
2021 yılında kendisine İngiltere’nin “En İyi Çocuk Kitabı” ödülünü getiren Son Ayı romanının yazarı Hannah Gold, Son Ayı’nın devam kitabı Ayı Dönüyor’da bu kez insanla hayvan arasındaki ilişkiyi daha yüksek bir seviyeye taşıyor.
On yıl boyunca dünyanın pek çok farklı yerinde öğretmenlik yapan, yeryüzünü tüm farklılıkların oluşturduğu zenginlikle birlikte görüp bağrına basan İngiliz yazar Hannah Gold, en son Genç Timaş etiketiyle yayımlanan Son Ayı romanıyla karşımızdaydı. Biliminsanı babasıyla beraber ekolojik bozulma ve iklim krizi nedeniyle hiç kutup ayısının kalmadığı Kuzey Kutbu’na giden April’ın burada, evinden uzakta, yalnız, aç, bilaç kalan son kutup ayısıyla olan dostluğunu anlatan Son Ayı birçok dile çevrilmiş ve İngiltere’de 2021 yılının “En İyi Çocuk Kitabı” seçilmişti. Hannah Gold bu kez de yine Genç Timaş Yayınları’ndan Tuğçe Nida Gökırmak çevirisi ve Levi Pinfold’un illüstrasyonlarıyla yayımlanan Ayı Dönüyor ile aramızda. Kuzey Kutbu’ndaki Ayı Adası’ndan döneli bir yıl olmasına rağmen aklı hâlâ orada, en yakın dostunda olan April’ın, bölgedeki Svalbard yerleşim yerinde bir ayının vurulmasının haberini aldıktan sonra oraya gidişini ve atıldığı yeni maceraları anlatan Ayı Dönüyor, bu kez insanla hayvan arasındaki ilişkiyi daha yüksek bir seviyeye taşıyor.
April’ın Ayı Adası’ndan dönüşünün üzerinden tam on yedi ay geçmiş. Ancak hâlâ “normal” hayatına alışabilmiş değil. Her yalnız kalışında yeni evlerinde sote bir yer bulup sessizliği dinliyor. Zira dışarısı çok gürültülü.Arabalar, kornalar, yirmi dört saati üç saatmiş gibi yaşayan insanların ve en çok da onların uğultusu April’ın kafasını allak bullak ediyor. Üstelik evde de, okulda da işler pek yolunda değil. April babasının kız arkadaşını fena halde kıskanıyor. Babasının onla kendisinden daha fazla ilgilendiğini düşünüyor. Okulda ise April’la “ayı kız” diye dalga geçiyorlar. Bunları doğanın sessizliğinin sesiyle kulağına tıkayıp görmezden gelmeye çalışan April, cebinde taşıdığı ebedi dostu “Ayı”nın fotoğrafına bakıp iç geçirmekten başka bir şey yapamıyor.
Gözü gören kurşunlar
Sürekli Kuzey Kutbu’yla ilgili haberleri takip ediyor, orası hakkında yeni bir şeyler okuyor ve oradayken tanıştığı Tör ile mail’leşerek son gelişmeleri ondan alıyor. April yine buz gibi bir akşam, evinin dışında oturup doğayı seyre daldıktan sonra hissiz bir halde uykuya dalıyor. Rüyasında ondan yardım isteyen “Ayı”yı görüyor. Afallamış bir halde uyanıp bilgisayarını açtığında Tör’den gelen mail o rüyayı haybeye görmediğini ispatlıyor. Çünkü Tör, gönderdiği mail’de Longyearbyen’de bir kutup ayısının vurulduğunu ve kurşunlara hedef olanın “Ayı” olduğunu yazıyor. Durumu hemen babasına bildiren ve bir an önce Kuzey Kutbu’na gitmek istediğini söyleyen April, babası vurulan ayının “Ayı” olmayabileceğini söylese de onun telkinlerine kulak asmıyor ve babasını olay yerine götürmeye ikna ediyor.
“Voltran” Kuzey Kutbu’nda
Yanlarına çok fazla eşya alamadan bölgeye intikal eden April ve babası, Longyearbyen’de bir otele yerleşiyor. Babası bölgeyle ilgili araştırmalar yaparken April da kendi başına etrafı taramak için dışarı çıkıyor ve kan izleriyle karşılaşıyor. Bunun kesinlikle “Ayı”ya ait olduğunu düşünen ve iç sesini takip eden April, orada olduğunu arkadaşı Tör’e de haber veriyor ve ondan durumu araştırmasını istiyor. Tör’den gelen bilgiler kan izlerinin “Ayı”ya ait olduğu yönünde. Ancak yine de emin olmak için fazlasıyla tehlikeli bir yer olan Svalbard’a gitmeyi kafasına koyuyor. Svalbard hakkında çok fazla bilgiye sahip olmayan April, babasından ve Tör kaldıkları otelin sahibi Jurgen’den yardım istiyor. O da buraları avcunun içi gibi bilen Hedda’yla tanıştırıyor. Hedda, Husky cinsi rehber köpeklerinin çektiği kızaklarla onları Svalbard’a götürebileceğini, fakat bunun için söylediklerine harfiyen uyulması gerektiğini “emrediyor”. Plan, program yapıldıktan sonra ekip kızaklarla birlikte Svalbard’a hareket ediyor.

Küçük misafir…
Göz gözü görmeyen buz, kar, fırtına arasında inancını hâlâ yitirmeyen April, bir sabah orada konakladıkları kulübelerde “kükreyerek” “Ayı”ya burada olduğunun işaretini veriyor. Çok geçmeden de “olumlu” bir geri dönüş alıyor. “Ayı”yla hasret giderdikten sonra onun peşine düşen April, “Ayı”yla bir mağaraya girdiğinde henüz bir köpek büyüklüğünde olan yavru bir ayıyla karşılaşıyor ve mesele burada anlaşılıyor. April yavru ayıyı yanına alıp onu iyileştirmek ve yeni bir anneyle tanıştırmak için tekrar geldikleri yere dönüyor. “Ayı”nın “dönüşü” de işte böyle gerçekleşmiş oluyor…
Hannah Gold, Ayı Dönüyor’da hem bir devam romanına hem de yeni maceraya imza atıyor. April’ın Kuzey Kutbu’nda bir ayının vurulduğunu öğrenmesinden sonra Gold, Son Ayı’da ön plana çıkardığı ekolojik ve iklim sorununa bu kez de “turistik amaçlı avlanma” sorununu ekliyor. Arkasına bunu yerleştirerek ilerleyen Ayı Dönüyor, diğer yandan da iki “canlının” yalnızlığını ortak paydada birleştirerek “canlıların” yeryüzü üzerindeki sorunlarının esasen birbirinden çok da farklı olmadığının altını çiziyor.