Hayko Cepkin konserinden:
“Hâşâ hissetmektir bizim vazifemiz!”
“Hayko Cepkin ile yaşıtsanız aynı ortak acı ve sevinçlerden de geçmişsiniz demek. Onu büyüten şarkılar sizi de büyütmüş, aynı memleket acılarını yaşamışsınızdır.”
Hayko Cepkin Hayvaaağ1n adlı şarkısında “Dinle hayat sessizce ağlıyor / Gözlerinin önünde kanıyor / Hâşâ hissetmektir senin vazifen” demekte ya, biz de konserde “hissettik”…
Bu yazı 26 Mayıs 2024 Hayko Cepkin Stadium Show sonrası yazılsa da bir konser yazısı değil, bir Hayko Cepkin yazısı. Hepimiz aynı konsere gitmiş de olsak herkes kendinde kalan duygu ve düşüncelerden yola çıkarak anlatacak elbette. İşte bu da bende kalanlardan bir “Hayko Cepkin” yazısı.
Anlatılan, dünyayı ateşe vermek isteyip kimseleri yakmaya kıyamayan çocukların hikâyesi. Dünyayı yakmadılar ama bazıları sahneyi yangın yerine çevirdiler. Hayatta bazen öyledir ya, dünyayı yakasınız gelir, kimseye kıyamaz kendi hayatınızı ateşe verirsiniz.
Hayko konserleri bir kavuşma gibidir. Hayata aynı yerlerden bakarak başladığın, zamanla giderek sizden uzaklaşan, belki duyarsızlaşan ama kesinlikle çok değişen, hani Cepkin ile Uyan diye sarsarak uyandırmak istediğiniz çok sevip yitirdiklerinize inat hâlâ sizin gibi olanların kavuşmasıdır. Başka bir deyişle yaşı sizden büyük, yaşı sizden küçük ama hâlâ aynı duygu ile hayata tutunan, tutunmaya çalışanların kavuşması…
Yanan sahnede neyzen Burak Malçok ile yangınlardan çıkıp yalnızlığımıza ilerlerken bulduk kendimizi. İnsana kıyamayıp dünyayı değil kendini yakanların sonu yalnızlık ve kendine dönüş değil midir zaten? Kimsenin birbirine “iyi misin?”, “bir derdin mi var?” demediği zamanda Hayko Cepkin, Gelin Olmuş şarkısında "Söyle derdin mi var?" diye o kadar yürekten seslenir ki yaralanmış ruhlarımızı, yalnızlığımızı sarmalar.
“Bipolar etkisinde hangi duyguya ne zaman geçeceği belli olmayan ve sadece bir konser olmadığını ısrarla belirttiğimiz…” diye tarif eder Cepkin konserlerini. Hayko Cepkin şarkıları da kimi zaman da düştüğümüz yerden bizi kaldırır. Hayat gibi. Yorulursun ama yılgınlığa teslim olmazsın.
“Altı üstü beş metreydi
Dertlerinin birikimi (…)
Bertaraf et her şeyini
Kıymetini, kısmetini”
Diğer tüm şarkılarda olduğu gibi Yol Gözümü Dağlıyor şarkısı bir stadyum dolusu insan tarafından diğer Cepkin konserlerine göre çok daha derin bir duyguyla söylendi:
“Gözümde yaş, bomboş elim
Hiçbir şeyin dibindeyim
Geçmiş her gün hikâyemdir
Böyle bilsin sevdiklerim”
Konser sonunda en önden seyreden gençlerin anlattığına göre bu şarkıyı kırk bin kişinin hep birlikte söylemesi Hayko’yu da ağlatmış…
Bazı şarkıları için 'ihtiyaç anında camı kırınız' der Hayko Cepkin. Aşk Kitabı ile aşk acısına, Gelin Olmuş ile yalnızlığımıza, çaresizliğimize, Aldırma Gönül ile tüm yaşamak zorunda kaldıklarımıza direnirken biz sık sık camı kırıyoruz yani...
Hayko Cepkin ile yaşıtsanız aynı ortak acı ve sevinçlerden de geçmişsiniz demek. Onu büyüten şarkılar sizi de büyütmüş, aynı memleket acılarını yaşamışsınızdır.
2 Temmuz Katliamı’nı çocuk haliniz ile televizyondan izlediyseniz sizi yakmaya hazır kara kalabalıklar arasında yaşadığınızı bilerek büyürken, tutunduğunuz umut bizim gibilerin de bir yerlerde olduğunu bilmekti. Moğollar’ın Issızlığın Ortasında şarkısını 1990’ların ikinci yarısında konserlerde Moğollar’dan sık sık dinlemiş biri olarak geçen bunca yıl, bunca katliam, bunca dağılma, apolitize olma halinden sonra Dolmabahçe’de ve elbette önceki konserlerde Cepkin Issızlığın Ortasında’yı söylerken yumruğu sıkılı, inançlı, karanlık karşısında duran her yaş grubundan birileri ile buluşmak, birilerinin hâlâ buralarda olduğunu görmek, kaybettiğimiz kardeşlerimizi bulmak gibiydi.
Toplumsal olaylar, yaslar ve acıların aynı yerden yakaladığı tek olay keşke Sivas Katliamı olarak kalsaydı. Hrant Dink’i kaybettiğimizde bir anma toplantısında Melekler şarkısını seslendirirken yine Cepkin’in acısı acımıza değmişti:
“Yine geldi kör günler
Niye ötsün bülbüller?
İçim acır gündüzler, yakar”
Hayko Cepkin Beşiktaş Konseri bu derece büyük bir organizasyonda kapı açılışından bitişine dek aksayan hiçbir yanı olmadan devam etti. İstanbul’da pek çok başka etkinliğe, futbol sezonunun son maçları olmasına rağmen hayli kalabalıktı. Söylenen şarkılar Hayko Cepkin’in on dokuz yıllık geçmişi değildi sadece, bizim de geçmişimizdi.
Konserde söylenen çok fazla şarkı vardı. Söylenmeyen de. Biz Haykoseverlerin programda yer almayan ancak çok çok sevdiği şarkılar vardır. Mesela benim aklımda kalan, ah keşke bu da olsaydı dediğim Sandığım Hazır oldu… Keşke olaydı!
Konserin ötesinde büyük bir gösteri olan “26 Mayıs Beşiktaş Stadyumu” bildiğimiz Hayko Cepkin konserlerinin birkaç adım ötesinde büyük bir prodüksiyondu. Özgür Özkan, Poyraz Kılıç, Berkay Yıldırım her şarkıda her zamanki gibi Hayko Cepkin’e eşlik ediyordu. Burak Malçok’u ney’de, Aylin Ateş’i Yalnız Kalsın’ın introsunda dinledik. “Meleğimiz” Alper Akçay ve Berfin Karayaka’nın dansları etkileyiciydi. Lazer ve ışık gösterileri, ekranlara yansıyan görüntünün netliği, her şarkıda teatral bir sahne yaşanmasını sağlıyordu.
Hayko Cepkin konserleri çok sert, çok coşkulu, birden en yukarda, birden en dipte geçer. Tıpkı yaşamlarımız gibi. Gelin olmuş ve Yol Gözümü Dağlıyor’da gözümüzden yaş süzülürken birkaç şarkı sonra finalde bize mahsus bir coşku ile yükseliyorduk. Evet, Hayko ve ekibi yapana kadar “en iyisi bu”…
Önceki Yazı
Dünyayı Ardında Bırak retoriğinden çeşitlemeler
“Dünyayı Ardında Bırak, kahraman ailelerin ve özellikle kahraman babaların koalisyonunu öne çıkarıyor. Filmdeki kurtuluş mücadelesi ve dayanışma ruhu sıradan ABD’lilerin kahramanlık duygularını okşuyor.”
Sonraki Yazı
Yağmur Altında Yüzmek'ten:
“Gökteki Ay’ı gösteren parmakla
Ay’ı birbirine karıştırmamak”
Yağmur Altında Yüzmek: Dört Büyük Rus yazarla Edebiyat Dersi'nde George Saunders iyi bir öykünün yapıtaşlarını incelemek için Rus edebiyatının büyük yazarlarını mercek altına alıyor. Çehov, Turgenyev, Tolstoy ve Gogol’ün öykülerine eğilerek kurmacanın nasıl işlediğini ele alan ve önümüzdeki günlerde DeliDolu tarafından basılacak olan kitabın giriş bölümünü Tadımlık olarak sunuyoruz.