• HAKKINDA
  • YAZARLAR
  • YAZILAR
  • İLETİŞİM
  • DENEME
  • DOSYALAR
  • EDİTÖRDEN
  • ENGLISH
  • GASTRONOMİ
  • EVVEL ZAMAN
  • HABERLER
  • HER ŞEY
  • KİTAPLAR
  • KRİTİK
  • PORTRE
  • SANAT
  • SİNEMA-TİYATRO-TV
  • SÖYLEŞİ
  • SORUŞTURMA
  • SPOR
  • TADIMLIK
  • TARTIŞMA
  • VİDEOLAR
  • VİTRİNDEKİLER

Baby Reindeer. Sahicilik. Özgürlük.

“Bende uyandırdığı sahicilik duygusu üzerine düşünürken, dizinin beni en çok etkileyen yanının kendine karşı sahici kalmak için ısrarla bu kadar zorlu bir yolu seçebilen genç bir adamın hikâyesi olduğunu fark ettim. İzleyiciye anlattığı, yaşadıklarının sahiciliğini yitirmeden yeniden yaratılması bilhassa zor bir hikâye.”

Baby Reindeer, Richard Gadd (Donny) ve Jessica Gunning (Martha).

LEBRİZ İSVAN

@e-posta

SİNEMA-TİYATRO-TV

9 Mayıs 2024

PAYLAŞ

Nisan sonunda Netflix’te gösterime giren ve izleyicileri anlatım gücüyle uzun bir süre tesiri altında bırakacağına inandığım Baby Reindeer dizisinin etkisinde sürüklendiğim düşünceler hakkında yazmak istedim. Gerçek bir yaşanmışlığa dayandığını belirten yapımlar tamamıyla kurmaca olduğunu varsayabileceğimiz yapımlara kıyasla yapım süreciyle ilgili de daha sahici meraklar uyandırma eğilimindedir. Sahiciliğini izleyiciyle paylaşmak istemiştir, ancak bu saf bir sahicilik iddiası da değildir; izleyiciye sahicilik arayışında yaratıldığı hissini verir. Artık kendisine de görünür olan bu sahicilik arayışı izleyiciye bir rol ya da sorumluluk yüklemez ama kendi gerçeklerinin arayışında gösterileni sorgularken bildiği bir şey vardır: Gördükleri kendi hikâyesi olduğunu belirten kişinin gerçeklerine dayanır ve hikâyenin diğer karakterlerinin de kurgusal olmayan farklı gerçekleri vardır. Bu bilgi izleyicinin hikâyeyle kurduğu bağı etkiler; karakterler arasındaki ilişkiyi kendi izleme deneyimini de içine katabileceği bir gerçeklik alanında sorgulayabilir. Baby Reindeer’ın yaratıcısı Richard Gadd izleyiciye bu alanı açarken çok güçlü bir performans sergiliyor. Bende uyandırdığı sahicilik duygusu üzerine –tuhaf bir umut olarak gördüğüm için– düşünürken, dizinin beni en çok etkileyen yanının kendine karşı sahici kalmak için ısrarla bu kadar zorlu bir yolu seçebilen genç bir adamın hikâyesi olduğunu fark ettim. İzleyiciye anlattığı, yaşadıklarının sahiciliğini yitirmeden yeniden yaratılması bilhassa zor bir hikâye. Yaşananları olduğu haliyle anlatmanın imkânsızlıklarını da gösteren bu sahici anlatım yolunu seçmesinin ardındaki hassasiyetleri ise hikâyenin en dokunaklı yanı.

Richard Gadd senaryo yazarı ve yönetmeni olduğu Baby Reindeer dizisinde Donny karakterinde de kendisini canlandırıyor. Oynadığı rolün ve yönetmenliğin gerektirdiği farklı bakışları, başkalarının hikâyesini hakkını vererek anlatabilmek uğruna kendisine karşı sahici kalmak için oldukça yoğun bir uğraş vererek ustalıkla bir araya getirdiğini düşündüm. Donny ve kendisini yıllarca tacizkâr ve tehditkâr davranışlarla takip eden, geçmişte de benzer suçlardan hüküm giymiş Martha karakteri arasındaki ilişkiyi izlerken, Richard Gadd’ın Martha’ya gösterdiği duyarlılık sayesinde kendisine karşı da sahici kalabildiğine inandım. Bu bakışla izlendiğinde Baby Reindeer aynı zamanda özgürleştirici bir anlatımın da çok güzel bir örneği.

Donny’nin hikâyesini altı aydır bir kadın tarafından ısrarlı takip ve taciz edildiği gerekçesiyle polise suç duyurusunda bulunduğu sırada izlemeye başlıyoruz. Dizinin sonundaysa anlarız ki polis memuruna ilk anda yanıt vermekte zorlandığı ihbarda bulunmak için neden bu kadar uzun süre beklediği sorusunun yanıtını bulmak için yıllarca çabalamıştır ve bizler de sonunda verebildiği yanıtın hikâyesini izliyoruzdur.

Donny şikâyetçi olduğu Martha’yla ilk kez kendisinin çalıştığı bara geldiği gün karşılaşır. Martha’nın sıradışı bir görünümü, hal ve tavırları vardır ve karşılaştıkları o gün Donny’nin önündeki bar sandalyesinde otururken ağlamaktadır. Donny karşılaşmalarını “İlk gördüğüm anda ona acıdım” sözleriyle kendisine karşı hissettiği ilk duyguyu paylaşarak anlatmaya başlar. Kendisine acıdığı için ısmarladığı diyet kolayı ikram eder ve Martha her gün aynı bara gelip Donny’nin ısmarladığı kolayı içmeye başlar. Donny bir nedenle Martha’nın dikkatini çekmiştir ve onun ilgisini ve sevgisini kazanmak için ünlü bir avukat olması gibi kendisine sahte kimlikler yarattığını ve türlü yalanlar söylediğini anlarız. Martha’nın yakınlık ihtiyacı zamanla şiddeti artan ve Donny’yi çaresizlik içinde bırakan taleplere dönüşür; Donny’ye her gün sayısız e-posta göndermeye başlar, eski kız arkadaşının annesiyle yaşadığı eve kadar Donny’yi takip edip izinsiz evine girer ve Donny’nin partnerlerini ve ailesini tehdit etmeye başlar. Hikâyenin bundan sonrasında Donny’nin Martha’ya karşı koymakta ve tümüyle hayatından çıkarmakta zorlanmasının ardındaki derin suçluluk ve utanç duygusunu anlamaya başlıyoruz.

Donny yirmili yaşlarının başında komedyen olarak meşhur olmaya çalışan genç bir adamıdır. Komedyenlik yarışmalarına katılıp Londra’nın ücra barlarında sahne almaya çalışırken sergilediği performans da oldukça acemi, zevksiz ve rahatsız edicidir. Bu yıllarda Londra’nın sanat camiasında tanınan bir senarist olduğunu anladığımız Darrien’ın ilgisini çeker ve bu ilgi kendisine güven ve cesaret verir. Birlikte senaryo yazacakları hayaliyle ve hayatına duyduğu hayranlıkla vaktinin çoğunu Darrien ile geçirmeye başlar. Onun tarafından görünmek önemlidir. Yoğun uyuşturucu kullanarak birlikte geçirdikleri uzun gecelerde Darrien’ın cinsel tacizlerine maruz kalmaya başlar; rahatsızlığına rağmen yaşananları anlamlandırmakta güçlük çeker ve Darrien kendisine tecavüz edene kadar onunla görüşmeye devam eder. Yaşadığı travmayla kendisine duyduğu nefret hayatını altüst ettiği dönemde Martha ile karşılaşır.

Donny ile Martha’nın ilişkisinin derinleşmesine tanık olurken Donny’nin dağılan hayatının parçalarını kurduğu ilişkilerle tamir etmeye çalıştığını ve her birinde kaçmaya çalıştığı yanlarından bir iz kaldığını görüyoruz. Tecavüze uğradıktan sonra pek çok kadınla ve erkekle cinsel ve duygusal bağ kurmayı dener. Bir uygulama üzerinden tanıştığı Teri ile yakınlığı düzenli bir ilişkiye dönüşür, ancak taşıdığı yükler bu ilişkiyi de zedeler. Martha’dan –ve kendisinden– gizlenmeye çalışırken Teri’ye kendisini Tony adında farklı bir kimlikle tanıtmıştır. Bir erkek tarafından yaralanmış olduğunu gördüğünü söyleyen Martha’nın ilgisinde tutundukları onun taciziyle yüzleşmesini zorlaştırır; kendisinden kurtulma çabası saplantılı bir biçimde de Martha’nın kendisinde gördüklerini anlama uğraşına dönüşür. Trans bir kadın olan Teri, Donny ile birlikte Martha’nın tacizi karşısında gizlenmeyi ve zorlukla kazandığı görünürlüğünden vazgeçmeyi kabul edemez. Donny kendi görünmezliğinin hayal kırıklığını “Martha görünmek istediğim gibi beni gördü” sözleriyle anlatır.

Martha’nın kendisine gönderdiği yüzlerce mesajı her gün saatlerce dinlemeye ve yansıttığı ruh haline, içeriğine, zamanına göre tasnif etmeye başlar. Martha’yı “çözmek” kendisiyle sahici bir yüzleşme arayışına dönüşür. Baby Reindeer aynı sahicilikle yaşananları anlatırken, Donny karakteri de izleyicide benzer meraklar uyandırıyor. Teri’den daha çok sevdiği tek şeyin kendisine olan nefreti olduğunu anlatırken Donny’nin Teri’de gördüklerini de merak ediyoruz. Teri’nin trans bir kadın olarak kendisini hissettiği kişiye dönüştürmüş olabilmesi ya da kendi erkekliğinden nefret etmeyi anlayabilen bir kadın olması Donny’de nasıl duygular uyandırıyor? Bu merakla izlerken, Richard Gadd’ın Martha’da gördüğü kendi utanç duygusu üzerine Martha’ya –ve kendisine– karşı hissettiği suçlulukla hikâyelerini sahicilikle anlatmaya karar verdiğini düşündüm. Martha’ya ve kendisine borçlu olduğu hikâyeyi izlediğimiz senaryoyu yazarak anlatmaya başlar. Martha tutuklandıktan sonra, polis memurunun tavsiyesiyle ona karşı kullanılabilecek delilleri kaydetmiş olduğu dosyayı siler ve “İlk gördüğüm anda ona acıdım” cümlesini yazar. Darrien’ı polise şikâyet etmediği halde apaçık hasta olan Martha’nın tutuklanmasını istemiştir. Martha’ya ve kendisine acıdığı için de suçluluk duymaktadır. “Baby Reindeer” ismi her bölümünün başında tuşlara basılıp silinirken Richard Gadd’ın hikâyesini yazarken yaşadığı tereddütleri hayal edebiliyoruz.

Baby Reindeer, Richard Gadd (Donny) ve Jessica Gunning (Martha).

Richard Gadd, Martha karakterinin sahici meraklar uyandırarak görünmesi için hassasiyetle ortak duygularını ve benzerliklerini yansıtmış. Dizinin son sahnesinde Martha’nın kendisinde çocukluğunun güven veren oyuncağını gördüğünü anlatırken kendisi de karşılaştıkları ilk gün Martha’nın yaptığı gibi bir barda oturup ağlamakta ve kendisine ısmarlanan içkiyi içmektedir. Kendisinin ve Martha’nın hikâyesini sahicilikle anlatması mahremiyetlerini koruyan bir işlev de görüyor; izleyicide anlatılmayana dair giderilmemiş meraklar bırakmıyor. Örneğin, ailesiyle ilişkisinin çok ufak ancak duygulandırıcı bir kesitini izliyoruz. Donny yaşadıklarını anne ve babasıyla paylaşırken babasının da Katolik okullarında büyüdüğü çocukluk yıllarında cinsel tacize uğradığını öğreniyor. Çok başarılı oyunculuklarla canlandırılmış bu sahneyi seyrettikten sonra gösterilmeyen aile ilişkilerini sorgulama ihtiyacı duymuyoruz. Sahici bir merakla anlatılanı seyrederken izleyicinin kendi beklentileri de sessizleşiyor. Richard Gadd başarılı yönetmenliğiyle izleyicinin Donny ve Martha’ya sahici bir ilgi duymasını sağlarken hikâyelerinin anlatıcısı olma özgürlüğünü de kazanıyor. Bu duygularla seyrederken Donny’nin Darrien ile yeniden görüşme sahnesini Enes Köse’nin Aposto’daki yazısında aktardığından farklı bir gözle izlediğimi fark ettim. Enes Köse, Donny’nin Darrien ile yeniden karşılaştığı sahnede “… bir yüzleşme beklerken, hikâyenin en başındaki fark edilme ve başarılı olma arzusunun tekrar sahneye girdiğine ve kurbanın fail karşısındaki çaresizliğine şahit oluyoruz. Bu açıdan beklediğimiz, yaşanması gerektiğini düşündüğümüz bir son yerine, istismar ve iktidar karşısında zayıf düşmüş insanın, ürkütücü derecede tanıdık çaresizliğini görüyoruz” diyor. Darrien ile kendi isteğiyle tekrar görüştüğü sahnede bunu tam olarak neden istediğini o anda Donny’nin de bilmediğini, ancak sahicilik arayışının içgüdüsüyle buna ihtiyaç duyduğunu ve derin çaresizlik dahil bütün duygularının karmaşasına rağmen buna cesaret edebildiğini hissettim. Hikâyenin bu önemli sahnesini izlerken hiçbir beklentiye sahip olmayışımı, Gadd’ın kendisi ve Martha için sağladığı sahici görünürlüğe borçlu olduğumu düşünüyorum. Aynı sahnede, hiçbir beklentim olmaksızın Donny adına hayal kurabildiğimi de gördüm. Belki de Darrien ile görüşmesi izlediğimiz Baby Reindeer’ın kendisine bir çare olmasını sağlamıştır.

Gadd’ın bu etkileyici sahiciliğini koruyabilmesine başta Martha ve Darrien’ı canlandıran Jessica Gunning ve Tom Goodman-Hill olmak üzere bütün oyuncuların büyük katkı sunduğuna inanıyorum. Böylesi bir hikâyede kendisini yeniden canlandıran Gadd’ın oyunculuğundaki sahicilikte karşısında oynayan oyuncuların güven verici rolleri çok değerli. Bir Netflix dizisi izlemenin kendisinin, verdiği zevk ve ilham dışında, sahici bir umut olduğunu hissetmek hoş bir duygu. Baby Reindeer özgürleştirici bir anlatımın sahicilikle mümkün olduğunu gösterirken bana benzer bir umut verdi. Umuyorum ki Richard Gadd, Baby Reindeer ile istediği gibi görüldüğünü hissetmiştir.

 
Yazarın Tüm Yazıları
  • Baby Reindeer
  • netflix
  • televizyon dizileri

Önceki Yazı

SÖYLEŞİ

Tekel'di Özel Oldu kitabının yazarı Kerim Yanık:

“Özelleştirme değil, Cumhuriyet döneminin en önemli kuruluşunun imhası...”

Tekel’in Nesi Kaldı, Damaklarda Tadı Kaldı, Rakıların Başı Dönüyor gibi içki kültürü serisini yeni kitabı Tekel’di Özel Oldu kitabıyla sürdüren, Tekel’de çeşitli kademelerde yıllarca emek vermiş olan Kerim Yanık’la Tekel’in özelleştirme sürecini, bu süreç sonunda oluşan ekonomik ve toplumsal olarak kayıplarımızı konuştuk.

ÖZGE İPEK ESEN

Sonraki Yazı

SİNEMA-TİYATRO-TV

Netflix’imden gönderldi

“Baby Reindeer her şey gibi tüketilen, izlenip gülünecek ya da hüzünlenilecek ya da takip edilecek, Friends gibi ya da Breaking Bad gibi bir televizyon şovu değil. Hayır, Donny rolünü oynayan Richard’ın da, oralarda bir yerde yaşamaya devam eden Martha’nın da hikâyesi devam ediyor. Bu bizi tuhaf, 'metafiction' bir evrene sürüklüyor ve asıl heyecan verici –ve ürkütücü– kısım bu.”

CEM TUNÇER
  • P24 Logo
  • Hakkında
  • İletişim
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

© Tüm hakları saklıdır.