Bay Bennett ve Bayan Brown üzerine:

“Saygılı düşmanlık”

Bay Bennett ve Bayan Brown

VIRGINIA WOOLF

Beyoğlu Kitabevi
Şubat 2025
64 sayfa

Eve Sorum’un 2007 tarihli “Virginia Woolf’un Bay Bennett ve Bayan Brown’ında Metin ve Bağlam” başlıklı makalesiyle birlikte
çev. Nur Küçük, Sena Nur Yıldız

5 Haziran 2025

NUR ERGELEN

Beyoğlu Kitabevi’nin 37. yayını olarak Şubat 2025’te raflarda yerini alan Bay Bennett ve Bayan Brown, Virginia Woolf’un 18 Mayıs 1924’te Cambridge’teki Heretics Cemiyeti’nde sunduğu konferans metnine dayanmakta. Türkçeye Nur Küçük ve Sena Nur Yıldız’ın özenli çevirisiyle kazandırılan bu 61 sayfalık kitap yalnızca Woolf’un klasikleşmiş denemesini değil, aynı zamanda Massachusetts Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı alanında çalışan Eve Sorum’un 2007 tarihli “Virginia Woolf’un Bay Bennett ve Bayan Brown’ında Metin ve Bağlam” başlıklı makalesini de içermekte.

Bu deneme, biz okurlar için modernist romanın doğasına ilişkin önemli sorular ortaya koyması ve edebiyat kuramı tartışmalarında temel bir başvuru kaynağı olması bakımından değerlidir. Woolf dönem romancılarının karakterin iç dünyasına nüfuz etme ve çevresel gerçekliği tasvir etme biçimlerini sorgular; esas olarak da şu sorunun peşine düşer: Roman neyi temsil etmelidir? Bu soru üzerinden Woolf, romanın temsil krizine kendi özgün diliyle yanıt üretir ve Arnold Bennett’in kurmaca metinlerle ilgili görüşlerine de cevap vermeyi ihmal etmez.

Eve Sorum

Woolf, Bennett’in iyi bir roman için karakterin oldukça gerçek yaratılması yönündeki görüşünü ele alır. Bu bağlamda, Bayan Brown adını verdiği yaşlı bir kadınla kırklarında bir adam olan Bay Smith’in tren yolculuğundaki konuşmalarını aktarır ve karakter yaratımına ilişkin düşüncelerini bu şekilde somutlaştırır. Karakterin “gerçek” olması gerektiği fikrini sorgularken, “Gerçeklik nedir ve bu kimin gerçekliği?” sorularını gündeme getirir. İkilinin diyaloglarını ve davranışlarını detaylandırarak bir anlatıda karakterin nasıl kurgulanacağını örneklendirmiş olur. Ayrıca, Savaş ve Barış, Gurur ve Önyargı, Tristram Shandy Beyefendi’nin Hayatı ve Görüşleri gibi klasiklerde karakterlerin son derece “gerçek” olduğunu belirtir; buna karşın çağdaş romanlarda bu gerçekliğin bulunmasının zorlaştığını söyler. Bennett, George dönemi yazarlarının arasında büyük romancı olmadığını ifade ederken, Woolf bu görüşe katılmakla birlikte, nedenini 1910’larda roman yazmaya başlayan romancıların işi öğrenmek için başvuracakları bir kaynak olmaması şeklinde açıklar. Edward dönemi yazarlarını ise karakterle ya da kitapla ilgili olmayan ve okurda tamamlanmamışlık hissi uyandıran yazarlar olarak tanımlar. Yine bu dönemin yazarlarının okurla ortak olan bir zemin yakalayarak, evleri tasvir ederek romana başladığını belirtir. Woolf bu dönemde yazarla okuru birbirine yaklaştıran ev tasvirlerini George dönemi yazarlarının kullanmadığına işaret eder. Ayrıca karakterle baş başa kalan yazarların işinin çok daha zor olduğuna dikkat çeker. Karakter her yönüyle tasvir edildiğinde romanın daha iyi olduğuna dair bir sonuçla denemesini bitirir. Woolf’a göre yazarın rolü, karakteri gerçeğe uygun tatmin edici bir şekilde tasvir etmektir.

Virginia Woolf

Eve Sorum, Woolf’un bu metnini yazarın estetik görüşlerini yansıtan temel metinlerden biri olarak değerlendirir. Bu tarz denemelerin eserleri okuma biçimimizi şekillendirdiğini izah eder. Mezkûr denemenin hangi kaynaklarda yer aldığına sırasıyla değinmesi de son derece önemli bir ayrıntı. Ayrıca Woolf’un hayatta olduğu bir dönemde yayımlanan denemenin farklı baskılarının incelenmesinin, farklı yorumlara kapı açacağına dikkat çeker. Sorum, yayımlanan bütün baskıların temelde aynı ifadeyi –bu deneme 18 Mayıs 1924’te Cambridge’te Heretics Cemiyeti’ne okunan bir makaledir– kullandığını belirtir. Fakat bu önemli notun etkisinden tam olarak söz edilmediğini vurgular. Woolf bütün baskılarda bu notun kalması gerektiğini hatırlatmış, notun çıkarılması durumunda metnin özünün değişeceğini belirtmiştir. Sorum’un incelemesi ayrıca metnin bibliyografik sürecini ve baskılar arasında görülen dilsel farkları da ele alır. Woolf ile Bennett arasında zamanla belirginleşen estetik çatışmanın izini sürer. 1922’de Woolf’un Hogarth Press’ten çıkan ilk romanı Jacob’s Room’u yayımlamasının ardından, Arnold Bennett, Cassell’s Weekly’de 1924 yılında kaleme aldığı “Roman Çürüyor mu?” (“Is The Novel Decaying?”) başlıklı yazısında genç yazarları, özellikle de Woolf’u, “özgünlük ve zekâya fazla takıntılı olmakla” ve bu nedenle güçlü karakterler yaratamamakla eleştirir. Bu yazı, Bay Bennett ve Bayan Brown’un doğrudan yazılma nedenini oluşturur. Woolf, Bennett’i bir anlatı karakterine dönüştürerek hem somutlaştırır hem de kendisine yapılan eleştiriye cevap verir.

Sorum, yazımıza başlığını veren iki yazar arasındaki durumu da tanımlayan Woolf’un şu sözlerini aktarır: “Eski ve yeni, yaşlı ve genç arasında sağlıklı tek ilişki olan saygılı düşmanlık”. Belki de salt bu sebeple, “tek bir yazara yönelik öfkeli bir yanıt” olarak görülen denemenin başlığını, bu yorumu bertaraf etmek için sonraki baskılarda “Kurmacada Karakter” şeklinde değiştirdiğini de ekler. Beyoğlu Kitabevi Yayın Yönetmeni Hikmet Akyüz ve editör Hasan Aksakal’ın, Woolf’un denemesini Eve Sorum’un makalesiyle birlikte sunma kararı, metinlerin karşılıklı olarak birbirini açıklayıp derinleştirmesi açısından oldukça başarılı bir tercih. Okur olarak bizler Sorum’un katkılarıyla metnin bağlamı ve içerikteki değişimler hakkında derinlemesine bilgi sahibi oluruz. Ayrıca baskılara ait görsellerin kitap içinde yer alması okuma deneyimini görsel olarak da zenginleştirmekte. Bu gibi katkıların artmasını içtenlikle dileriz.