• HAKKINDA
  • YAZARLAR
  • YAZILAR
  • İLETİŞİM
  • DENEME
  • DOSYALAR
  • EDİTÖRDEN
  • ENGLISH
  • GASTRONOMİ
  • EVVEL ZAMAN
  • HABERLER
  • HER ŞEY
  • KİTAPLAR
  • KRİTİK
  • PORTRE
  • SANAT
  • SİNEMA-TİYATRO-TV
  • SÖYLEŞİ
  • SORUŞTURMA
  • SPOR
  • TADIMLIK
  • TARTIŞMA
  • VİDEOLAR
  • VİTRİNDEKİLER

Geray Gençer ile söyleşi:

"Tanpınar’ı tasarlamak"

Dergâh Yayınları’nın hazırladığı yeni Tanpınar külliyatı tasarımcı ve sanatçı Geray Gençer’in imzasını taşıyor. Kendisiyle “Tanpınar’ı tasarlamak” üzerine konuştuk...

Geray Gençer

ABDULLAH EZİK

@e-posta

SÖYLEŞİ

1 Ağustos 2024

PAYLAŞ

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın eserleri, Huzur’un yayımlanışının 75. yılında yeni ve eleştirel basımlarla yeniden okuyucularla buluşuyor. Uzun bir arşiv çalışmasının neticesi olarak ilk çıktıları yayımlanan bu külliyat bir yandan Tanpınar’a dair yeni okumaların önünü açarken, öte yandan alışılagelmiş kalıpları yıkmayı hedefliyor. Dergâh Yayınları’nın hazırladığı yeni Tanpınar külliyatının tasarımcısı ve sanatçı Geray Gençer’le söyleştik...


Bugüne kadar birçok farklı kurum için birçok farklı tasarım geliştirdiniz, geliştiriyorsunuz. Bu anlamda sizin özel işler yaptığınızı, belirli bir görsel kimlik geliştirdiğinizi söyleyebiliriz. Öncelikle tasarlamak, bir görsel kimlik geliştirmek sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor?

En basit şekilde ifade edecek olursam, içerikle okuyucu arasında iletişim kurmaya çalıştığımı söyleyebiliriz.

Tasarım yazarın üslubu ve okuyucunun görsel dünyası arasında iletişim kurabilmeli. Bunu yaparken anlaşılır ama aynı zamanda özgün de olmalı. Diğer taraftan kitapları kapaklarına bakmak için değil, okumak için aldığımızı da unutmamalıyız. Kapakların görsel işlevinin ötesinde birer arzu nesnesine dönüşmesi ve yazımın önüne geçmesi ise görüntüye verdiğimiz abartılı değerle ilgili güncel bir sorun olarak yorumlanabilir.

Ahmet Hamdi Tanpınar külliyatı yeni eleştirel basımlarla beraber yeniden okurlarla buluşuyor. Sizin tasarladığınız bu yeni basımlar gerek içerikleri gerekse tasarımlarıyla daha önceki basımlara göre oldukça ayrıksı bir yerde duruyor. Başlangıçta Ahmet Hamdi Tanpınar sizin için nasıl bir imgeydi? Yola nasıl bir Tanpınar imgesi/düşüncesiyle çıktınız?

Tanpınar gibi isimlerin gerek edebiyat bağlamında yer ettikleri alan gerekse okura sundukları imgelerle dikkat çektiğini, kanona dair birçok şey ifade ettiğini söyleyebiliriz. Öte taraftan bu isimlere dair yaklaşımların belirli noktalarda oryantal ve eskicil kaldığı da ifade edilebilir. Dolayısıyla üzerine çalışması belirli noktalarda zor bir isim.

Ahmet Hamdi Tanpınar

Bir okuyucu olarak Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Türk edebiyatı bağlamında oldukça özgün ve yenilikçi bir yeri olduğunu düşünüyorum. Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde kurguladığı gibi Tanpınar’ın yarattığı karakterler yaşadıkları dönemin koşullarına göre oldukça bireysel ve şahsına münhasır tiplerden oluşuyor. Bu yüzden Tanpınar isminin muhafazakâr okuyucu tarafından sahiplenilmesi serinin geleneksel bir görsel kimliğe sahip olması gerektiği anlamına gelmiyor. Buradan yola çıkarak içerikle ilgili meraklandırıcı, soyut ve modern bir tasarım anlayışının yeni ve genç okurları Tanpınar’la buluşturmak için iyi bir başlangıç noktası olabileceğini düşündüm. Bu fikrimi yayıneviyle paylaştığımda onların da benimle aynı fikirde olduğunu duymak çalışmanın geleceği açısından motive edici oldu. Bu yeniliğin belirli bir tepki toplaması öngörebildiğimiz bir sonuçtu. Editoryal açıdan da oldukça özenli bir üretim sürecinden geçen bu külliyat üzerinde ince düşünülmüş, detaylarıyla kurgulanmış bir proje olarak ifade edilebilir.

Halihazırda birçok projede yer alıyor, kendi sanat çalışmalarınızla birlikte yayınevleri ve kurumlar için tasarımlar geliştirmeyi sürdürüyorsunuz. Bir kitabı tasarlamak, onu düşleme süreci sizde nasıl gelişiyor? Kitap tasarımlarınız aynı zamanda bir sanatçı olarak size dair neler söylüyor?

Bir tasarımcının yaptığı işin teknik altyapısı kadar ürettiği tasarımın kullanıcısı hakkında da bilgi sahibi olması gerektiğine inanıyorum. Biz tasarımcıların yaptığı iş bu noktada sanatçılardan ayrışıyor. Ürettiğimiz tasarımı sadece kişisel bir ifade aracı olarak değil, herkes için kullanım kolaylığı sunabilecek ortak bir iletişim aracı olarak kurguluyoruz. Bu yüzden yayın tasarım ile ilgilenen birinin fotoğraf, sinema, resim, sosyoloji, tarih ve psikoloji gibi farklı disiplinler arasında fikir yürütebilmesi, bu beşeri alanlara aşina olmanın getirdiği zenginlikten faydalanabilmesi gerekiyor.

Geray Gençer

Bir kitap tasarlamakla bir kitap dizisi tasarlamak arasında da şüphesiz çeşitli farklar var. Devam eden bir şeyi düşlemek, ona çalışmak farklı bir pratik disiplinini beraberinde getiriyor. Bu anlamda Tanpınar külliyatını bir dizi olarak çalışırken nelere dikkat ettiniz?

Dizi kitap tasarımlarını daha eğlenceli buluyorum; üretmesi zorlu ama daha eğlenceli! Tek tek özgün ve eşsiz ama bir arada uyum içinde bir kurgu oluşturmak bu yapının kendi içinde tutarlı olması için uğraşmayı, bir yol bulmayı seviyorum. Özgün olanla uyum içinde olan arasında orta bir yol bulmak bir tasarımcı olarak bana daha çok zevk veriyor.

Huzur’un özellikle eleştirel basımı, sayfa düzeni, yapısı, notlandırmasıyla aynı zamanda bir sanat kitabı olarak da görülebilecek denli güçlü bir çalışma. Bu eleştirel basıma özel olarak nasıl bir çalışma yürüttünüz? Tasarım olarak bu eseri nasıl düşlediniz?

Sakine Korkmaz’ın editörlüğünde Ezgi Ulusoy ve Aygen İncel’in hazırladığı iç tasarım da Tanpınar ismine yakışan bir serinin oluşmasına önemli bir katkı sundu. Meraklı okuyucular için hazırlanmış olan eleştirel basımların uluslararası standartlarda kurgulanmış özel eserler olduğunu düşünüyorum. Dergâh Yayınları’nı Türk edebiyatının böyle önemli bir ismine gösterdiği özen ve emek için tekrar tebrik ediyorum.

 
Yazarın Tüm Yazıları
  • Ahmet Hamdi Tanpınar
  • Dergâh Yayınları
  • geray gençer
  • kitap tasarımı

Önceki Yazı

SİNEMA-TİYATRO-TV

Hakkâri’de Bir Mevsim:

Sönmüş bir yıldız, Pirkanis

“O, yabancı, uyumsuz, sakıncalı ve yalnız bir varoluş haliyle, kurulu düzenin kurumlarından ve ilişkilerinden dışlanmış, dolayısıyla aklıyla bütünlenebilecek bir gerçekliği arıyor.”

HAMDİ KARAŞİN

Sonraki Yazı

VİTRİNDEKİLER

Haftanın vitrini – 31

Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevlerince bize gönderilen, okumak ve üzerine yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar: Büyük Birleşme / Communitas / Dağlardan Duyur Onu / Erkeklik Krizi / Hapishane-i Umumi Kadınlar Koğuşu / Havva’nın Üvey Kızları /  Kuzey Ormanları / Levant / Modern Barbarlığın Eleştirisi / Şeytani

K24
  • P24 Logo
  • Hakkında
  • İletişim
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

© Tüm hakları saklıdır.