonunda Doktor Bilgin’i bulup her ne şekilde kalbi aldıysa aynı şekilde yerine geri koymasını isteme arzusuyla yanıp tutuşmasına sebep olur.

Bilgin, kalbin çıkarılması ve hissizleştirici bir çözeltiye yatırılması durumunda her türlü derdin, kaygının ve öfkenin ortadan kalkacağını keşfetti. Ancak sadece olumsuz duyguları ortadan kaldırmadı. İyi duygular da yok oldu.”

June’un Doktor Bilgin’e ulaşma macerası, yolda cam fanus olduğunu sonradan fark edeceği bir koliyi tekmelemesi, bütün bir bölgenin kalbini taşıyan o binaya gizlice girişleri, kendisine bu suçta harika bir partner buluşu ve tüm bunların muntazam bir çizimle ortaya sunulmuş olması Kalpsizler’i şahane bir eser haline getiriyor. Dediğim gibi Kalpsizler yalnızca gençlerin değil, her kesimden insanın oldukça seveceği bir kitap. Özellikle kalplerini yok sayarak, ikinci plana atarak ya da sakinleştirmeye ve ehlileştirmeye çalışan insanlar için başucu kitabı olmasını isteyecek arsızlığa sahip olabileceğim bir kitap. Kalp neyse ki yalnızca kan pompalamıyor. Bütün duyguların bağlı olduğu ve özgürce yaşanmasını savunduğu bir meydan da aynı zamanda. Meydanları boşaltalım, Kalpsizler bir kalbin değerini anlatmaya geliyor.